İşte Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları:

"Seçimler aslında bir umuttu ama öyle oldu ki 7 Haziran seçimlerinden sonra arzu edilmeyen çirkin olaylar meydana geldi. Demokrasinin çok daha farklı ve güçlü bir hale geleceği beklenirken başka olaylar oldu. Bunun öncesi ve sonrasında 6-7-8 Ekim olayları bu sürecin en talihsiz gelişmeleriydi. 50 vatandaşımız o zaman öldü. Bir şey dikkati çekiyor. Öldürülenler kürt vatandaşımızdı ama öldürenler de kürttü. İnsanları sokaklara davet edense terör örgütünü arkasına alan bir siyasi partinin eş başkanıydı. Bu ülkedeki bazı egemen güçler ama medyada ama sermaye çevrelerinde ciddi destekler verdiler. Zaman geldi eline saz verdiler vs. 15 yaşındaki Yasin Börü 3. kattan atıldı. Üzerinden arabayla geçildi. Bir çok parti buna sessiz kaldı. 7 Haziran sonrası parlamento dedik. Süreç parlamentoda devam etmiyor. Tam aksine aşırı bir şekilde şiddet tırmandı. Şiddetin tırmanmasından da öte bölücü terör örgütü çok daha farklı içeride ve dışarıda ülkeyi, bölme gayretine girdi. Artık bu güne kadar sabır sabır sabır...

 

Ben şunu söylemek zorunda kaldım. Çözüm süreci buzdolabına konmuştur. Devlet vatandaşının huzuru için üzerine düşeni yapmalıdır. Tüm güvenlik güçlerimizle elimizden geleni yapacağız. Taviz veremeyiz. Bir defa halkımız kendi içindeki bölücü terör örgütü mensuplaırnı da ayıklamak durumundadır. Gerekirse bunları güvenlik güçlerine haber vermelidir. Örgüt mensupları dezenfermasyon yaparak, halkın arasına karışarak bunları yapmamalıdır. Bunları yemiyoruz artık. Yatırımlar yapılıyor... Daha dün bir şantiyede 30 tane araç yakılıyor. Bunlar o bölge için yapılıyor ama bunlar kürtlerin derdiyle dertlenmiyor. Yolmuş havalimanıymış. Tek dertleri biz bu ülkeyi nasıl karıştırırız ve diye düşünüyorlar.



Bunların hepsi bölücüdürler. Bu ülkede bu ülkenin evlatlarını da birbirine düşürmenin gayretleri içerisindeler. Operasyonlarla adım atıyoruz. Yeri geliyor canımız çok yanıyor. Ben bu şehitlerimizin ailelerine sabırlar diliyorum. Allah'tan rahmet diliyorum. Bu yaşananlar devam ederken bunların olabileceğini biliyorum. Emniyet, Genelkurmay herkes biliyor. Bu işten zaferle çıkacağız Allah'ın izniyle. Bütün bu şehitlerimiz bu ülkede hayırla yad edilecektir. Çünkü onların kanı yerde kalmayacak. Şair diyor ya şüheda fışkıracak...



Bu topraklar şehit kanlarıyla yoğrulmuştur ve bundan sonra da devam edecektir. Bizim askerimizin de polisimizinde hepsinin bir amacı gayesi vardır. O amaç ülkenin birliği ve bütünlüğü ve huzuru ve refahıdır.



Köşelerinden yaptıkları tahribatla ve yazdıkları yazılarla bu milletin birliğini bozmaya çalışanları lanetliyorum.

 


Seçim sürecinin içerisine giriyoruz. Cumhrubaşkanının bu konudaki yetkileri bellidir. TV'lerde bir çok şey konuşuluyor. Cumhurbaşkanı olarak ben yetki alanlarımı biliyorum ve hepsini kullanacağım. Zaman kaybetmenin peşinde olmadım olmayacağım. En fazla milletvekiline sahip siyasi parti genel başkanına görevi verdim ve iki siyasi parti ile ciddi bir süreç geçirdiler netice alamadılar. Ana muhalefet partisine yetki verin diyorlar. Ana muhalelefet partisinin başındaki zat "Ben Beştepe'yi tanımıyorum" diyor. Adresini bilmeyeni Beştepe'ye niye çağırayım ki bütün gerçekler ortada zaman kaybetmenin gereği var mı? Cumhurbaşkanı ülkeyi seçime götürebilir mi, anayasaya göre bunlar var mı var. O halde Cumhurbaşkanı olarak Pazartesi 45 günün sonunda ülkeyi seçime götüreceğim. Ve bunun sonunda Meclis başkanımla bir görüşme daha yapacağım ve sonra halyırlısıyla ülkeyi erken seçime götüreceğiz. Burada önemli olan bir şey var. Kimi görevlendirirsem yetkilendirirsem görevlendireceğim kişi de seçim hükümetini parlamento içinden gerekirse parlamento dışından almak suratiyle kabineyi oluşturur ve bununla seçime gideriz. Seçim güvenliği noktasında da TSK ve polisimiz tedbirlerini alıyor. YSK çalışmalarını yaptı. Seçimle ilgili takvim yapılıyor. Kim bunun içerisinde ön seçim yapacaksa ne yapılackasa. 1 Kasım'da inşallah Türkiye tekrar seçimi yaşayacaktır. Şehitlerimize tekrar rahmet diliyorum milletimizin başı sağ olsun."


KAYNAK-HÜR HABER

Editör: TE Bilisim