Taraflı konuşarak caka satanlar,

Bağırıp çağırarak Müslümanlara hava atanlar,
Hala devletin olmayan korkusundan kurtulamayanlar.

Bu üç çeşit hocalara karşı dikkatli olun. Ulu orta yerde yakalarına da yapışmayın, ama dediklerini de kale almayın.
Konuştukları konuları not edin, tefsir ve diğer kitaplarda araştırın. Herhalde Kürtçe bilmese de Türkçe okumasını bilen biri muhakkak evinizde vardır. Evinizde muhakkak bir tefsir, bir siyer, bir ilmihal kitabı olmalıdır. Açın söz konusu mevzuu kendiniz öğrenin olmaz mı?

*Kimi yetersiz hocalar durup dururken İslami değerleri Kürt hakları karşısında bir engelmiş gibi gösterirler. Bu İslam’a hakarettir, iddia edenin küfre girmesine dahi sebep olabilir.
Kardeşim! İslam bana,
Mertliği, merhameti, hakkımı savunmayı, haklının yanında olmayı, zalime karşı mücadele etmeyi, namuslu olmayı ve Allah’a secde edenlerden olmayı emrediyor. Bunun nesi zoruna gidiyor?

Utanmadan, Mazlumun dini olmaz diyen hocacıklar var. Halbuki bu böyle değil kardeşlerim mazlumun dini sorulmadan kendisine yardım edilmeli ve zulümden kurtarılmalıdır. İslam’ın haksızlığa karşı duruşu budur. Daha ne olsun?

Ben 52 yaşındayım, kedimi tanıyalı iyi bir mümin olmak için çalışıp çabalamanın yanı sıra her platformda Kürt haklarını savunuyor, dillendiriyor ve karşıtımı ikna ediyorum.

Tam tersine Sosyalist/Komünist Akımın Kürtleri elimi zorlaştırıyorlar, yetmiyormuş gibi bir de Kürt halkını tehdit ediyorlar, korkutuyorlar yeri geldiğince de öldürüyorlar. Bu kesimi uyar sana Hoca efendi!

Bu sözüm ona yurt sever hocalar da bunların arkasında duruyor, bir de hoca diye geçiniyorlar, yazıklar olsun! ilim erbabı olan bir kimseye bu mu yakışır? Allah’a secde etmeyi bertaraf ederek bir şeyler elde etmeyi mi bekliyorsunuz? Orada burada birileri sizi alkışlayabilir, ama siz dünya ve ahrette sefil olanlardansınız bunu unutmayın!

*Sevgili hocalarım kavli leyin varken ne diye Müslüman kardeşine bağırıp çağırıyorsunuz, insanlar ehli iman ve ehli davet olmak üzere iki kısımdır. İki kısımla da barışık olmakla, gönlünü fethetmekle yükümlüsünüz. Hem vaaz nasihat kulağa hoş gelmelidir ki kalbe inmek için yolu tıkanmasın değil mi?

Biliyorum dertlisiniz, içiniz yanıyor. Günde beş vakit namazı terk edip günahkar duruma gelen sevdiklerini karşında görünce dayanamıyorsun sesini yükseltmek durumunda kalıyorsun, ama sabırlı olmakla yükümlüsünüz. Peygamberi bile takmayanlar olduğuna göre beni seni hayda hay takmayanlar olacaktır. Hani nasihat sizden hidayet Allah’tandı. Bunu diyen siz alimler değil misiniz?

*Olmayan korkunun kurbanı olan hocalar, sizi hiç hoş görmemi beklemeyin. Bir sefer korkak olmak alim kimselere yakışmaz. Söz sırası hak ve hakikate gelince susmaya hakkınız yoktur. Şu Kürt hakları konusunda herkesten çok ilim adamları, alimlerimiz sesini yükseltmeliydiler.

Gerçi bu hürriyet fikri medreselerden çıktı fakat başkaları sahiplendi, bu gün Aro/Garo’nun elinde oyuncak olmuş. Çünkü dünya onların ağzına bakıyor. 

Yıllardır kimi İslami şahıs ve kurumların nezdinde Kürtçe ve Kürdistan kavramları neredeyse sansürlü iki kelime durumuna getirildiler. Bu haktan reva mı?

Peki alimlerin hayatın içinde yeri nasıl olmalı?
1-Hakikati çekinmeden kavli leyin, ilginç kıssa ve anekdotlarla dillendirmeli,
2-Bu bölgenin serderdi olan Kürt sorununa hak ölçüsünde mevzu açıldıkça değinmeli en az Türkçe kadar Kürtçe de konuşmalı.
3-Ferdi ibadetler ve bireysel sorumluluk mevzularında da yeri geldikçe halkı aydınlatmalıdır.
Bu atmosferde her ilim erbabı taziyede de başka yerde de konuşabilir, konuşmalıdır. Bu onun vazifesidir.

Kimse alimleri ikinci sınıf kişiler gibi görmesin. İslam terbiyesine göre bir toplulukta ön saf alimlerin ve amirlerindir. Ama aralarında protokol soğukluğu da yok tabi.

saygılarımla arz ederim.