HDP Van Milletvekili Adem Geveri’nin bütçe görüşmelerinde yaptığı Kürtçe konuşma bütçe görüşmelerinden daha çok konuşuldu. Bütçe görüşmelerin hayırlı olması temennisinde bulunan Geveri bunu Kürtçe söyleyince meclis başkanı tarafından uyarıldı.

 

Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki (TBMM) bütçe görüşmeleri devam ediyor. 12. Madde bütçe görüşmelerinde Halkların Demokratik Partisi (HDP) adına HDP Van Milletvekili Adem Geveri konuştu. Bütçe görüşmelerinde konuşan Geveri meclise damga vurdu. Kürsüye ilk olarak çıkan Geveri Kürtçe konuştu. Meclis başkanının uyarılarına rağmen konuşmasına devam eden Geveri HDP sıralarından alkış alırken diğer partilerden ise tepki gördü. Geveri yaptığı Kürtçe konuşmasında, “Meclis başkanı ve değerli milletvekilleri hepinizin Allah’ın selamıyla selamlıyorum. Umut ediyorum ki bütçe görüşmeleri hayırlı ve bereketli olur” ifadelerine yer verdi. Geveri’nin bu konuşmasına karşılık meclis başkanı şu şekilde cevap verdi. “Sayın Geveri, tutanaklara geçmiyor biliyorsunuz. Herkesin anladığı ortak dilden konuşmanızı istiyoruz.”

 

GEVERİ: UTANÇ DUYUYORUM

Kürtçe konuşmasının ardından Türkçe devam eden Adem Geveri ilk olarak şu ifadelere yer verdi: “Değerli Başkan, saygıdeğer arkadaşlar; hepinizi selamlıyorum. Malum, biliyorsunuz, bir bütçe görüşmesi daha yapıyoruz ama maalesef bu bütçe görüşmesi sadece ekonomik kalkınmaya yönelik, tamamen sermayedar ve özellikle kapitalist çevrelerle birlikte sadece bir zümrenin menfaati için hazırlanmış masabaşı bir bütçedir. Doğal olarak da bizim baştan itibaren karşı çıktığımız ve sonuç itibarıyla da reddedeceğimiz bu bütçe; adaletten, haktan ve hukuktan maalesef tamamen yoksundur. Düşünün, ana dilini bile konuşamayan ve ana dilinin mücadelesini bu serbest kürsüde bile veremeyen bir kardeşiniz olarak, özellikle de çok değer verdiğiniz bir din kardeşiniz olarak, maalesef, insanlık adına ve inançlarım adına utanç duyuyorum.”

 

“CUMHURBAŞKANI GİBİ ŞOV YAPMIYORUZ”

Kürtçe Kur’an-ı Kerim ile ilgili de konuşan Geveri, “Umut ediyorum ki devletin özellikle darbeci anlayışla oluşturduğu bu kanunların getirdiği bu yasaklar, bir gün özgürlük mücadelesi veren insanların sayesinde kalkacaktır. Hepimiz adına sevindirici bir imtihanı başarmış olalım ki Rabbül âlemin diğer dünyada bizi bundan hesaba çekmesin. Elbette ki açmak isterdim ama Sayın Cumhurbaşkanı gibi şov olmasın diye zarf içinde getirdiğim bu yüce Kur'an, Kürtçe. Diyanetin -bütün- doksan yıl boyunca yaptığı tek çalışmadır. Bu çalışmayı, maalesef, bir seçimin propaganda malzemesi yaptığı hâlde, bugün bu Kur'an-ı Kerim meali, yüce Kur'an-ı Kerim meali tek bir okulda, tek bir medresede ve tek bir üniversitede maalesef okutulamamaktadır. Kim şov yapıyor, onu sizin takdirinize bırakıyorum. Bu Kur'an-ı Kerim'i 5 defa yasaklandığı hâlde yayınladık, 6'ncısında, halkımızın hizmetine sokulması için diyanete verdiğimiz hâlde, maalesef, bir siyasi çıkara emel edildi ve nitekim bugün sadece raflarda kalmış durumdadır” dedi.

 

GEVERİ: KUTSAL ÖRTÜLERİ ALINIYOR

8 Mart Dünya Kadınlar Gününe değinen Geveri kadınların teşhis edildiğini söyledi. Geveri şu ifadeleri kullandı: “İşte burada okumak isterdim birkaç ayetini, sabahtan beri ayet okuyan, hadis okuyan arkadaşlara; bizde adalet ve haktan, hukuktan bahseden yüce ayetlerden birkaç örnek vermek isterdik ama maalesef, buradaki faşizan, retçi ve inkârcı anlayışınızdan dolayı bu yüce Kur'an'ın içinde Kürtçe kalacaktır. Evet, değerli arkadaşlar, biliyorsunuz, bu hafta Dünya Kadınlar Günü. Maalesef, Dünya Kadınlar Günü'nü burada kutlamakla birlikte, dışarıda kadınlarımız inim inim zulüm çarkları altında inlemektedir. Bizler için, dini bütün Müslümanlar için namus olduğunu iddia ettiğimiz kadınların, bugün, başları yarılmakta, çırılçıplak -af buyurun- teşhis edilmekte ve maalesef sokaklarda sürünerek, itilip kakılarak zindanlara tıkılmakta, yüce, kutsal olan örtüsü bile, maalesef, başından alınmaktadır.”

 

“UMARIM HAKLARI İADE EDİLİR”

Aile olarak 12 Eylül mağduru olduklarını dile getiren Geveri, “Nitekim bugün bile Kürt davasının, demokrasi mücadelesinin öncü kadroları olan HDP'nin buradaki bir milletvekili olarak demokrasi mücadelesi verirken, hâlâ, ailesi başörtüsünden mağdur olan bir milletvekili arkadaşınızım ve nitekim bu hak mücadelesini onurla taşımaktayım. Umut ediyorum, inşallah, sizler de bunu görür, 12 Eylül’den beri mağdur edilen bu başörtülülerin haklarını iade edersiniz. Sonra gelip burada onun övgüsünü herkesle paylaşırsınız. Doğru partideyseniz bu eksikleri, demokrasinin yüz karası olan bu hak gasplarını yerine getirirsiniz. Biz de yaptığınız iyi şeyleri nasıl takdir ediyorsak bu yapacağınız güzel şeyleri de takdir edeceğiz. Evet, değerli arkadaşlar, maalesef, üstattan bahsedildi, üstadın sözlerinden bahsedildi ama Abdülhamit'ten beri, Kemalist, cumhuriyetçi, retçi rejimden beri ve bugün yine on iki-on üç yıldır iktidarda olan Ak Parti hükûmetine rağmen hâlâ üstadın bir vasiyeti yerde kalmakta, üstüne bir de cenazesi ortada yok, mezarı ortada yok. Umut ediyoruz inşallah onu bulursunuz” şeklinde konuştu.

 

VAN’A ÇOK DİLLİ ÜNİVERSİTE!

Van'da çok dilli bir üniversite kurulması halinde sevineceklerini dile getiren Geveri şöyle devam etti: “Ama maalesef, siz adaleti ıskaladığınız için, kalkınmayla kafayı yediğiniz için sizin bu saatten sonra hakkı hukuku yerine getirebilme cesaretiniz maalesef bitmiştir. Evet, değerli milletvekili arkadaşlarım, 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı'nın 12'nci maddesi üzerine Halkların Demokratik Partisi grubunun görüş ve önerilerini belirtmek üzere söz almış bulunmaktayım. Umut ederim, yeten, kalan vaktimde bir şeyler paylaşmaya çalışacağım. Adaletsizliklerinizi biraz dile getireceğim. Merhum Malcolm X'in güzel bir sözü vardır: "Bize kalmayacak dünya için bize kalacak günahlar biriktiriyorsunuz." Bu sözden her Müslüman kendi nefsi için birçok tavsiye ve uyarı çıkarabilir. Bu söz üzerine, en çok da bugün iktidar fitnesiyle imtihan edilen AKP'li arkadaşlar düşünmelidir. Belki vicdanları sarsılır, kendilerine gelirler ve kendilerine bizzat çekidüzen verirler. Neden mi kendilerine çekidüzen vermeleri gerekiyor? Çünkü şu an üzerinde konuştuğumuz 12'nci maddeyi hazırlayanların ve burada hararetle savunanların dünya hırsı çoktur, vicdanları çürümüştür.”

 

“AKP ADALET İLKESİNE UYGUN HAREKET ETMİYOR”

Para, güç, hırs, ihtiras ve acımasızlığın iktidarın değişmez özelliği olduğunu söyleyen Geveri, “Bunlar insanın nefsini okşayan, egosunu besleyen, insanı sarhoş eden şeyler, onu biliyorsunuz. Bunlar önlem alınmaz ve ölçü kaçırılırsa insan zulmün karanlık girdabında boğulup gidecektir. Değerli milletvekilleri, isminin içinde adalet kelimesi geçen ve kendini dinî referansla tanımlayan kadrolar tarafından yönetilen AKP iktidarının adalet ilkesine uygun hareket etmediğini hep beraber üzülerek izliyoruz. Unutmamak gerekir ki İslam yeryüzünde iman ve adalet ilkeleri olmaksızın anlaşılmaz ve hâkim kılınmaz. Müslümanlar arasında adalet ilkeleri yok olup gitmişse zaten Müslümanların Müslümanlıklarından da söz etmek mümkün olmaz. Adalet ilkesi Müslüman bireyler ve topluluklar arasında bir eşitliğin, bir uyumun ve dengenin sağlanmasını emreder” dedi.

 

GEVERİ: HAK ÇİĞNENEMEZ

Bediüzzaman Said Nursi ile ilgili de konuşan Geveri şu şekilde konuştu: “Üstat Bediüzzaman Said Kürdi der ki: ‘Tam ve mükemmel olan adaleti bir ferdin hakkının bütün insanlar için de olsa feda etmeyen adalettir.’ Buyurun işte gerçek Üstat Said Kürdi'ye sizi arkadaşlar, davet ediyorum. Böyle bir adalete hiçbir kimsenin en küçük hakkının bile çiğnenmemesi esastır. Bir şahıs kendi rızasıyla hakkından vazgeçmediği müddetçe bütün insanların faydası için de olsa onun hakkı çiğnenemez. İlahi adalet için bir insanın hukuku bütün insanların hukuku kadar kıymetlidir. O hukuku çiğneyen bir kimse bütün insanlara zarar vermiş olur ve maalesef zulmetmiş olur, bu da onun ahireti için -üzülerek belirtiyorum- son derece kötü bir akıbettir. Bu vesileyle, hak, adalet ve hürriyetin hüküm sürdüğü yarınlara kavuşmak temennisiyle sizlere saygılarımı arz ediyorum.”

 

“ALLAH’TAN BAŞKA KİMSEDEN KORKMUYORUZ”

Hiç kimseden korkmadıklarını belirten Geveri ,”Biz burada bunu söylerken elbette ki Allah'tan başka kimseden korkmuyoruz ve milletimiz bizi seçmiş. Burada elbette ki konuşacağız siz ne derseniz deyin. Fakat psikolojik olarak ruh hâlimiz açısından size anlatmak istiyoruz meseleyi. Bu meseleyi çözmemiz için elbette ki her türlü yol ve yöntem meşru, her türlü yol ve yöntem için hazırız. Ve bununla ilgili defaatle partim ve kamuoyunda vicdan sahibi, kanaat sahibi bütün insanlar, "İslami çözümden tutun bütün demokratik, beşeri çözümlere, hepsine varız." diye burada beyan ettiler, dışarıda beyan ettiler. Bu açıdan, hiçbir spekülasyona sebep olmadan... Elbette ki, üstat, "Saidi Kürdi" de demiş, "Saidi Nursi" de demiş. Nurs da Kürdista’nın bir köyüdür, elbette ki o köyün ismiyle de iftihar duyuyoruz” ifadelerini kullandı.

 

“ÇÖZÜM BULMAK ZORUNDASINIZ”

Geveri son olarak şu ifadelere yer verdi: “Bunlarla ilgili, bırakın ismini, mezarını dahi ortaya çıkartmaya cesaret edemiyorsunuz, bu hangi adalete sığar? Bunu bir halledin ondan sonra. Ana dilimde konuşmam benim meşru, demokratik ve İslami bir hakkımdır. Bu hakkı yerine getirmemi faşist, cuntacı bir Anayasa engelleyemez, engellemeyecek, bunun için Hükûmet ve iktidar olanlar derhâl buna bir çözüm bulmak zorundasınız. Bu noktada elbette ki biz de destek vermek için hazırız. Bunun dışında başka bir kastımız, başka bir niyetimiz söz konusu değil. Ak Parti’nin bu faşizan anlayış içerisinde bulunan insanları elemesini istirham ediyorum.”


ŞEHRİVAN SİYASET: ÖNDER ALTINAL

Editör: TE Bilisim