Kimine göre cemaat, kimine göre camia, kimine göre hizmet hareketi. Assolan şu ki bir Türkiye gerçeği bir dünya gerçeği…

 

Son 1 haftadır Ankara, İmralı ve Avrupa ekseninde dönen gelişmeler için en çok merak ettiğim şey Fethullah Gülen Hocaefendi ve sevenlerinin ne düşündüğüydü.

 

Bu sorunun cevabını sadece ben değil, siyasetçisinden gazetecisine, akademisyeninden sanatçısına, bürokratından STÖ temsilcisine, işadamından esnafına, memurundan işçisine, askerinden polisine, kadınından erkeğine, yaşlısından gencine toplumun çeşitli katmanlarını oluşturan binler, onbinler, yüzbinler hatta ve hatta milyonlar merak ediyordu.

 

Ve beklenen açıklama Salı günü geldi. Fethullah Gülen de süreci desteklediğini söyledi.

 

Hudeybiye Antlaşması’ndan örnekler veren Gülen özetle zahmet taşlarıyla dolu yolun sonunun rahmet olduğunu belirtti.

 

Gülen’in açıklamaları, bu iş için kolları sıvayanları herhalde daha da cesaretlendirecek.

 

Bu açıklamanın önemini iyi anlamak lazım.

 

Zira, hizmet hareketinin meseleye soğuk yaklaşımı hatırı sayılır bir kitle üzerinde umutsuzluğa yol açar bu da toplumun büyük bölümüne sirayet ederdi.

 

Gülen’in meseleye sıcak bakması bu konuda var olan umudumu daha da artırdı.

 

Irak Kürdistanı’nda Gülen hareketiyle ilişkilendiren 30’a yakın okulun bulunması ve bu okullarda eğitim dilinin Türkçe, Kürtçe, İngilizce ve Arapça olması…

 

Gülen’e yakın bazı isimlerin bir araya gelip Gaziantep’te kurdukları Dünya TV’nin 24 saat Kürtçe yayın yapması ve bu kanalın Avrupa ve Asya başta olmak üzere diğer kıtalarda da izlenebilmesi…

 

Gülen’in manevi destekleriyle kurulan Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’nın yeni anayasa çalışmalarında, anadilde eğitimin bir hak olduğunu ve bununda anayasada olması gerektiğini bildiren tekliflerini TBMM’nin yetkili kurullarına yazılı olarak sunması…

 

Hizmet hareketiyle özdeşleşen Kimse Yok mu derneğinin son yıllarda Kurban Bayramı faaliyetlerini ağırlıklı olarak bölge illerine kaydırması ve bu paralelde kardeş aile uygulaması başlatması…

 

Yine bölge genelinde bu hareketle özdeşleşen sayıları yüzlerle ifade edilebilecek düzeyde okul, dersane, yurt, okuma salonu vb. gibi kuruluşlarda on binlerce öğrencinin eğitim ve öğretim görmesi…

 

Bunlara ek daha birçok etkinlik, faaliyet ve girişim…

 

Saydıklarım somut adımlar… İşte bu somut adımlar hareketin Kürt meselesinde aldığı yolu gözler önüne seriyor.

 

Gülen hareketi Türkler üzerinde etkili olduğu kadar Kürtler üzerinde de etkili.

 

Böyle olmasaydı eğer, yaklaşan oda seçimleri öncesi, tüm Türkiye’de olduğu gibi bölgede de odaları yönetmeye talip olan adaylar, bu harekete gönül verenlerin desteğini almak için bu kadar çaba göstermezdi.