Kandil'de bulunan KCK Yürütme Konseyi Eş Başkanı Cemil Bayık, isim vermeden, HDP'yi eleştiren Kürtlere sert tepki göstererek, "Sırtında yumurta kefesi olmayanlar bol keseden konuşuyorlar. HDP'ye itiraz eden bazı Kürtlerin kaygısı Kürtlerin özgür ve demokratik yaşama kavuşması değildir. Bazı Kürtler, Kürt sorununun çözümü nasıl yakınlaşır kaygısı taşıma yerine, milletvekili ya da belediye başkanı olmaları sınırlanır gibi bir kaygıyla hareket ediyorlar." dedi.

TAN'A SERT TANIT

Eleştirisinde isim vermeyen Bayık'ın, HDP'yi sert sözlerle eleştiren Altan Tan'ı kast ettiği şeklinde yorumlandı. Tan, HDP ile ilgili "Türkiye'deki solu, sosyalistleri ve sosyal demokrasiyi yeniden inşa edecek sol merkezli yeni bir parti oluşturabiliriz. Bunu saygı duyarım. Bu ne kadar oy alır bu ayrı bir tartışma konusu. Ama böyle bir partinin içinde ben olmam, benim gibiler olmaz. Ve böyle bir sol, sosyalist, marksist parti Kürt ve Türkiye toplumunun sorunlarını çözecek oyu alamaz." gibi açıklamalarda bulunmuştu.

"BUNLAR, SİYASİ HEDEFTEN YOKSUN YAKLAŞIMLAR"

Kürtçe yayımlanan 'Azadiya Welat' adlı gazetede makale yazan KCK Yürütme Konseyi Eş Başkanı Cemil Bayık, BDP'lilerin HDP'ye geçmesini eleştiren Kürtlere ve bazı sol çevrelere sert tepki gösterdi. Türkiye'deki bazı sol güçler ve demokratik çevrelerin, 'Kürtler baskın olur' düşüncesiyle HDP'nin Türkiye demokratik partisi olamayacağını savunduklarını, bazı Kürtlerin ise, Kürtlerin siyasi gücünün böyle bir partide eriyeceği kaygısı taşıdığını belirten Bayık, "Bunlar politik yaklaşım içinde olmayan ve ciddi bir siyasi hedeften yoksun yaklaşımlardır." dedi.

"DEMOKRASİ GELİŞMEDEN KÜRT SORUNU ÇÖZÜLEMEZ"

Türkiye'deki demokrasi güçleriyle, Kürtlerin demokrasi ve özgürlük mücadelesi birikiminin ortaklaştırılmasına olumsuz yaklaşılmasının anlaşılır gibi olmadığını kaydeden Cemil Bayık, şöyle dedi:

"Kürt sorununu çözme anlayışı gelişmeden Türkiye'de demokrasi, Türkiye'de demokrasi gelişmeden de Kürt sorunu çözülemez. Eğer bu ilişki doğruysa, bu iki demokrasi kaynağını birleştirmek kadar doğru ve doğal bir şey olamaz. HDP hem Türkiye'nin devrimci demokratik hareketini güçlendirecek, hem de Kürt devrimci demokratik hareketini. Bu da Türkiye'yi demokratikleştirip Kürtleri özgürleştirecektir. HDP projesine olumsuz yaklaşanlar, yaratacağı bu tür sonuçlarla ilgili değiller. Türkiye'de ya devlet yönlendirmesi ya da solun dar grupçu anlayışıyla HDP'ye olumsuz yaklaşıyorlar. Bazı Kürtler ise 'Kürt sorununun çözümü nasıl yakınlaşır' kaygısı taşıma yerine, milletvekili ya da belediye başkanı olmaları sınırlanır gibi bir kaygıyla hareket ediyorlar. Kürt Özgürlük Hareketi mücadeleyi başarıya götürmek istiyor. Sırtında yumurta kefesi olmayanlar bol keseden konuşuyorlar. HDP'ye itiraz eden bazı Kürtlerin kaygısı Kürtlerin özgür ve demokratik yaşama kavuşması değildir. ya bilinçsizce bu duruma düşüyorlar ya da böyle kaygıları olmayanlar tarafından yönlendiriliyorlar."

ALTAN TAN NE DEMİŞTİ?

HDP'ye geçmeden önce BDP Diyarbakır Milletvekili olan Altan Tan, HDP ile ilgili "Partinin kadroları yüzde 90'ı laik, seküler, sol sosyalistlerden olsun, yüzde 3-5'de birer ikişer Altan Tan içine koyalım sos olarak. Bunun başarı şansı yok.

Türkiye'deki solu, sosyalistleri ve sosyal demokrasiyi yeniden inşa edecek sol merkezli yeni bir parti oluşturabiliriz. Bunu saygı duyarım. Bu ne kadar oy alır bu ayrı bir tartışma konusu. Ama böyle bir partinin içinde ben olmam, benim gibiler olmaz. Ve böyle bir sol, sosyalist, marksist parti Kürt ve Türkiye toplumunun sorunlarını çözecek oyu alamaz." demişti.

Tan, kadroların yarısının dindar muhafazakar Türk ve Kürtler'den oluşması gerektiğini vurgulayarak, "Türkiye'nin seçmen yapısı bu, oy yapısı bu. Halen Türkiye'deki Kürtlerin yarıdan fazlası AKP'ye oy veriyor" şeklinde konuşmuştu.

Ancak Tan, daha sonra diğer vekiller gibi HDP'ye geçmişti.

"ÇEKİNCELERİMİ ANLATTIM, TAAHHÜT ETTİLER"

Tan, bir gazetecinin, HDP'ye katıldınız mı?" sorusuna şu yanıtı vermişti:

"Geçtim çünkü biz imzalamıştık bu geçişleri. HDP ile ilgili eleştirilerimi, çekincelerimi söyledim, anlattım. Arkadaşlarımızda taahhüt ettiler. HDP bütün müslüman, liberal, sosyal demokratları ve Türkiye'de sistem mağdurlarını ve sistemden rahatsız olanları gerçek bir demokrasi talebinde olanları kapsayacak bir parti olacak dediler hepsi. Şu anki eş genel başkanlardan, BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'a kadar bu taahhüdü verdiler. Yine aynı şekilde Kürt siyasetinin Türkiye içindeki ve dışındaki unsurları da yazdıkları yazılarla HDP'nin aynen benim getirdiğim eleştiriler doğrultusunda bir siyasi parti olacağını söylediler. Eğer böyle bir siyasi parti olursa zaten canla başla çalışacağız..

"BİZ DE YÜK KATARI MI OLACAĞIZ?"

Ama mesela şöyle bir cümlede kullanılmış ben yokken. HDP'nin lokomotifi sol ve sosyalistler olacak. Vallahi sol ve sosyalistler lokomotif olursa bizim gibi dindar demokratlar ne olacak, bizde yük katarı mı olacağız, yoksa bu trenin yemekli vagonu mu, yolcu vagonu mu olacağız bilmiyorum. Ben şunu öneriyorum. Bizde eş başkanlık var. İki lokomotif kullanalım diyeceğim. Hem sol, hem de dindar demokratlardan bir lokomotif olsun. Hiçbir trende iki lokomotif yok derlerse, bazı trenlerin bir başında, birde arkasında lokomotif var. Serde bizde gericilik var, bari arkadaki lokomotif biz olalım, bazen geriye doğruda götürebiliriz diye düşünüyorum. Bu son söylediklerim biraz polemiğe giren şeyler. Aynen yazarsanız memnun olurum. Çünkü bir kelime eksik ifade edilirse biraz farklı noktalara çekilebilir. Ne dediğimi dedim ben. Tam kelimesi kelimesine. İki lokomotif talebim var yani. Bir önde bir arkada. Fazla ileri giderse biraz geriye çekeriz."

Editör: TE Bilisim