Ömer Aytaç Aykaç yazdı...Muhalefet partilerinin şu sıralar Van hakkındaki ilgilerinin maşallahı var! Van’ın son günlerdeki hava muhalefeti gibiler. Bunu konuşmadan önce şöyle bir geçmişe göz atalım dilerseniz. Yıl 2009. Ak Parti bir çok tartışmaya rağmen Burhan Yenigün’ü yeniden aday gösteriyor. BDP ise bu fırsatı iyi değerlendirip yüzde 53.5 gibi bir oranla Van Belediyesi’ni Ak Parti’den devralıyor. O günden bu yana Van’da yerel yönetim BDP’nin elinde. Yıl 2011, her yıl üstün milletvekili sayısı ile fırtına gibi esen Ak Parti, Türkiye’nin birkaç ilinde olduğu gibi Van’da da çark ediyor. AK Parti bir zamanlar 7-0’ları, 6-2’leri konuştuğu Van’daki sayıyı iyice düşürüyor. 2011’de yaklaşık yüzde 40’lara düşen oy oranı ile Van’ın 8 olan milletvikili koltuğunu 4-4 olmak üzere BDP ile paylaşıyor. Ha bir de CHP var. 2009 yerel seçimlerinde yüzde 3,73 gibi bir oy alan, 2011 genel seçimlerinde ise Zahir Kandaşoğlu’nun yağun çabalarına rağmen oy oranlarında hiçbir kıpırdama olmayan ve yine 3,73 oranı ile seyreden bir CHP. Ardında da Cemal Şen’in il başkanlığı ile harektlenen, geçmişe oranla iyi bir ivme yakalayan CHP var. Tabi bu ivmenin ne yerel yönetimde ne de genel temsiliyette bir anlamı yok bunu da ifade etmek gerekiyor. Çünkü CHP’nin Van’da muhalefet edebilirliği Kılıçdaroğlu’nun Erdoğan’a muhalefeti yanında ‘solda’ sıfır kalır. Neyse. Fazla dallanıp budaklandırmadan dönelim konumuza. Bu kadar bilgi sizce neyi gösteriyor? Ben çok açık söyleyeyim. Bu detaylar Ak Parti’nin hem yerel yönetimin iktadarı olma yolunda hem de Ankara’daki temsiliyet noktasında BDP ile başa baş seviyeye geldiğini, Van’ın artık AK Parti ve BDP tarafından (imkansız ama) ortak yönetileceği anlamına geliyor. Peki sizce bu iki seçimden sonra il istatistiklere göre yönetildi mi? Böyle olduğunu düşünmüyorum. BDP Belediyesi tıpki daha önceki belediyelerde olduğu “bu ilin iktidarı benim” dedi ve bugüne kadar hiç projede Ak Parti ile çalışma gibi çaba göstermedi. Daha önceki belediyelerde böyle bir eğilim göstermedi bu da ayrı bir mevzu. Fakat gelin görün ki son zamanlarda yaşanan tartırşmalar “Ne oldu da BDP bunca süre sonra yerel iktidarın tek sahibi biziz demekten vazgeçti de iktidarı eleştirmeye başladı?” sorusunu akıllara getiriyor? Nasıl mı? KCK tutuklamaları, gözaltılar vb. sebeplerle ıssız bir kurum haline gelen Van Belediye Başkan vekili Sabri Abi, çıkıp bir açıklama yapıyor, “Şu anda iktidar partisi Van’da yapılan hizmetlerin önünü kapatmaya çalışıyor. Bu nedir, bütün Van halkına yapılan bir zulümdür. Eğer burada bir kurum halkın hizmetindeyse ve hizmeti bütün halka götürüyorsa, halk da bundan memnunsa niye karşı çıkılsın ki? Vekiller, buradaki halkın vekilleridir. Sonuçta itibariyle biraz daha bu hizmetlere destek ve katkı sunması lazımdır. Ne yazık ki 4 senedir biz burada belediyeyi yönetiyoruz, bugüne kadar iktidar partisinin ve halkın seçtiği vekillerin belediye ile ilgili ağızlarından bir tek kelime çıkmamıştır.” diyor ve ekliyor… “Belediyenin yanından bile geçmemişlerdir. Şimdi soruyorum neden böyle yapıyorlar? Bunlar bu halkın temsilcileri değil mi? Halk onları seçip parlamentoya gönderirken Van’a ve Van halkına hizmet üretsinler, katkı sunsunlar diye gönderdi. Maalesef bir türlü bunlardan ne destek alabildik ne de yanıt alabildik. Halkın bunu duyması gerekir. Vekil olarak gidenler bu halka hizmet etmek zorundadır. Bunu yapmadıkları gibi hizmetlerin de önünü kesmeye çalışıyorlar. Bu da Van’a Van halkına yapılan bir zulümdür, bir yanlıştır. Onlara sesleniyorum. Bu ilin hizmetkarlarıyız. El birliği ile memleketimizin sorunlarının üstesinden gelebiliriz. Onun için çekinmesinler. Van’a sahip çıksınlar. Van Belediyesi’ne katkı sunsunlar. Sonuçta bu bir partinin belediyesi değil ismi üzerinde Van halkının belediyesidir. Buradan vekil seçileceksin, halkın temsilcisi olacaksın ve halkın belediyesinin yanından geçmeyeceksin. Bu ciddi bir sorundur. Bu yanlıştan dönmeleri gerekiyor. Van Belediyesi’ne destek olmaları gerekiyor. Şimdiye kadar hep köstek oldular, bundan sonra destek olsunlar” diyor. Sonra da Ak Parti Van milletvekili Mustafa Bilici bir açıklama yapıyor, “Bize belediyeden yardım notkasında bir talep gelmedi.” Diyor ve o da açıklamasında Abi’den iddialarını kanıtlamasını istiyor. Ardadan günler geçti, iki ismini tartışmasına hiç girmek istemiyorum. Birisi ilin yönetiminden birisi koca Van’ın temsiliyetinden sorumlu. Nasıl konuşacaklarını bizden öğretecek halleri yok. Ama mesele Van olunca bizim de gazeteciler olarak bir yerde konuşmamız gerekiyor. İşte burada konuşuruz. Ben sorarım sayın Abi’ye, dört senedir Ak Parti’li vekillerin belediye ile ilgili tek bir söz söylemediğini söylüyor, siz ya da belediyedeki diğer yöneticiler deprem zamanında bile bırakın Ak Parti’yi, Vali ile birlikte ilin kriz sürecinin yönetiminde bile ortak çalışmayarak bu sözlerinizi daha başından ihlal etmediniz mi? “Halk bunları hizmet üretsinler diye parlamentoya gönderdi, bu vekiller halka hizmet etmek zorundadır” dediğiniz vekiller sadece neden Ak Partili vekillerden ibaret? Siz yerel yönetimi devraldıktan üç, ili dört vekil ile temsil etme hakkını kazanalı iki yıl oldu. Şimdiye kadar bu konuyu bırakın tartışmayı gündeme bile getirmezken ne oldu da ilin vekillerini hatırlayabildiniz? Bu insanların hizmet getirmek için seçildiğini ama hepsinin de sınıfta kaldığı noktasında hem fikirim, ama yaptığınız açıklama ile siz yanlış bir değerlendirme yapmışsınız. BDP’li vekiller vatandaşa hizmet noktasında ne yaptı peki? Adı sadece ‘Radikal’ deki yazısında Van ile yanyana gelen ve Van adını ağzına bile almayan bir Aysel Tuğluk örneğin… Ya da verdiği soru önergeleri ile her ne kadar bir nebze de olsa bir şeyler yapmaya çalışsa da hizmet noktasında somut bir şeyler ile gelemeyen bir Nazmi Gür ya da… Amaç Van’a bir şeyler kazandırmaksa, çalışmalan bu vekillerin tamamının adını anın ki açıklamanızın, serzenişinizin bir anlamı olsun. Böyle hiçbir anlam ifade etmedi benden söylemesi. Bunu geçelim oy oranı yüzde 3,73’ü geçemeyen CHP’ye gelelim. Muhalefete gelince mangalda kül bırakmayan ama icraat noktasında bırakın elini taşın altına koymayı, parmağını bile kıpırdatmayan CHP Van’a ne yaptı merak ediyorum. Şu ana kadar Van’a ara ara ziyaretler gerçekleştirip, hükümete saydırıp gitmekten başka ne yaptılar sorarım ben kendilerine? Türkiye’de sorunlar çıkıp bağırıp çağırmak ile çözülseydi bu işi CHP’den daha iyi yapacak olanlar vardı, CHP’ye gerek bile kalmazdı. Ama durum bundan ibaret değil maalesef. CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu gelip TOKİ’de incelemelerde bulunuyor, “Konutlar oturulacak gibi değil. Tek bir kelime ile ifade edeyim. Gerçekten rezalet. Bunlar teslim edilmiş gibi görünüyor. Fakat vicdanı olan insanların dayanabileceği bir tablo değil burası” deyip, esip gürlüyor. Gözlerim yaşardı vallahi… Van’a olan bu ilgi ve alakanıza diyecek söz bulamıyorum. Yapmayın Allah aşkına. Yerel yönetimden, Ankara’daki temsiliyete kadar seçilmişler olarak hep birlikte çuvalladığınızı büyük küçük herkes biliyor. Şimdi seçimlere çok az bir süre kalmışken bir birinize saymanızın hiçbir anlamı yok, hiç gerçekçi durmuyor açıklamalarınız. İyisi herkes kendi yapamadığından sorumlu olsun, halk zaten kimin neyi ‘yapamadığını’ çok iyi biliyor, sizin açıklama yapmanıza gerek yok. *** Hazır konu Van Belediyesi’nden açılmışken, sayın Abi’ye bir soru daha sormak isterim. “Halkımız hizmetin en iyisine layıktır” dediğiniz Van Belediyesi, şu ana kadar yerel basına destek anlamında neler yaptı bilmek isteriz. Ya da şöyle söyleyeyim her yıl tanıtım ve medya işlerinde kullanmak üzere belediyenin ayırdığı bütçenin siz ne kadarını Van’da yayın yapan gazete ve televizonlar için harcadınız merak ediyorum? Oldukça büyük bir bütçenin hepsini koca Van’da neden sadece bir gazeteye reklam ve ilanlar vermek için harcadığınızı bilmek isterim. Diğer basın mensuplarının sizlerin gözünde neyi eksik bilmiyorum ama özellikle deprem felaketinden bu yana basın camiasının çok şeyi eksik! Fikir ayrılıklarını bir kenara bırakıp, destek noktasında eşit davranmanız halkçı bir belediyeye daha çok yakışırdı oysa… Umarım bu noktada bize verecek mantıklı ve aklı uygun bir cevabınız vardır Sayın Başkan. Hayırlı işler dilerim!
Editör: TE Bilisim