Van Ticaret ve Sanayi Odası (VATSO) seçimlerine kısa bir süre kala, adaylar arasında hızlı ve ani gelişmeler yaşanmaya devam ediyor.

 

Geçtiğimiz haftalarda ‘K’ belgesi üzerinden götürülen seçim kumpanyası şu sıralar yerini kim aday olacak, kim kiminle çalışacak söylentilerine ve geceli gündüzlü yürütülen esnaf ziyaretlerine bıraktı nihayet.

 

Dilerseniz adaylar ve adaylıklar ile ilgili yaşanan son gelişmeleri şöyle bir özet geçelim bihaber olan okuyucularımız için:

 

*Bilindiği gibi 18 Mayıs 2004 tarihinde kabul edilen 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu'nun 16, 38, 40 ve geçici 10'uncu maddeleri, üst üste iki dönem görev yapmış, meclis başkanı, yönetim kurulu başkanı, konsey başkanı ve birlik başkanının 2 seçim dönemi geçmedikçe yeniden seçilemeyeceği hükmünü taşıyordu. Fakat bazı oda başkanlarının başvurusu üzerine konuyu inceleyen Ankara 13'üncü ve 7'inci İdare Mahkemelerinin ayrı ayrı yaptığı başvuruları birleştirerek inceleme kararı alan AnayasaMahkemesi, kararını ilgili hükmün "iptali" yönünde verdi. Böylelikle VATSO’da üst üste iki dönem yapmış Zahir Kandaşoğlu ve VATBO’da iki dönem görev yapmış Feridun Irak’ın önündeki engel kalkmış oldu. Her iki isim de iptal kararından önce VATSO adaylıklarını açıklamıştı.

 

*Kararın bozulması üzerine gözler hemen Kandaşoğlu ve Irak’a çevrildi. İlk hafta ‘şu an düşünme aşamasındayım” diyen Kandaşoğlu, sürpriz bir şekilde ikinci haftada adaylıktan vazgeçtiğini, sahneyi yeni gelenlere bırakmak istediğini açıkladı.

 

*Mevcut VATBO Yönetim Kurulu Başkanı Feridun Irak ise net bir şekilde “sözümden dönmem, VATSO’ya adayım” dedi.

 

*Adaylıkları zaten net bir şekilde bilin Necdet Takva ve Mirza Nadiroğlu ise kararlarında bir değişiklik yapmadı. Zira bu saatten sonra bir değişiklik olacak gibi de görünmüyor. Zira Ekonomide Değişim Hareketi (EDH) ile bir çıkış yakalan Necdet Takva son sürat çalışmaya devam ediyor.

 

*Mirza Nadiroğlu şu sıralar adaylık ile ilgili konularda oldukça sessiz. Nadiroğlu ve ekibi perde arkasında ne gibi çalışmalar yapıyor bilinmez, fakat Nadiroğlu’nun basına yansıyan bir çıkışı veya tepkisi olmadı henüz.

 

Yaşanan tüm bu gelişmelere bakıldığında Zahir Kandaşoğlu’nun çok doğru bir karar verdiğini düşünüyorum. Kandaşoğlu, siyaset sahnesinde CHP ile girdiği ve biraz prestij kaybettiği bu seçimden sonra VATSO seçimlerinde ikinci bir başarısızlık ihtimalini düşünerek aday olmadı belki de. Bir de açıklama yaptı; “Üyelerimiz, esnafımız ve tüccarlarımız yeniden aday olmam için istekte bulundular. Bu teveccühleri için herkese teşekkür ederim. VATSO’yu ulusal ve uluslararası boyuta ve belirli bir noktaya getirdik. Odaya sunduğumuz hizmetler halkımızın takdirindedir. Grubumuzun yönetim kurulu, yakın dostlarımız ve akrabalarımız ile ortak bir karara vardık. Arkadaşlarımızın önünü açmak ve rahat çalışmalarını sağlamak için aday olmayacağım.” dedi. Elbette akıl vermek bize düşmez ama Kandaşoğlu belki de birilerinin yanlış yönlendirmelerine rağmen çok doğru ve profesyonelce bir karar aldı. Zaten uydu yayınına başlayan ve kendisinden çok şey beklenen Van TV ile ilgili konular ile çokca ilgilenmesi gerekiyor onun. Aldığı bu karardan dolayı kendisini tebrik etmek gerek.

 

* * *

 

Ölü teşkilatlar şehri

 

Bilmem siz de farkettiniz mi?

 

Başbakan bile Van’ı bu kadar önemserken.

 

Van ve Mardin siyasi arenada Ak Parti ve BDP’nin yerel seçimde kale gibi gördüğü iki kent olarak anılırken.

 

Van resmen büyükşehir ilan olmuşken.

 

Van 2011 yılında yaşanan depremden sonra Türkiye’nin gözünü diktiği ve adeta adını ezberlediği bir memleket haline gelmişken.

 

Hâlâ siyasi olarak ‘silik’ bir tablo çiziyor.

 

Tabiki de teşkilatlanma anlamında.

 

Geçtiğimiz günlerde bir büyüğüm Ak Parti’nin ve BDP’nin Türkiye’de en zayıf ve en etkisiz olduğu tek kent Van’dır demişti.

 

Katılıyorum.

 

Ak Parti ve BDP Van’da bir türlü tam oturtamadığı teşkilatlanmanın sıkıntısını yaşıyor.

 

Ak Parti olağan kongre ile seçilmiş olmasına rağmen yönetimin tamamından istenilen verimi alamıyor, BDP ise sürekli olarak değişen bir il örgütünün istikrarsızlığının dezavantajını yaşıyor.

 

Hal böyleyken iktidar partisi olan AK Parti ile yerel iktidarın sahibi BDP ‘looser’ları oynuyor. Cemal Şen’li CHP, Necip Yavuzer’li SP, Van’da daha aktif siyaset yapıyor.

 

İnanılır gibi değil.

 

* * *

 

Tepkisizleştiremediklerimizden misiniz?

 

İnadım inat, Van’daki kurum amirleri, STK temsilcileri, yöneticiler, siyasiler ve akla gelen her kimse, memleket meselelerinde tepkisiz kalmamaları için gerekirse isim isim yazmaya devam edeceğim.

 

Van’ın böyle kendi halinde devam etmemesi gerekiyor.

 

Birilerinin Van ile ilgili meselelerde artık ses vermesi gerekiyor.

 

Defalarca tepkisiz kurum ve kuruluş amirlerini kalema almıştım. Son zamanlarda belediye de tepkisizleşen kurumlar arasına eklendi. Artık onlarda gazete ve televizyonlarda dile getirilen konularda sessiz kalmayı tercih ediyorlar.

 

Böyle olmaz.

 

Bakın geçtiğimiz günlerde haber bültenlerine yansıyan bir haber vardı.

 

‘Yüzüncü Yıl Üniversitesi öğrencilerinin ulaşım çilesi’ diye…

 

Daha önce de defalarca dile getirilen sıkıntılardan biri. Aslında ildeki ulaşım sıkıntıları da düşünüldüğünde büyükşehir olan Van için bu durum çok sıkıntılı süreçlere gebe gibi dörüyünor.

 

İl merkezine 10 kilometre uzaklıktaki YYÜ’ye ulaşım cidden çileye döndü artık. Geçen yıla kadar öğrencisi olduğum için durumu ben de çok iyi biliyorum. Sabah, akşam öğrencilerin yol çilesi hiç bitmiyor.

 

Minibüsler dolu, otobüsler dolu. Üstelik şu son günlerin moda yarışma programında olduğu gibi şoförler adeta en çok kim ne kadar yolcu dolduracak dercesine bir birleri ile yarışıyorlar.

 

Onu da geçtik bir de güzergaha eklenen bir Dursun Odabaşı Eğitim ve Araştırma Hastanesi var. Onun da gelmesi ile birlikte üniversiteye gitmek tam bir problem oldu. Minibüs ve otobüsler bu yükü kaldıramaz durumda. Öğrenciler soğuk havada tir tir bekliyor saatlerce

 

O yüzden…

 

Otobüsler için belediyeye, minibüsler için Şoförler Odası Başkanı Sayın Faruk Alpaslan’a sesleniyorum, lüften bu duruma bir el atın.

 

Şu güzergaha şehir içinde trafik terörü estiren şoförlerden değil de onların daha ‘soft’ olanlarından oluşan ek seferler yapın.

 

Bari buna tepkisiz kalmayın.