Başbakan Ahmet Davutoğlu, Türkiye'nin Avrupa Birliği yönündeki kararlılığının devam edeceğini söyledi. Türkiye'nin milli bir iradeyle kendi tercihlerini yapabilecek güçte olduğunu ifade eden Davutoğlu, "Türkiye hiçbir yerden talimat almamış, almayacaktır" diye konuştu.

Davutoğlu, televizyonlarda yayınlanan "Yeni Türkiye Yolunda" adlı ulusa sesleniş konuşmasında, 2014 yılı ve Aralık ayındaki çalışmaları konusunda değerlendirmelerde bulundu.
 
Aralık ayı sonunun özel bir ay sonu olduğunu ifade eden Davutoğlu, "Çünkü aynı zamanda yılın da sonu. Her şeyden önce hayırlı akşamlar diliyor, hayırlı yıllar temenni ediyorum" diye konuştu.
 
Davutoğlu, 2014 yılındaki demokrasi bilinçleri dolayısıyla tüm vatandaşlara teşekkür etmeyi borç bildiğini ifade ederek, şunları söyledi: 
 
"Çünkü geçen sene bu vakitlerde, tam da 2013 Aralık ayının sonlarına doğru Türk demokrasisinin geleceğiyle ilgili karanlık tablolar çizenler ortaya çıktı. Türkiye’nin kaosa gireceği, demokratik yolla seçilmiş hükümetin sona ereceği, bu sebeple de ekonomik krizler yaşanacağına dair karamsar tablolar çizen karanlık odaklar vardı. 2014 yılı, aziz vatandaşlarım demokrasimizin altın yılı oldu. Daha önce çizilen karanlık senaryolara rağmen halkımız 30 Mart seçimlerinde yüzde 90'a yaklaşan bir katılım oranıyla demokrasiye olan bağlılığını bir kez daha gösterdi. Daha sonra yine aynı bilinç ve kararlılıkla 10 Ağustos cumhurbaşkanlığı seçimlerini yaşadık. Bu seçim de tarihi bir seçimdi, çünkü tarihimizde ilk kez devlet başkanımızı doğrudan oylarımızla seçtik. Bu vesileyle Cumhurbaşkanımızı bir kez daha tebrik ediyor çalışmalarında başarılar diliyorum. Halkımızı da her iki seçimde gösterdikleri demokrasi bilinci katılım oranı dolayısıyla bir kez daha tebrik ediyorum ve önümüzdeki 2015 Haziran’daki seçimde de aynı kararlılıkla demokrasi bilinciyle sandıklara gideceğimizin işaretlerini gördüğümü bir kez daha ifade etmek istiyorum."

"AVRUPA BİRLİĞİ YÖNÜNDEKİ KARARLILIĞIMIZ DEVAM EDECEKTİR" 
 
"Bütün bunlar gösteriyor ki Türkiye Avrupa'nın bir parçasıdır, Avrupa tarihi bizim tarihimiz ve bizim arşivlerimiz okunmadan yazılamaz, yazılamayacaktır" ifadesini kullanan Davutoğlu, şunları kaydetti: 
 
"Bizi Avrupa dışında tutmak isteyenler ya da şu veya bu gerekçelerle yabancı düşmanlığıyla önyargılarla Türkiye'yi Avrupa kıtasının dışında görmek isteyenlere buradan bir kez daha cevap vermek istiyorum: Türkiye, Avrupa'nın, Avrupa tarihinin, Avrupa sosyal yapısının, Avrupa ekonomisinin Gümrük Birliği düzenlenen bir parçasıdır, Avrupa Birliği yönündeki kararlılığımız devam edecektir. Ama Türkiye milli iradeyle hükmeden bir siyasi yapı içinde kendi tercihlerini yapacak güçtedir. Bu tercihleri yaparken de hiçbir yerden talimat almamıştır, almayacaktır."
 
"TÜRKİYE BİR BARIŞ VE İSTİKRAR ÜLKESİDİR" 
  
Davutoğlu, "Bütün bunlar şunu gösteriyor: Türkiye bir barış ve istikrar ülkesidir. Etrafımızda ateş çemberi olsa da birçok uluslararası ve bölgesel sorunla baş etmek için gece gündüz uğraşsak da Türkiye'nin bütün bölgelerde Balkanlar'da, Karadeniz'de, Kafkaslar'da, Orta Asya'da, Ortadoğu'da, Akdeniz’de görmek istediği tek şey barış ve istikrardır" diye konuştu.
 
"Biz yeni bir Ortadoğu hayal ederken yeni bir Balkanlar, yeni bir Kafkasya hayal ederken bu barış perspektifiyle hayal ediyoruz" görüşünü paylaşan Başbakan Davutoğlu, şöyle devam etti:
 
"Tabii bütün bu temaslarımızı yaparken, çok önemli yeni bir unvanla bu temasları yaptık. Hatırlayacaksınız yine bir müjde vermiştim. G-20 zirvesine katılıp Avustralya döndükten sonra 1 Aralık'tan itibaren G-20 dönem başkanlığını alacağımızı ifade etmiştim. 1 Aralık geldi ve gururla Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı olarak, sadece başında bulunduğum hükümet adına değil ülkemiz adına, devletimiz ve bizi seven bütün halklar adına gururla ifade ediyorum ki artık Türkiye dünyanın en büyük yirmi ekonomisinin başında G-20 dönem başkanlığını üstlenmiş durumdadır."
 
ÇÖZÜM SÜRECİ
 
Davutoğlu, Çözüm Süreci'ni milli birlik ve beraberliğin teminatı olarak gördüklerine işaret ederek, süreç konusunda hiçbir zaman taviz vermediklerini ve vermeyeceklerini vurguladı.
 
Bir takım unsurların hala provokasyon peşinde olduklarını son Cizre olaylarının da gösterdiğine dikkati çeken Davutoğlu, şu ifadeleri kullandı:
 
"Hala milletimizin huzurunu kaçırma yönünde eylemlere, yasa dışı faaliyetlere devam ediyorlar. En başından itibaren vurguladığımız üç hususu vatandaşlarımızla paylaşmak istiyorum; bir, Çözüm Süreci, kesinlikle kamu düzeninin alternatifi değildir. Cizre'de olduğu gibi nerede olursa olsun kamu düzenine yönelik herhangi bir fiil görüldüğünde bunun gereği yapılacaktır. İç güvenlik ve özgürlüklerin korunması reformu paketimiz Meclis'e sunulmuştur. Bu konuda da bu yasal çalışmayla birlikte gerekli tedbirleri almakta hiçbir tereddüt göstermeyeceğiz. İki, Çözüm Süreci, bütün vatandaşlarımızın doğusuyla batısıyla kuzeyiyle güneyiyle bir şekilde İstiklal Harbi'nde Çanakkale Savaş'ında dedeleri omuz omuza savaşmış tarihdaşların torunlarının ortak meselesidir. Bu çerçevede de Çözüm Süreci yönündeki çalışmalarımızı artıracağız. Toplumsal bilinçlenme ve duyarlılık düzeyini yükselteceğiz. Üçüncüsü, kim ne yaparsa yapsın Türkiye'nin çevresindeki ateş çemberine sokulmasına izin vermeyeceğiz. Ülkemizin güvenliği bekası neyi gerektiriyorsa onu yapacağız, vatandaşlarımızın her türlü demokratik haklardan istifade edebilmesi için ne reform gerekiyorsa onu da yapmaya kararlı şekilde devam edeceğiz."
 
HAZİRAN 2015 SEÇİMLERİ
 
Davutoğlu, 2014'ün, demokrasi için bir sınav ve başarı yılı olduğuna dikkati çekerek, 2015'in ise demokrasinin kökleşmesi ve derinleşmesi anlamında inşallah parlak bir yıl olacağını aktardı.
 
"Haziran 2015 seçimlerinde hangi partiye oy verirsek verelim hepimiz onurla vakarla demokratik bir ülkenin vatandaşları olarak gideceğiz" değerlendirmesinde bulunan Davutoğlu, şu görüşlerini paylaştı:
 
"Ne olursa olsun en büyük gücümüz demokrasimiz ve milli irademizdir. Demokrasimize ve milli irademize karşı hangi yönden ne şekilde gelirse gelsin her türlü eyleme, provokasyona ya da organize faaliyete izin vermeyeceğimizi gereken her türlü mücadeleyi sergileyeceğimizi de ifade etmek isterim. Çünkü 23 Nisan 1920'den beri Türkiye Büyük Millet Meclisinin en temel şiarı egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Milletten almadığı meşruiyetle egemenlik kurmaya kalkanlar bürokraside örgütlenerek millete hesap vermeden devleti yönetmeye kalkacak, kalkmayı planlayanlar yani paralel devlet yapılanması şeklindeki örgütlenmeler bu ülkede bir daha zemin bulamayacaklar, nefes alamayacaklar.
 
Kim milletimize ne vaat ediyorsa açık ve yalın bir şekilde halkın önüne çıkmalı kendini halka taktim etmeli halka teslim etmeli sonra da halkın kararına teslim olmalı. Aksi takdirde doğrudan ya da dolaylı darbe ve vesayet üzerinden milli irade korunamayacağı gibi kişisel hak ve özgürlüklerimiz de korunamaz. Nitekim bu tür bürokratik örgütlenmelerin nasıl bir kişisel hak istismarına yol açtığının örnekleri birer birer ortaya çıkıyor. Dolayısıyla 2015 için birinci mesajımız, kesinlikle milli demokrasi ve milli irade mesajıdır."
Editör: TE Bilisim