Ömer Faruk TOKTAŞ - Şehrivan ÖZEL


Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhuriyet Halk Partisinin ortak adayı olarak Ekmeleddin İhsanoğlu, AK Parti’den Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ve HDP’den Selahattin Demirtaş’ın aday olduğu cumhurbaşkanlığı seçimlerine iki günlük bir süre kaldı. Adaylar ise Türkiye’nin dört bir yanında düzenledikleri mitingler ile çalışmalarını sürdürdüler. Cumhurbaşkanını halkın seçmesi açısından Türkiye adına bir ilk olacak olan Cumhurbaşkanlığı seçimlerine iki gün gibi kısa bir süre kala Cumhuriyet Halk Partisi İl Başkanı Cemal Şen gündemi Şehrivan’a değerlendirdi. Şen, Cumhuriyet Halk Partisinin yerel seçimlerdeki durumundan bu seçimdeki beklentilerine kadar birçok noktaya değinerek vatandaşlara kendi iradelerin gerektirdiği yönde seçimler yapmaları konusunda çağrıda bulundu. Kendisine yönelttiğimiz soruları yanıtlayan Şen Van halkının yerel seçimlerde iki tercih arasında sıkıştırıldığını fakat cumhurbaşkanlığı seçimlerinden daha farklı şeyler umduklarını belirtti. Van halkının çatı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu’na olan bakış açısını ölçmek için birçok görüşmede bulunduğunu belirten Şen halkın İhasonuğlu’na soğuk bakmadığını vurguladı.

‘ŞEN: BAŞBAKAN’IN ÜSLUBU ÇOK SERT’

Başbakan Erdoğan’ın seçim meydanlarında sert bir üslup kullandığını belirten Şen “10 Ağustos çok önemli bir dönüm noktasıdır. Tarihi olarak ilk defa Türkiye’de ki 76 Milyon yurttaşımız kendi iradeleriyle bir cumhurbaşkanını seçecektir. İşte önem arz etmesinin de en büyük sebebi bu. 10 Ağustos’ta halkımızın sağduyulu davranacağına, vicdanlarına seslenerek ve ülkenin birliğini düşünerek oy kullanacaklarına inanıyorum. Bildiğiniz gibi bu cumhurbaşkanlığı seçimlerinde karşımıza üç aday çıkıyor. Bunlar Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Sayın Ekmeleddin İhsanoğlu ve Sayın Selahattin Demirtaş’dır. Ülkenin kardeşliğinin, barışının ve birlikteliğinin önemli olduğunu kavrayan ve vurgulayan adayın kazanmasını istiyoruz. Tabi bu süreç içerisinde çeşitli görüşmelerim oldu. Gerek kanaat önderleri ile gerek sivil toplum örgütleri ile ve daha birçok kesim ile görüştüm. Van halkı Ekmeleddin Bey’in birleştirici yapısına, barışçıl üslubuna ve nazik anlayışına sıcak bakıyor. Bunun yanında Başbakan Erdoğan’ın dilinin çok sertlik içerdiğini, çok kavgacı bir dil kullandığını ve herkesi gerek inancından gerek dininden dolayı hor gördüğünü görmekteyiz. Bir taraftan Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nu mitinglerinde protesto ettirerek ‘Alevisin.’ gibi ithamlarda bulunması, diğer bir taraftan HDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ı sanki bir suçmuş gibi Zaza’lık ile suçlaması siyasetinin çok yanlış olduğunu gözler önüne seriyor. Bu gibi ifadelerin hakaretten bir farkı yoktur. Herhangi bir mevkie aday olan kişilerde aranması gereken özellikler anayasada istenilen kriterler olmalıdır. Kimse mezhebi ve ırkı açısından bir değerlendirilmeye tabii tutulamaz. Sonuçta biz bir cumhurbaşkanı seçiyoruz ve bu başkan halkın başkanıdır. Cumhurbaşkanı olan şahıs o makam yükseldikten sonra tüm siyasi partilerle olan ilişkilerini kesmeli ve bu partilerin hepsine aynı mesafede yaklaşmalıdır.” Dedi.

‘ŞEN: GENEL MERKEZ İLE OLAN İRTİBATIMI KESMİYORUM’

Belli zaman dilimleri içerisinde raporlar düzenleyerek genel merkeze ilettiğini belirten Şen “Ben çoğu zaman ve belli süreçler çerçevesinde siyasi gelişimler ile ilgili bölgede olanları raporlar haline getiriyorum. Bu raporları özet şeklinde genel merkezimize sunuyorum. Birebir görüşmeler yaptığımda oluyor bazı zamanlarda. 30 Mart’ta yapılan yerel seçimlerde gerçekten umduğumuz oy oranını yakalayamadık. Yerel seçimlerde insanlar iki tercih arasında kalarak sandık başına gitti. Cumhuriyet Halk Partisi’nin Van’da büyükşehir belediyesini alma durumunun olmadığını gördük. Çünkü bu kanı artık toplumun içine yerleşmişti. Geçmişte bu tercih sıkışmasından önceki dönemde Cumhuriyet Halk Partisi de Van adına söz sahibiydi. Seçim döneminde Van için AK Parti ve BDP adaylarının aldığı oy oranları resmen Van’ın nüfusunun tamamına yakınını kapsıyordu. Yani bu ilde hiç mi başka partilerin mensubu yok. Demek ki bu iki parti arasında mecbur kalıyor halk. Bu tercih sonucunda bizim taban oyumuz olan 12 Bin ve 13 Bin arasında giden gelen rakamda bir bölünme oluşmuştu. Yerel seçimlerde hal buydu. Cumhurbaşkanlığı seçimleri için ise aynı durumlar bence geçerli olmayacaktır. Cumhurbaşkanlığı seçimleri adına Cumhuriyet Halk Partisi’ne büyük bir pay düşmesini bekliyorum. Yani Cumhuriyet Halk Partisi bu seçimlerde beklentilerinin karşılığını alacak.” İfadelerini kullandı.

‘ŞEN: MEDYADA ADAYLAR EŞİT BİR ŞEKİLDE YER BULMUYOR’

Medyada her adayın eşit düzeyde sesini duyuramadığını belirten Şen “Cumhuriyet Halk Partisi kesinlikle hiçbir konuda sessiz kalmamıştır. Bu konuda yaşanan tek sorun sessizmişiz gibi gösterilmemizdir. Yani basında fazla yer alamadığımız ve sesimizi bu şekilde yeterince duyuramadığımız için sessiz kaldığımız zannediliyor. Türkiye’de ulusal anlamda medya kuruluşlarının %75’i hükümetin güdümünde çalışıyor. Havuz medya dediğimiz şey işte tam da budur. Geriye %25’lik bir basın yayın organı kalıyor. Bu kuruluşlar da hükümetin tehditleri altında varlıklarını sürdürüyor. Bu kuruluşlar cezalar ve müfettişler ile tehdit alıyor. Bugün bir akşam haberleri için hangi kanalı açarsanız açın Tayyip Bey’den kimseyi göremiyoruz. Bugün Türkiye adına 3 tane cumhurbaşkanı adayı yarış içerisinde. Bu adayların 2 tanesini basında göremiyoruz. Diğer aday Tayyip Bey’in görüntüleri ise kanallardan eksik olmuyor. Biz birçok konuda Türkiye’nin önemli sorunlarını dile getiriyoruz, tartışıyoruz, çözüm üretiyoruz kimse bunları yazıp çizmiyor. Van’da 2011 tarihinde çok yıkıcı bir deprem yaşandı. Bunun akabinde 6 Kasım’da yıkıcı bir deprem daha yaşandı. Bu yıkıcılığın yanında eşi benzeri görülmemiş bir göç yaşandı. Yani hava koşullarının ağır olması nedeni ile bu kentte yaşayan insanlar göç etmek zorunda kaldı.” Diye konuştu.

‘ŞEN: TOKİ’LER İÇİN FAZLA ÜCRET ALINDI’

TOKİ’lerin vatandaşa gereğinden fazla bir ücrete mal olduğunu belirten Şen “Ramazan Ayı sürecinde Sayın Valimiz ildeki bütün partilerin il başkanlarını ve milletvekillerini bir iftar yemeğine davet etti. İftar yemeğinden sonra basın mensupları ile birlikte hep beraber bir sohbet masasına oturduk. İftar yemeğine oturan herkes davetten oldukça memnun olduklarını belirttiler. Van halkının deprem döneminde çok mağdur edildiğini, Van’a sosyal bir devlet olarak yaklaşım gösterilmediğini ve sadaka anlayışı ile Van halkına yaklaşıldığını konuştuk. TOKİ’lerde kullanılan arazinin hazine malı olduğu ve kullanılan malzemeler ikinci kalite olduğu halde vatandaşımıza çok daha fazla bir ücrete mal olmuştur. Ben bu konuyu düzenlenen iftar davetinde dile getirdim fakat dile getirmeme rağmen bunlar hiçbir şekilde yankı bulmadı. Orada ulusal basından yerel basına birçok kişi vardı. Ama ne işse söylediğim bu sözler halkımıza duyurulmadı. Herkesin bir yerde bir rantı var. kimse işine gelmeyen şeyleri yazmıyor. Vatandaşlarımız arasında bir anlayış var. ‘Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın.’ Diye. Bu anlayış ile hareket edilmeye devam edilirse inanın bana bu ülke birçok şey sır olarak kalır. Asıl benimsenmesi gereken anlayış o yılanın eninde sonunda bir gün bizi etkileyeceğidir. Şu an TOKİ’lerde vatandaşın gidip muayene olacağı bir sağlık ocağı bulunmuyor. TOKİ’lerde yaşayan vatandaşlar Yaz-Kış demeden dağdan ihtiyaçları için şehir merkezine geliyor, bu ihtiyaçlardan sonra tekrar TOKİ’lere gidiyor. Eğer orada bir yaşam alanı oluşturulduysa vatandaşların ihtiyaçlarını karşılaması için çeşitli mağazalarda oraya kurulmalıdır. Ülkemizde bugün katliamları kınayan lider zamanında, bu katliamların baş kahramanı olan Beşşar Esed’i yatında içki içirtip dolaştıranlardır. Sonuç itibariyle halkımız gerçekten çok önem arz eden bir seçime gidecektir. Umarım ülkemizde yaşayan ve sandık başına giden tüm vatandaşlarımız bu kavgacı ve gizli politikalara bir son verecektir.” Diyerek sözlerini noktaladı.

Editör: TE Bilisim