AK Parti’de temayül yoklamaları, şimdiye kadar adayı hep kendi belirlediği isim olarak seçen BDP’de ise halk oylaması bu seçimde büyük bir önem arzediyor. Her ne kadar BDP büyükşehirde tek başvuru olarak bunun önünü mevcut başkan Bekir Kaya ile kapatmış olsa da ilçeler için böyle bir uygulama ile adaylarını belirleyecek.

 

Diğer partileri derinden konuşmaya gerek var mı bilmem? Sizce de yoksa buyurun devam edelim…

 

MHP klasik hareketle adayını açıkladı, CHP muhalefetliği üzerinden atıp henüz adaylıkla ilgibi bir ses vermiş bile değil, Son vakitlerin iyi çıkışlı partisi Hüda-Par’da il başkanı Rasim Sayğun’un aday olacağı söyleniyor, Saadet Partisi ise herzamanki gibi önce Allah’a sonra Fetullah beyin iki dudağından çıkacak iki kelama emanet. O yüzden neden diğer partileri değerlendirmiyorsunuz demeyin.

 

***

 

Gelelim temayül yoklamalarına.

 

AK Parti’nin cumartesi günü yapacağı ve teşkilat bazında nabız ölçeceği temayül yoklamasında partilerin kimi istediğini ölçecek bir nevi. Ne kadar etkili olur bilinmez ama AK Parti’nin geleneklerinin bir parçası olarak devam edip giden bir adım haline geldi yıllar içesinde.

 

Üstelik bu temayül yoklamalarının öyle birebir etkili olmadığını herkes de biliyor. Ama buna rağmen özellikle teşkilatta görev alıp da istifa edenlerin bu temayüllere büyük bir titizlik ile çalıştığını biliyoruz. Hatta bu temayül yoklamalarında ön sıraları partilerden istifa edip de adaylığını açıklayacak belediye başkanlarının olacağını da…

 

Ama yine de…

 

Ben hala yetmez ama ‘Evet’ diye düşünüyorum bu konuda. Neyi yetmez biliyor musunuz? Bu temayül de mevcut isimler kadar aday olmayan, adaylığı düşünülen ve akılda kalan isimler de yazılabilecek. Sürprizlere hazırlıklı olun derim aslında…Yani büyükşehir için siz 4 ismi de beğenmediniz mi?

O zaman varsa aklında birini yazacaksınız.Bakınız…

 

(Bir dönem önceki Milletvekili Kayhan Türkmenoğlu, yeni Milletvekillerinden

Burhan Kayatürk, Mustafa Bilici, Gülşen Orhan, Fatih Çiftçi,

Bakanlardan; Zafer Çağlayan, Mehdi Eker, Egemen Bağış, Cevdet Yılmaz,Faruk Çelik).

Bu arada eski Milli Eğitim bakanı Gaziantep Milletvekili Hüseyin Çelik ismi halen soğumuş değil…

Aynı kanaattemisiniz bilmiyorum ama vatandaşa sorduğunuzda neredeyse bir çok isimden hep büyükşehir için bu dört isimden ziyade AK Parti’nin yeni bir isimle çıkacağı izlenimini alıyorsunuz.

 

Neden diye sormayın? Çünkü cevabı sizde saklı…

 

***

 

Gelelim temayüllerin bu anlamdaki önemine. Her ne kadar bizzat başbakan bile adayların belirlenme sürecinde sadece temayül yoklamalarına bakmayacaklarını ve bunun dışında kamuoyu yoklamaları ve diğer bir çok değerlendirmeye yer vereceklerini söylese de temayül bir şeklide adayın elini güçlendirecek ve kendisini güvende hissetmesi anlamında önem arz ediyor işte. İçinde sürüklendiğimiz bu Van gemisinde olanlardan biri olarak ben de tam bu noktada oy kullanacak isimlere vicdanı olarak birkaç tavsiye (haddime değil ama) vermek istiyorum:

 

-Oy verirken bu adam kazanırsa bana ne verir diye değil de bu adam Van’a ne verir diye düşünerek isimlerinizi yazın.

 

-Özellikle teşkilattan istifa eden ve eski teşkilatçıları yazmak gibi bir geleneğe uymak ve kiminle en çok muhabbetiniz varsa onu yazmak yerine partili olmasa da partiye faydası olabilecek hizmetiyle partiye değer katacak insanları seçin.

 

-Hissi davranmayın hissi bir kenara bırakıp vicdanınıza dokunun. Ne diyorsa onu yapın. Ha bunu yaparken de maddi kaygıların vicdanınınızın önüne geçmesine izin vermeyin.

 

-Aday ismi yazarken bu adayı tanıdığız kadarıyla plan, proje, çözüm, etkinlik, beceri ve belediyecilik anlamındaki yeterliklerini ön planda tutun. Bu adam bize ‘iyi iş yapar haa’ diye düşünmeyin ‘Van kazanırsa ben de kazanırım’ diyin. Yoksa 1 dönemlik başkanları Van’ın başına bela etmekten öteye gidemezsiniz alimallah!

 

-Her aday sizi etkilemeye çalışacaktır. Adaylardan etkilenirken onların giydiği takım elbisesinden, söylediği şaşalı kelimelerden, sizin için ettiği vaatlerden ya da ütopik projelerinden etkilenmeyin… Hizmet yapma aşkından etkilenin. ‘Aşk’ aşk böyle bir şey işte deyin!

 

-Oy kullanırken “Niyet ettim, verdim gitti” demeyin. Bu kentin de çocuklarınızın da geleceğini de düşünün. Biraz daha öteye gidin seçim ve sandık risklerini düşünün.

Düşünün derim ben!

 

-Önünüze gelen listelerdeki isimleri yazmak için bir zorundalık hissetmeyin. Siz sandıklarda isimlerinin çıkmasını istediğiniz adayları yazın…Bu işi yapabileceğini düşündüğünüz en iyi ismi yazın. Nihayetinde AK Parti İl Teşkilatı’nın görmediği bir çok ismi belki siz görüyorsunuzdur. Parti teklif etmediyse siz tekilf edin bir şekilde. Olmaz mı?

 

-Halkın hassasiyetlerini göz önünde bulundurarak yazın. Kim geliyorsa aklınıza Bakan olsun, vekil olsun çekinmeden yazın ki Genel Merkez halkın da düşüncesini bilsin. Aday olanın başkan olacağı kesin bir şey değil ki. Her adaya başkanlık verirseniz ohooo!!!

 

-O ismi yazmadan önce bir sorun 11 yıldır Türkiye’nin dört bir yanında güllük gülistanlık şehirler ve beldeler varken Van hep neden kıyıda, köşede kaldı? Neden Van televizyonlarda izlediğimiz büyükşehirlerin hep alt kümesi olarak anılıp durdu? Bunları aklınızdan. Zaten o anlamda isim kendiliğinden yazıya dökülecektir.

 

-Van’a gelen Başbakan Erdoğan’ın Van’a verdiği değeri, ‘’Van; Van canım Van, yarim Van’’ diye gezdiği mitingleri bir düşünün. Van’da 48 saat durmadan gezen, hiç oturmadan Van’ı nasıl alırız diye çalışan ve herkesten daha çok Van’ı istediğini söyleyen Başbakanın o halini bir düşünün… İşte bu yüzden onu da yanıltmayın. Size verilen güvenin suyunu da çıkarmayın! Seviyorsanız sevgisinin karşılığını dürüstçe verin, korkmadan yazın…

 

-Unutmayın siz iktidar değil muhalefetsiniz. Karşınızda da alternatif değil çok güçlü ve halk nezdinde takdir gören bir BDP var. Küçümsediğiniz anda baraj altı partilerden öteye geçemezsiniz. Sonra % 10 barajını nasıl geçerim diye hesap yapan partinin mensubu olur kalırsınız bu sevgiyle öyle!

 

 

Bu kadar. Net…

 

***

 

Hep AK Parti’nin temayülünü konuşmak olmaz. BDP’nin de bu yerel seçimlerde halk oylamasına gideceği benim önemsediğim ve benimsediğim bir şey oldu. Bunu ilk kez yapan ve HDP ile Türkiye partisi olma yolunda da bir adım atan BDP’nin bu adımını ben de ‘biraz daha demokrasi’ olarak nitelendiriyorum. Zira tepeden inme adaylar ne kadar ideoloji ve kimlik partisi olursanız olun insanların içinde hep bir ukte bırakacaktır.

 

İşte bu yüzden BDP artık vatandaşa sorması gerekiyordu. Nihayetinde siz Kürt halkına AK Parti’ye oy verdiği için tepki gösteriyorsanız, AK Parti’ye oy vermemesini baskıyla değil demokrasiyle sağlayacaksınız yine.

 

AK Parti’nin adayı da Vanlı BDP’nin adayı da. Her iki partinin mensupları da seçime kadar beraber yaşarken sadece seçim sürecinde bir ayrışmaya gidiyor. Siz temsiliyette, belediyecilikte halkın istediği adaylara yer verirseniz halkın oyunu da rahatlıkla alırsınız.

 

O yüzden BDP’nin bu adımı olumlu.

 

Zira ben BDP’ye oy vereceksem, yerelde de beni kimin yöneteceğini de bilmek isterim.

Editör: TE Bilisim