30 Mart’ta yapılan yerel seçimlerden birkaç ay önce Ocak ayında yazdığım bir yazıda haddim olmadan AK Parti’nin büyükşehir adayı Gülaçar’a yeni çıktığı bu yolda bazı tavsiyelerde bulunmuştum. Siyaset onların işi ama bizim de söyleyecek birkaç kelamımız vardı heralde.

Lafı ortaya söylüyoruz, üzerine almak isteyen alır, almak isteyen sonuçlarına katlanır. İşte o gün ben de böyle bir yazım da bu minvalde bazı tavsiyelerde bulunmuştum. Hem o günkü görüşlerimi hatırlayalım hem de alınan başarısızlık sonrası yapılan yanlışları konuşalım.

Ne demiştik o gün?

-Meclis üyelikleri çok önemli demiştik. Sabri Abi’nin AK Parti döneminde yaptığı iyi muhalefeti ve bir dönem sonra gelen BDP’li belediyeden söz etmiştik. Abi için ‘muhalifliğin hakkını verdi’ diye bir ifade kullanmıştık. Dönüp bakıyoruz aday Osman Gülaçar, il başkanı Abdullah Aras meclis üyelerini seçerken kentin kaderine yönelik tercihlerde bulundular mı? Hayır… Alınan mağlubiyetin en önemli etkenlerden birinin yanlış meclis üyesi adayları, akraba listeleri olduğunu herkes biliyor. Etti mi size 1!

-“İlçe adayı belirlerken kendinizi de düşünün demiştik” ama siz AK Parti ve Gülaçar bunu yanlış anlayıp “Ailenizi kollayın” şeklinde bir olaya yormuş olacak ki ilçelerde gösterilen adaylar fiyaskodan öteye geçmedi. Biri teşkilatın adamı, biri Gülaçar’ın adamı, birileri milletvekillerinin adamı derken halkın adamı olmayan bir ilçe belediye başkan adayları listesi çıkarıldı halkın karşısına. Osman Nuri Gülaçar’a oy getirecek, en ücra köyden bile büyükşehire katkı sağlayacak isimler yerine resmen Gülaçar’ın oyuna negatif etki katan, ‘negatif’ insanlarla yola çıkıldı. Bunda Gülaçar’ın günahı da var il başkanının da…

-Siz hem Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olarak göstereceksiniz hem de listelerinizde birinci ve ikinci dereceden akrabalarınızı bulunduracaksınız. Halk bu oyuna gelmez. “Yahu sen zaten seçilirsen belediye başkan adayı olacaksın, akrabalarını meclise niye alıyorsun?” der. Dedi de. Sandıkta dedi. Biz gördük, AK Parti görmediyse başka… Dedik ki, “Meclis üyeleri konusunda kesinlikle vekillerin, il teşkilatının veya yönetimdekilerinin insafına bırakılmamalı ya da partililerin kendilerini kurtaracakları son umut olarak görülmemeli.” Dahasını da dedik; “Sözünden çekinmeyecek, sonuç ne olursa olsun muhalefet yapacak, gerekirse meclisi dava edecek ve mahkemeye kadar götürecek cesur insanlara ihtiyaç var. BDP zaten bu konuda temeli sağlamlaştırdı. Ak Parti’de de buna ihtiyaç var.” Ben seçilen listelerde bu kriterlere uyan birilerine rastlamadım rastlayan varsa uyarsın!

-Dedik ki; “İlçelerde size kuyruk olmaktan çok, size gerek kalmadan oy getirecek insanlarla yola çıkmaya çalışın, zira her mahalle, köy ve ilçeden gelecek oy sizin büyükşehir yolunda basamağınız olacaktır.” En yakınınızdaki İpekyolu Belediye Başkan adayı oturduğu yerde en büyük ve oy sayısı en büyük ilçede 3 bin gibi cüzzi bir farkla mağlup ayrıldı. İpekyolu için düşünülebilecek en son ismi düşündünüz resmen kendinize mağlubiyet madalyasını erken taktınız!

-“Siyasete, teşkilata ve siyasi dinamiklere yabancı olabilirsiniz. Ama bunu sadece yakınlarınızın işaret etmesiyle değil, dışarıdan da birilerini dinleyerek kapatmaya çalışın.” Ne yaptı Gülaçar, ailesini aldı yanına en büyük mesajı “Korkmuyoruz” oldu. Bu halk korkmadığınız dışında sizden hiçbir şey anlamadı işte. Yanıldınız… Yanınızda akrabalarınız değil başkaları olsaydı şu an durum daha farklı olurdu…

Mağlubiyeti ilmik ilmik işlediniz hanenize. Yakınmak, şikayet etmek hakkınız değil. Tadını çıkarın!

***

İl başkanı Aras geçtiğimiz günlerde bir açıklama yapmış, “Yola devam” demiş. Yani istifa etmeye niyeti yok.

Birilerinin Aras’a hatırlatması gerekiyor:

-Aras göreve geldiğinde Van’ın 7 vekilinden 5’i Ak Parti’den di. 2011 yılında 5 olan milletvekili sayısı onun il başkanlığı olduğu dönemde vekil sayısı 8’e çıkmasına rağmen Ak Parti 4 vekil çıkarabildi.

-Ak Parti’nin sonradan AK Parti’ye katılanlar ile birlikte 30 Mart seçimlerine girmeden önce 6 belediyesi vardı. O zamanlar Van ile birlikte 12 belediye vardı bu seçimde 14 belediye vardı. Onun başkanlığında AK Parti’nin belediye sayısı 2’ye düştü.

Ötesi var mı?

Ardından Gülaçar sonraki günlerde açıklama yapıyor seçimlerde paralel yapı vs. birçok müdahale olduğunu söylüyor ve “Nasıl kazanıldığını iyi biliyoruz” diyor…

-Gülaçar bu açıklamayı yaparken, Ak Parti’den kazanan iki belediye başkanın ortasında oturuyor. İl başkanının yapması gereken açıklama Gülaçar’ın ağzından dökülüyor. Bunu il başkanı olmadan neden yapıyor? Neden vekiller yok.

Hal böyle olunca insanın aklına il başkanlığı ile ilgili düşünceler gelmiyor değil…

***

İL BAŞKANLIĞI RAĞBETTE!

İnkar etmek, şikayet etmek, bahane aramak boşuna…

Bu mağlubiyet teşkilatın, ilçe teşkilatlarının, milletvekillerinin ve büyükşehir adayının. Üzerlerine düşen bu başarısızlığı üstlenmek, “Ben yapmadım, o yaptı” diyerek “Az daha durayım” çabası vermek değil.

“Veren mi var?” diyen olacaktır, şöyle diyim bu çabayı vermeyen mi var!

Bakın bu mağlubiyetin içinde bizzati bulunan isimler kimler Abdullah Aras, Osman Nuri Gülaçar, Eyüp Acar, İrfan Teke, Yavuz Kuşan, Abdulmenaf Keyifli…

Şimdi il başkanlığı için zikredilen isimler kim?

Yukarıdaki isimlerin aynısı…

Belli ki alınan bu mağlubiyet AK Parti’nin fazlaca hoşuna gitmiş. AK Parti bu kentte yeni bir başlangıç istiyorsa bu isimlerin il başkanlığı ile anılmasına izin vermeyecek.

Bu iş için tam anlamıyla biçilmiş kaftanlar dururken aynı kadroya bir kez daha şans vermek akıl işi değil. Buna ne imkân ne de zaman var!