Ağustos ayında yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Başbakan Erdoğan'ın Köşk'e çıkması halinde kendisiyle uyum sorunu yaşamayacağı bir ismi tercih edebileceği iddia ediliyor. Kulislerde Başbakanlık için Abdullah Gül ile birlikte Binali Yıldırım, Bülent Arınç, Beşir Atalay, Numan Kurtulmuş'un adı geçiyor.

"PROTOKOL DEĞİL KOŞTURAN CUMHURBAŞKANI"

BBC Türkçe Servisi'nin "Erdoğan Gül'ün Başbakanlığını ister mi?" başlıklı haberinde cumhurbaşkanlığı süreci ele alındı. Erdoğan'ın "protokol değil koşturan Cumhurbaşkanı" tanımı, Çankaya Köşkü'nü yürütmenin tam başı olarak kullanacağı sinyalini veriyor. Anayasanın, Cumhurbaşkanın görev ve yetkilerini düzenleyen 104. maddesi, Cumhurbaşkanı'nın gerektiğinde Bakanlar Kurulu'nu toplayıp başkanlık etmesine ve kanun hükmünde kararnameler yayımlamasına olanak veriyor.

FİİLİ YARI-BAŞKANLIK SİSTEMİ OLACAK

Yani anayasal bir düzenleme yapılamayıp, idari sistemde bir değişiklik olmasa bile Erdoğan, Türkiye'yi fiili bir yarı-başkanlık sistemi içinde yönetebilecek. Bu, zaman zaman Başbakanla gerginlikleri beraberinde getirebilecek bir durum olarak görülüyor.

ERDOĞAN'IN TERCİHİ ÖNEMLİ

Cumhurbaşkanı ve Başbakan arasında sadece son bir yılda yaşanan görüş ayrılıkları bile, Erdoğan'ın neden Gül gibi deneyimli ve güçlü bir Başbakan yerine kendisine daha çok uyum sağlayacak birini tercih etmek isteyebileceğini gösteriyor. Mevcut adaylar arasında eski Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, Başbakan Yarımcıları Bülent Arınç ve Beşir Atalay, Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş gibi isimler yer alıyor.

GÜL VE ERDOĞAN'IN FARKLILIKLARI

Gezi olayları sırasında Erdoğan'ın aksine "Sandık her şey değildir" diyebilen Gül, hükümetin sokaklara taşan gençleri daha çok anlamaya çalışması telkininde bulunabilmişti. Twitter ve Youtube yasaklarına anında tepki veren, İnternet Yasası ile Hakimler Ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) Yasası'nın düzeltilmesi için baskı yapan Gül, temel insan hakları ve demokratik normlar konusunda Erdoğan'dan daha farklı bir tutum izleyebilmişti.

UYUM SORUNU YAŞANABİLİR

Dış politika konusunda son dönemlerde giderek daha çok uyarı ve tavsiyelerde bulunan Gül'ün özellikle Suriye politikasına muhalefet ettiği de biliniyor. Her ne kadar tüm AKP yöneticileri, sorulduğu zaman, partinin kurucularından Abdullah Gül'ün hem partinin hem de hükümetin başına geçmesinden memnuniyet duyacaklarını kaydetseler de, kulislerde yapılan değerlendirmeler, parti içerisinde henüz bu yönde bir iradenin oluşmadığı yönünde.

Bu dezavantaja karşın Abdullah Gül'ün en önemli avantajı, Erdoğan sonrasında AKP'de yaşanabilecek herhangi bir sarsıntıyı engelleyebilecek, partiyi yüzde 40'lar barajlarında tutabilecek tek isim olarak görülüyor olması.

HAZİRANA KADAR BEKLENECEK

Erdoğan'ın hem kendisi hem de kendisinin sonrasına ilişkin durumla ilgili kararını haziran ayına kadar yapılacak yoğun kamuoyu araştırmaları ve temayül yoklamaları sonucuna göre şekillendireceği kaydediliyor. Gül'ün Başbakan olarak seçilmesi durumunda hükümet programını kendi ilke ve görüşleri çerçevesinde oluşturmak isteyeceği, bunun da Erdoğan'la sıkıntı yaratabileceği öngörülüyor.

Editör: TE Bilisim