AK Parti'nin halk oylaması kampanya tanıtım toplantısı Ankara'da yapıldı.

 

Toplantıda konuşan Başbakan Binali Yıldırım, “Bugün Türkiye’nin aydınlık yarınlara kapılarını aralayacak 16 Nisan halk oylaması için kampanyamızı resmen başlatmış oluyoruz” dedi.

 

KÜRSÜYE TORUNUYLA GELDİ, NECİP FAZIL VE NAZIM HİKMET İLE BAŞLADI

Başbakan Yıldırım, konuşma yapacağı kürsüye torunu Ecemsu ile birlikte çıktı. Başbakan Yıldırım konuşmasında şu ifadeleri kullandı: Şu muhteşem kadro yarınları inşa edecek. İnanmış teşkilat aydınlık Türkiye'yi emanet edecek. Her birinizin alnından öpüyorum sevgili çocuklar. Yarınların kahramanı sevgili çocuklar. Dünyanın bütün çocukları, en başta sizleri yürekten selamlıyorum. Sevgili kardeşlerim, AK Parti teşkilatının değerli mensupları bu muhteşem salonu hıncahınç dolduran, 81 ilin sesini, nefesini taşıyan sevgili yol arkadaşlarım, hepinizi yürekten selamlıyorum. Dost ve kardeş ülkelerden gelen değerli misafirler, sizlere de hoşgeldiniz diyor, yürekten selamlıyormu. Bu salonun dışında da bizleri izleyen kardeşlerim, ekranları başında bizi izleyen vatandaşlarım, hepinizi en kalbi duygularımla selamlıyorum. Değerli basın mensupları, basın çalışanları, sevgili gençler, hanımefendiler, beyefendiler hepinizi gönülden selamlıyorum. 

 

ÜZERİMDE BİR SELAM VAR ÜZERİMDE BİR EMANET VAR

Üzerimde bir selam var. Üzerimde bir emanet var. İnanıyorum ki, şu anda ekranları başında milyonlar da bu selamı cevapsız bırakmayacak. Ezilenlerin gür sesi, suskun dünyanın hür sesi, göründüğü gibi olan, gücünü milletten alan adam gibi alan, kurucu genel başkanımız, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğon'ın sizlere selamını getirdim değerli yol arkadaşlarım. Buradan öyle bir evet deyin ki, milyonlar sesinizi duysun. Liderimizin, kurucu genel başkanımızın Recep Tayyip Erdoğan'ın emanetine sahip çıkıyor muyuz?

 

BÜTÜN ŞEHİTLERİMİZE ALLAH'TAN RAHMET DİLİYORUM

Bütün şehitlerimizi rahmetle anıyoruz. Mekânları cennet olsun. Özellikle yadetmek istediğim bazı isimler var. Terörle mücadele sırasında ülkenin birliği, dirliği, istiklali için hayatını seve seve veren bütün şehitlerimize, 15 Temmuz alçak darbe girişiminde bayrak için, vatan için, Türkiye için hayatını seve seve veren bütün şehitlerimize Fırat Kalkan'ında, El Bab'da değerli kahraman silahlı kuvvetlerimizin mensuplarına ve bütün gazilerimize buradan minnet, şükranlarımızı sunuyor, şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. 

 

RAHMETLİ EROL OLÇOK VE OĞLUNU RAHMET VE MİNNETLE ANIYORUM

AK Parti kuruluşundan bugüne bütün etkinliklerimizi gerçekleştiren şehit Erol Olçok kardeşimizi ve oğlu Abdullah Tayyib'i de buradan özellikle anmak istiyorum. Ömer Halisdemir'den Halil Kantarcı'ya, Mustafa Canbaz'a, Fethi Sekin'e bütün şehitlerimizi rahmetle, şükranla anıyorum. Mekanları cennet olsun. Bugün yeniden mutlu bir yolculuğa çıkıyoruz. Bugün yeni bir başlangıç için bismillah diyoruz. Yarının güçlü Türkiye'sini kurma yolunda bugün bu salonda ilk adımı atıyoruz. Allah yolumuzu, bahtımızı açık eylesin. 

 

YENİLİĞE DİRENENLER TARİH SAHNESİNDEN YOK OLUP GİDERLER

16 yıl önce AK Parti olarak çıktığımız bu yolda millete hizmet heyecanını asla kaybetmedik. Her gece başımızı yastığa koyarken "Bugün Allah için ne yaptık. Bugün millet için ne yaptık" diye muhasebe yapmaktan asla geri durmadık. Her sabah şafaktan önce kalkarken bugün yeni bir gün, bugün yeni şeyler yapmak, yeni şeyler söylemek lazım diyerek işe başladık. Bu millet ne çektiyse rehavetten, durgunluktan, eskimişlikten çekmiştir. Onun için daima kendimizi yeniledik. Heyecanımızı, coşkumuzu yeniledik. Asla bitti demedik. Asla yeter artık demedik. Ne dedik; bu aziz millet herşeyin en iyisini en güzelini en yenisini hak ediyor. Onun için de her daim yeniliğin peşinde koştuk. Yenilik zordur, reform meşakkatlidir. Ancak zor diye, meşakkatli diye, güç diye, tehlikeli diye direnenler yenilikten kaçanlar tarih sahnesinden yok olup giderler.

 

ALPARSLAN, SELAHATTİN EYYÜBİ, FATİH VE GAZİ MUSTAFA KEMAL'E DE HAYIR DİYENLER OLDU...

Yenilikten korkanlar zafer anıtı dikemezler, tarih yazamazlar. Sultan Alparslan Malazgirt'e gelirken onun planına 'hayır' diyenler oldu. Selahattin Eyyübi Kudüs'e giderken ona da 'hayır diyenler oldu. Ama onlar ürkeklere, korkaklara aldırış etmeden tarih yazdı. Fatih Sultan Mehmet İstanbul'u fethederken ona da hayır diyenler oldu. Ama o bir çağı kapatmış, bir çağı açmıştır. İstanbul'u fethetmiştir. Gazi Mustafa Kemal'i düşünün, Samsun'a giderken ona da karşı çıkanlar oldu, 'hayır' diyenler oldu. Mütareke basını basını hep bir ağızdan 'hayır' diyordu. Gazi Mustafa Kemal bunların hiçbirine aldırış etmedi. Geldi Anadolu'da yeni bir ruh inşa etti.

 

CUMHURBAŞKANINI MİLLET BİZZAT 'EVET' OYLARIYLA SEÇTİ

Recep Tayyip Erdoğan milletvekili olamaz, muhtar bile olamaz dediler. Millet 'evet' olacak dedi. Recep Tayyip Erdoğan'ı milletvekili de yaptı, Başbakan da yaptı. Onlar her reformda 'hayır' dediler. Biz her seferinde 'evet' dedik. Yolumuza devam ettik. 2007 yılında 'hayır siz Cumhurbaşkanı seçemezsiniz' dediler. Biz seçeriz dedik. Millete gittik, milletimiz ne dedi? Evet dedi. Ve Cumhurbaşkanımızı seçtik. Millet Cumhurbaşkanı seçemez dediler. Biz seçeriz dedik, milletimiz 'evet' dedi. Cumhurbaşkanını bizzat millet kendi 'evet' oylarıyla seçti.

 

CUMHURBAŞKANIMIZ O GECE ÖLÜMÜNE MİLLETLE DEDİ

Gezi olayları provokasyondur dedik. Hayır dediler biz evet dedik. 17-25 Aralık kumpastır dedik. Hayır dediler biz evet dedik. 15 Temmuz'da ülkeyi işgale geldiler, Meclis'i bombaladılar. Milli iradeyi ortadan kaldırmak istediler. Biz yıkamazsınız, öldüremezsiniz dedik. Bu bir kalkışmadır dedik. Cumhurbaşkanımız ilk andan itibaren ölümüne milletimle diyerek kahramanca bütün bunların karşısında durdu. Biz onların 'hayır'larına 'evet' diyerek bugünlere geldik. Onların hayır söylemleri karşısında eğer korksaydık, çekinseydik, tarih bizden hesap sorardı, millet bizden hesap sorardı. İnanın, Allah bizden hesap sorardık.

 

EVETLERİ AKILLARA OLDUĞU KADAR GÖNÜLLERE HİTAP EDECEĞİZ

Bizim İstiklal Marşımızın ilk kelimesi nedir; korkma! Bizim siyasetimizde asla korkaklık yoktur. Bize korkaklık yakışmaz. Bizim siyasetimiz cesur siyasettir. Bizim siyasetimiz yenilik siyasetidir, değişim siyasetidir. Heyecan tazeleme siyasetidir. Bizim siyasetimiz reform siyasetidir. 16 Nisan'a kadar meydan meydan, sokak sokak, kapı kapı dolaşarak ne diyeceğimizi biliyoruz değil mi? Bizde korku yok ama korkutmak da yok. Biz gönülden evet istiyoruz. Bunu da tek tek, tane tane anlatarak akıllara olduğu kadar kalplere de hitap ederek başaracağız.

 

ŞİMDİ ORTALIKTA DOLAŞAN YALAN YANLIŞ BİLGİLER VAR

16 Nisan'da yapılacak halkoylaması için bugün 'haydi bismillah' derken bazı konuların altını çizmek istiyorum. Şimdi ortalıkta yalan yanlış bir sürü şey söylediler. Vatandaşlarımız işin aslını öğrensin. Evet bu anayasa değişikliğini biz MHP ile beraber yapıyoruz. Bir uzlaşmayla yapıyoruz. Peki bu anayasa değişikliği neden yapılıyor? Vatandaşlarımızın bunu mutlaka bilmesi lazım. Aksi halde ortalıkta aslı astarı olmayan bir sürü yalan, yanlış, dedikodu dolanıp duruyor.

 

ANA MUHALEFET 367 İCADI ÇIKARTTI BİZ DE MİLLETE GİTTİK

Yıl 2007. Meclis AK Parti var. Cumhurbaşkanı seçeceğiz. Ana muhalefet partisi yeni bir icat çıkardı. 367 icadı. 367 milletvekili Meclis'e girmezse oylama yapılmaz, seçim başlamaz. Cumhuriyet tarihinden beri hiç ama hiç uygulanmamış bir yeni usülle, yeni bir icatla karşı karşıya kaldık. Tabii oylamayı yaptık, ana muhalefet partisi hemen bu oylamayı Anayasa Mahkemesi'ne taşıdı ve AYM de jet hızla görüşerek bunu iptal etti. Biz bir oylama daha yaptık. Yine 367'nin altında çıktı. İş kilitlenmişti. Kriz artık zirveye ulaşmıştı. Meclis'in yapacağı bir şey kalmadı. Karar aldık, işi aslına götürmeliydik, millete götürmeliydik. Hemen toplandık, sayın genel başkanımız seçime gidiyoruz, millete dönüyoruz. Seçim kararı aldık. 22 Temmuz 2007'de seçim gerçekleşti ve millet bize bir önceki seçimde verdiğinin çok üzerinde yüzde 47 destek vererek, bu yanlışı düzeltti.

 

ESASLI DEĞİŞİKLİĞİN İLK ADIMI 2007'DE ATILMIŞTIR

Referandum kararı aldık. Cumhurbaşkanını halk doğrudan seçsin. Bunu da o günkü Cumhurbaşkanı geri gönderdi, veto etti. Biz ısrar ettik, Meclis'ten tekrar çıkardık, tekrar gönderdik. Bu sefer Cumhurbaşkanı mecburen Ahmet Necdet Sezer imzaladı ama konuyu mahkemeye taşıdı. Mahkeme bizim kararımız doğrultusunda karar verdi. Ve 21 Ekim 2007 tarihinde referandum gerçekleşti. Milletimiz yüzde 69 bir katılımla, çoğunlukla Cumhurbaşkanının doğrudan halk tarafından seçilmesini onayladı. Ve herşey artık ondan sonra değişti Türkiye'de. İşte bugün halkoylamasına götürdüğümüz anayasa değişikliği 2007'de başlayan işin eksikliklerinin tamamlanmasıdır. Esasında Cumhurbaşkanlığı sistemi 2007'de önemli adımı atılmıştır.

 

BU KUTLU YÜRÜYÜŞ 16 NİSAN'DA EVETLERLE TAMAMLANACAKTIR 

O gün Türkiye'nin bütün demokratik teamüllerini, milli iradenin kararlarını hiçe sayan ve tam bir kaos örneğini Türkiye'ye yaşatan ana muhalefet partisi CHP, sanki bu işin sorumlusu değilmiş gibi yine darbe anayasasının arkasına saklanarak 'hayır' diye vargücüyle bağırıp duruyor. Türkiye'nin demokratikleşmesi, aydınlık yarınlara ulaşması, daima iktidar, daima istikrara varması için başlayan bu kutlu yürüyüş 16 Nisan'da sizlerin, aziz milletimizin evet oylarıyla tamamlanacaktır.

 

CHP YARGININ BAĞIMSIZ VE TARAFSIZ OLMASINI İSTEMİYOR MU?

Yargı hem bağımsız hem de tarafsız olsun diyoruz. Peki bunun nesi yanlış? CHP buna niye karşı çıkıyor. CHP yargının bağımsız ve tarafsız olmasını istemiyor mu? Milletimizin takdirine bırakıyorum.

 

CHP DYP KOALİSYONUNDA SİZ 100 MİLLETVEKİLİ ARTTIRMADINIZ MI?

Milletvekili sayısı 550'den 600'e çıkıyor. Sayın ana muhalefet partisi bunu da istismar ediyor. Bunu söylerken CHP DYP koalisyon hükümetinde anayasa değişikliği ile milletvekili sayısını 450'den 550'ye çıkaranların kendileri olduğunu unutuyor. Efendim, yazıkmış, günahmış, israfmış. 100 milletvekili arttırmıştınız o zaman. Türkiye'nin nüfusu 59 milyondu. Seçmen sayısı 29 milyondu. Şimdi nüfus 80 milyon, yurtdışı ile beraber 59 milyon seçmenimiz var. Neredeyse seçmen sayısı iki katına çıkmış. Arttırdığımız milletvekili sayısı 50.

 

7,5 MİLYON GENCİMİZİN SİYASETE GİRME İMKANI GELİYOR

Mevcut Anayasa'nın 75. maddesini değiştiriyoruz. Milletvekili seçilme şartları. Biliyorsunuz AK Parti iktidarı milletvekili olmayı 30 yaştan 25'e düşürdü. Şimdi de 18'e düşürüyoruz gençler. Buna da karşı çıkıyorlar. Ne lüzumu var canım, yaşını başını almış adamlar, hanımlar dururken gençlere ne oluyor diyorlar. Oy verirken gençleri çağırıyoruz, ama 'biz de milletvekili olmak istiyoruz' diyen gençlere 'Ne acelen var, bekle' diyorlar. Bu değişiklikle 7,5 milyon gencimize siyasete girmenin imkanı geliyor.

 

GENÇLER 15 TEMMUZ'DA VATANINA, BAYRAĞINA SAHİP ÇIKTI

Gençler 15 Temmuz'da göğsünü tanklara, toplara siper eden gençlerin ülkesine, bayrağına ne kadar sahip olduğunu bütün dünyaya gösterdiniz. Sizin bu yaptığınız karşısında bizim seçilme yaşını 18'e indirmemizin çok da büyük bir iş olmadığını buradan ifade etmek istiyorum.

 

 

BİR SANDIKTA CUMHURBAŞKANI DİĞERİNDE MECLİS SEÇİLECEK

Seçim bitiyor, tebrikler başlıyor 6 ay. Kaldı 3,5 yıl. Sonda vedalaşma ziyareti. Elde kalıyor 3 sene. 3 senede hangi işi  tamamlayacaksınız. Bu bürokrasi ve kırtasiyecilikle bu projeleri nasıl bitireceksiniz? Şimdi 5 yılda seçim yapılacak, iki sandık kurulacak birinde Cumhurbaşkanı diğerinde Meclis'in milletvekillerini seçeceksiniz. Bu değişikliğin en önemli getirdiği şey bu. Aynı anda iki sandık.

 

CUMHURBAŞKANINI SEÇİYORUZ GÜÇLÜ İKTİDAR VE İSTİKRAR OLUYOR

Şimdi Cumhurbaşkanını seçiyoruz, yetkiyi veriyoruz. 5 yıl boyunca verdiğin sözleri yerine getir diyoruz. Aynı zamanda milletvekillerini seçiyoruz. Onlar da kanunları çıkarıp, hükümeti denetliyorlar. Böylece ülkede güçlü bir iktidar, sürekli icraat oluyor.

 

ARTIK KANUN VE KANUN TEKLİFLERİNİ VEKİLLER VERECEK

Güvenoyu kalkıyor çünkü millet güvenoyunu doğrudan veriyor. Vekillere bırakmıyor bu işi. Meclis denetimi, genel görüşme aynen devam. Meclis araştırması aynen devam. Meclis soruşturması aynen devam. Yazılı soru, milletvekilleri bütün bakanlara, başkan yardımcılarına yazılı soru verebiliyor. 15 gün içinde de cevabını alacak. Ama Meclis'e çok önemli yetki veriyor. Artık milletvekilleri dışında kimse kanun teklifi veremiyor. Hükümetin başındaki Cumhurbaşkanı sadece bütçe ve kesin hesap kanununu teklif edebiliyor. Onun dışındaki bütün kanunlar, kanun teklifleri milletvekilleri tarafından veriliyor.

 

ADAY GÖSTERME İŞİ KİMSENİN TEKELİNDE OLMAYACAK

Meclis'te milletvekilleri daha da güçlenecek. Cumhurbaşkanının aday olma şartları bir başka maddemiz. 40 yaşını doldurmuş Türk vatandaşı, milletvekili seçilme yeterliliğine sahip herkes milletvekili adayı olabilir. Aday olma yolları arttırılabiliyor. Her siyasi parti grubu ayrı ayrı aday gösterebilir, beraber de gösterebilir. Ayrıca toplam yüzde 5 oy alan, birlikte veya beraber siyasi partiler de Cumhurbaşkanı adayı gösterebilir. 100 bin seçme yeterliliğine sahip vatandaş da Cumhurbaşkanlığına aday gösterilebiliyor.

 

EVREN'İN ALDIKAÇTI'YA SÖYLEDİĞİ O SÖZ ÇİVİYİ SİSTEMDEN ÇIKARMIŞTIR

Cumhurbaşkanına çok geniş yetkiler verildiği söyleniyor. 1982 Anayasası yapılırken parlamenter sistem. Cumhurbaşkanı var. Meclis var. Başbakan var Bakanlar Kurulu var. Anayasa'yı yazarken Cumhurbaşkanının yetkilerine o zaman Evren Paşa, Aldıkaçtı hocaya, "Sen parlamenter sistemi bırak, başkanlık sisteminde ne varsa onu yaz" diyor. İşte iş orada bozuluyor. Sistemin çivisinin çıkması bu olaydır. Bir yandan parlamenter sistemi düşüneceksiniz bir yandan Cumhurbaşkanına başkanlık yetkisi vereceksiniz. Sorumluluk yok, sadece vatana ihanetten suçlanabilir. Vatana ihanet diye bir suç var mı ceza mevzuatımızda?

 

BAKANLAR KURULU YERİNE CUMHURBAŞKANI KARARNAMESİ GELİYOR

Şimdi diyoruz ki yetkiler var ama sorumluluk var. Başbakanın yetkilerini Cumhurbaşkanına veriyoruz. Bakanlar Kurulu kararı yerine Cumhurbaşkanı Kararnamesi getiriyoruz. Değişiklik bu. Bakanları Cumhurbaşkanı atayacak veya görevden alacak.

 

BİZ SEÇİM KAZANIYORUZ GİZLİ ORTAKLAR DEVREYE GİRİYOR

Bizim yaptığımız gizli ortakları ortadan kaldırmak. Biz seçime gidiyoruz, vatandaşın derdini dinliyoruz, taleplerini alıyoruz, sitemlerini işitiyoruz. Her türlü fedakarlığı yapıyoruz. Ankara'ya geliyoruz bir de bakıyoruz her taraftan kafayı uzatanlar oluyor. "Biz sizin yeni ortaklarıyız" deniyor. Siz nereden çıktınız kardeşim? Bizimle seçim meydanlarında dolaştınız mı? Yok biz burada oturur gelenlerden haklarımızı alırız. Yağma yok! Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk defa darbelere, dayatmalara cevabı veren parti AK Parti olmuştur. 27 Nisan e-bildirgesi, bu bir nevi Cumhurbaşkanı seçmeyin diyen bize verilmiş bir postmodern darbe belgesiydi.

 

YÜZDE 50 OY ALAN MENDERESİ'İ DARAĞACINA GÖNDERDİLER

Yetmedi yargı darbesi yapmaya kalktılar. AK Parti onlara da gereken cevabı verdi. Yetmedi 15 Temmuz'da geldiler. Onlar da boylarının ölçüsünü aldılar. Yüzde 50 oy almış Menderes'i ihtilalle uzaklaştırıp darağacına gönderdiler. 1971'de yine muhtıra, yine istikrarsız dönem. 1979 Cumhurbaşkanı seçilemiyor. 123 tur olmuş. Ve 80 darbesi. 1997'de 28 Şubat, bir irtica hikayesiyle tekrar hükümet alaşağı ediliyor. Bunlar Türkiye ne zaman istikrarı yakalamış, tek başına iktidarlara sahip olmuşsa hep büyümüş. Hep milli gelirini arttırmış, işsizliği azaltmış ve refahı yakalamış.

 

CUMHURBAŞKANI HEM MİLLETE HEM MECLİS'E KARŞI SORUMLU

Cumhurbaşkanı ve Bakanlar her suçtan yargılanabiliyorlar. Bugünkü orandan daha düşük, daha önce Meclis'teki milletvekili sayısının yüzde 75'iyle Yüce Divan'a gönderilirken bugün yüzde 66'sının evet kabul oyuyla gidebiliyor. Hani nerede burada Cumhurbaşkanı sorumsuz. Cumhurbaşkanı millete karşı sorumlu ve Meclis'e karşı sorumlu.

 

MECLİS'İ FESHETMEK CUMHURBAŞKANI VE MECLİS'İN ELİNDE

Bazı çok bilmişler bu maddeye takılıyor. Efendim Cumhurbaşkanı Meclis'i feshediyor. Böyle şey olur mu? Cumhurbaşkanını kim seçiyor, millet. Peki Meclis'i kim seçiyor? Onu da millet seçiyor. Bir kere feshetme diye bir şey yok. Bu koca bir yalan. Ne var, seçimin yenilenmesi var. Seçimin yenilenmesi hakkı hem Cumhurbaşkanında hem de Meclis'te var. Cumhurbaşkanı ve Meclis seçim kararı alabilir. Peki durup dururken niye seçim kararı alsın? Geçmişte Demirel'le rahmetli Özal'ın, Ecevit'le Ahmet Necdet Sezer'in durumunu hatırlayın. Özal'la Yıldırım Akbulut'un durumunu hatırlayın. O anlaşmazlıkların ülkeye ne büyük bedeller ödettiğini hepimiz biliyoruz. 2001 krizinde Türkiye bir gecede yüzde 100 fakirleştiğini unutmuyoruz.

 

BU YENİ SİSTEM UZLAŞMA KÜLTÜRÜNÜ BERABERİNDE GETİRİYOR

Diyelim ki Cumhurbaşkanı seçim kararı aldı. Kendi seçime gidiyor, Meclis'le beraber gidiyor. Meclis seçim kararı aldı. Meclis seçime gidiyor Cumhurbaşkanı da onunla beraber gidiyor. Milletin yetki verdiği iki kurum var: Cumhurbaşkanlığı ve Meclis. İkisinin de aynı gücü elinde  tutması demektir. Tabiri caizse aynı silaha sahip olması demektir. Bu ne demektir; uzlaşın. Bugün Amerika, Fransa bunu tartışıyor. Bu sistem uzlaşma kültürünü getiriyor. Diyelim ki inat etti, seçim kararı aldı. Millet bunun hesabını sorar. Hiçbir haklı gerekçe olmadan seçime giderseniz millet bunun hesabını sizden sorar. Ama bir imkanı da elinde bulundurması lazım. Artık yürümüyorsa, işler tıkanmışsa, iş inada binmişse bunun çözümünü de Anayasa'nın sağlaması lazım. Getirdiğimiz budur.

 

SIKIYÖNETİM ARTIK TARİH OLUYOR

Sıkıyönetim artık tarih oluyor. Türkiye siyasetinde, yönetim sisteminde sıkıyönetim kalmıyor. OHAL devam ediyo, darbe teşebbüsü, şiddet eylemleri, büyük ekonomik kriz varsa OHAL ilan edilebiliyor. Mevcut sistemde OHAL ilan ediyorsunuz, KHK'lar çıkarıyorsunuz. Onlarla ilgili açıklayıcı hüküm yok. Boşluk var. OHAL'i ilan edebilirsiniz, ama aldığınız kararları hemen Meclis'e göndereceksiniz. 3 ay içinde Meclis onaylamazsa tamamen yürürlükten kalkıyor.

 

EY KILIÇDAROĞLU MECLİS'İ BU KADAR AŞAĞILAMA

Mevcuttu HSYK'da 22 üye sayısı 11'e düşüyor. 4 tanesini Cumhurbaşkanı seçiyordu mevcutta. Yeni sistemde yine 4 tanesini Cumhurbaşkanı seçiyor. Yargı bürokrasisindeki seçim kalkıyor, onun yerine Meclis seçiyor. Hangisi milli iradeyi temsil ediyor. Bürokratlar kendi seçince yargı tarafsız oluyor, milletin seçtiği Meclis seçince yargı taraflı oluyor. Ey Kılıçdaroğlu! Temsil ettiğin milli iradeyi, siyasi iradeyi bu kadar küçümseme. Meclis'i bu kadar aşağılama. Bu Meclis 15 Temmuz'da aslanlar gibi bombalara karşı koyan Meclis'tir.

 

BÜTÇE ONAYLANMAZ İSE BİR ÖNCEKİ BÜTÇE GEÇERLİ OLUYOR

Bütçeyi Cumhurbaşkanının kurduğu hükümet veriyor ama bütçe hakkı meclisin. Bütçeyi onaylıyor, onaylamıyorsa ABD'deki gibi kriz yok. Onaylayıncaya kadar bir önceki bütçe devam ediyor, enflasyon oranları hesaplanıyor. Herşeye çözüm var, işi ortada bırakmak yok. AK Parti hiç bir işi yarım bırakmaz.

 

ANAYASA MAHKEMESİ'NDE SAYI 17'YDİ 15'E DÜŞTÜ

Askeri idare mahkemeleri, askeri yargıtay kaldırıldı. Bu da darbe ürünüdür. Darbe zamanı askerler kendileri için ayrı bir yargılama sistemini Anayasaya yerleştirmişler. O da vatandaş, o da vatandaş. Herkes kanun önünde eşittir. Bu modern demokrasilerde olabilecek bir şey değildir. CHP buna da karşı. Şimdi yargıda birlik geldi. Dolayısıyla bunların bu askeri mahkemelerin Anaysaa Mahkemesi'ne verdiği üyeler düştü. Sayı 17'ydi 15'e düştü. Yapılan değişiklik bundan ibaret.

 

YENİ CUMHURBAŞKANI 2019 YILINDA SEÇİLECEK

Biz inanıyoruz, milletimize güveniyoruz. Evet oylarıyla milletimiz bunu kabul edecek. Bir de şöyle tezvirat yapıyorlar, bu anayasa değişikliği kabul edilince Tayyip Erdoğan yeni sisteme göre Cumhurbaşkanı olacak. Bu anayasaya göre Cumhurbaşkanı seçimi 2019. Yani önümüzdeki seçim yapılacak ve ondan sonra tamamıyla bu uygulanacak. İki madde var bir tanesi Cumhurbaşkanının partisiyle ilişiği tekrar kurulacak, diğeri de HSYK'nın yeni yapısına göre seçim yapılacak ve yürürlüğe girecek. Diğer maddeler için hazırlık zamanı var. Bütün kanunlar elden geçecek, hepsi yeni sisteme hazır hale gelecek. Ondan sonra seçim yapılacak ve yeni Cumhurbaşkanlığı sistemi yürürlüğe girecek.

 

ARTIK DARBECİLER TÜRKİYE'YE AYAR VEREMEYECEK

Aziz yol ar kadaşlarım, değerli kardeşlerim, bu değişiklik ülkemiz için tarihi bir fırsattır. Güçlü yönetim sayesinde Türkiye'de artık vesayet, güç odakları, darbe dönemleri tarih olacak inşallah bu ülkenin bir daha gündemine gelmeyecektir. Hiç kimse hiç bir şekilde milletin seçtiklerine yani millete ayar vermeye kalkamayacak. Yeni sistemle birlikte ekonomi daha güçlü, daha sağlam ve sağlıklı bir zeminde ilerleyecektir.

 

YENİ SİSTEM TERÖRÜ BİTİRECEK TERÖRÜN SONUNU GETİRECEK

Türkiye enerjisini büyümeye hasredecek. Yeni sistem bürokrasiyi azaltacak, devletin her birimini daha fazla uyum içinde tıkır tıkır işlemesini temin edecek. Yeni sistem terörün sonunu getirecek, terörü yok edecek. Siz zannediyor musunuz ki PKK, DEAŞ, FETÖ avaz avaz hayır kampanyasını boşuna yapıyor. Onlar hayır çıksın diye kendilerini parçalıyor, bunun anlaşılır tarafı var; çünkü bu değişiklik onları yok ediyor, onların hayat damarını kesiyor. Ne yaparsa yapsınlar, yok olacaklar. Bu ülkenin enerjisini, vaktini, bu milletin enerjisini yok etmeye muvaffak olamayacaklardır.

 

CHP, MHP VE HDP'YE OY VEREN KARDEŞLERİMİZLE GÖNÜL DİLİYLE KONUŞACAĞIZ

Bu değişiklikle Türkiye bölgesinde daha da güçlü hale gelecek. Tehditlere karşı çok daha hızlı haraket edecek. Bu sistem kutuplaştıran siyaseti, korkutma siyasetini ortadan kaldıracak. İnanın ülkenin birliği, beraberliği, kardeşliği daha da muhkem hale gelecek. 80 milyon hep beraber elele, omuz omuza geleceğe emin adımlarla ilerleyeceğiz. 16 Nisan'a 49 günümüz kaldı. Şimdi buradan ayrılacağız. 81 vilayetimize, ilçelerimize, köylerimize dağılacağız. Semt semt, sokak sokak, kapı kapı dolaşacağız. Kalbimizle milletin karşısına çıkacağız. Milletimzile gönül diliyle konuşacağız. Ayrıştırmayacağız, birleştireceğiz. Kutuplaştırmayacağız, kucaklayacağız. Muhabbetin, samimiyetin dilini kurtaracağız. Parti ayrımı yapmayacağız. Bu bir genel seçim değil, partiler seçime girmiyor. Onun için siyasetimizde, din, dil, mezhep, etnik köken ayrımı hiç olmadı, bundan sonra da olmayacak. CHP, HDP, MHP'ye oy veren kardeşlerimizi de ve diğer bütün partilere oy veren kardeşlerimizi de muhabbetle selamlayacağız.

Editör: TE Bilisim