Çiğdem Gün, Muğla'nın Dalaman ilçesinde; Harika Durgut, Menteşe'de çiftçilik yapıyor. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın düzenlediği ‘'Tarımda kadın girişicimliğinin güçlendirilmesi projesi" kapsamında verilen eğitime katıldılar.

 

Eğitimin amacı, üretici ve girişimci ruha sahip kadınları teşvik etmek, uygulanabilir projelerin hayata geçirilmesini sağlamaktı. İŞKUR VE KOSGEB tarafından da desteklenen proje 8 ilde uygulandı. Gün ve Durgut da projenin Muğla ayağına katılan 50 kadın arasındaydı. Kadınlar eğitimin sonunda projelerini hazırladı ve bakanlık yetkililerine sundu. Durgut, "Paketlenmiş hayvan yemi",  Gün de "Kırmızı Kaliforniya solucanıyla organik gübre üretimi" projesini hayata geçirdi.

 

BİR MİLYONA YAKIN SOLUCANI VAR

Çiğdem Gün'ün, Dalaman'da kendi işlettiği manavı ve 2 bin metrekareye kurulu serası var. Ürettiği meyve ve sebzeleri kendisi satıyor. Üretimde en çok kırmızı Kaliforniya solucanlarından faydalanıyor. Manavda satılmayan, çürümüye başlamış sebze ve meyveleri getirip, toprağın üzerine bırakıyor. Solucanlar, yedikleri bu atıkları sindirerek organik gübre üretiyor. Gün, toprağı elekten geçirip, serasındaki fidelerin diplerine döküyor. 10 ay önce 50 bin adet aldığı solucanların sayısı, bugünlerde 1 milyona yaklaşmış. Solucanlar sayesinde kazancını 5'e katladığını söyleyen Gün, maliyet giderlerinin önemli oranda düştüğünü anlattı:

 

"Artık kimyasal gübre kullanmıyorum. Fidenin çimlenmesi için gerekli olan torf toprağa da ihtiyacım kalmadı. Bunlar önemli giderlerdi. Daha önceleri 20 bin lira kazanıp, kimyasal gübreye 20 bin lira harcadığım oldu. Kırmızı Kaliforniya solucanı ile ürettiğim gübreli toprak, özelliğini kaybetmeden üç yıl boyunca toprakta kalacak. Yetiştirdiğim ürünlerin lezzeti de artınca, benden alış veriş yapan müşterilerimin sayısı da arttı. Artık sıfır maliyetle, birinci sınıf bir ürün yetiştiriyorum."

 

 

 

Gün, proje kapsamında eğitim alana kadar, kırmızı Kaliforniya solucanları hakkında bilgisi olmadığını söylüyor. İnsanların solucanları gördüklerinde korktuklarını, iğrendiklerini ama kendisinin bir sorun yaşamadığını anlattı: "Birincisi onlara dokunmak zorunda değilsiniz. Dokunsanız da sevimli hayvanlar. Korkulacak, çekinilecek bir şey yok. Eğer ben solucanlar korkmuş olsaydım, üretimde yaşadığım sıkıntıları halen yaşıyor olurdum. İki kızım var. Onlar da artık çekinmeden, korkmadan dokunabiliyorlar. Solucanları almadan önce onları tanımak için Adnan Menderes Üniversitesi Ziraat Fakültesi'nde eğitim aldım. Nasıl beslenmeleri, bakılmaları gerektiğini öğrendim."

 

 

 

Solucanlarla ilgili bilgileri ve yaptıklarını anlattığı bir Facebook hesabı da olan Gün, bu sayede çevresini de genişlettiğini anlattı: "Sayfada 2 bin 500 takipçim var. Solucanlar hakkında merak ettiklerini soruyorlar. Yetiştirdiğim ürünlerden isteyenler var. Fide isteyenler var. Hatta gübre gönderdiğim, karşılığında da narenciye, üzüm, kavun aldığım insanlar da var. Ben hayatımdan 10 gün çalmasaydım, o kursa gitmeseydim burada bir 20 yıl daha öylesine çalışıyor olabilirdim."

 

 

DURGUT: YILMADIM, BAŞARDIM

Harika Durgut da memur bir ailenin çocuğu olarak büyümüş. Bir süre kamuda sözleşmeli olarak çalışmış. Durgut, çalışırken biriktirdiği parayla süt verimi yüksek, ‘Saanen Keçisi’ alarak hayvancılığa başlamış. Keçilerin sayısı zaman içinde artarak 80’e kadar çıkmış. Bir yandan keçileriyle ilgilenen Durgut, tarımda kadın girişimcilik eğitimi düzenlendiğini duyunca, hemen başvurduğunu anlatıyor:

 

"Eğitime proje hedefli gitmiştim. Paketlenmiş hayvan yemi yani silaj işi yapmak istiyordum. Eğitim esnasında biraz daha şekillendirdim. Eğitimin sonunda projemi netleştirdim ve yetkililerce onaylandı. Keçilerimi sattım ve bütün enerjimi paketli silaj işine verdim. Bir yıldır, paketli silaj işinde ilerledik. 120 dönüm araziye nenoks, triticale, akdarı ve mısır ekip, biçiyoruz. İkinci el paketleme makinasıyla başlamıştım. O makina artık yetmemeye başladı ve 235 bin liraya yeni silaj makinası satın aldım. Şu an üç tane traktör, iki tane parçalama makinası ve diğer tarım aletlerim var. Muğla’nın 12 ilçesindeki çiftçilere satış yapıyoruz. Yılmadım ve başardım, bunun için de mutluyum."

 

 

"EŞİM DESTEK VERİYOR AMA PATRON BENİM"

Yaptığı işleri ve gelişmeleri anlattığı bir sosyal medya hesabı da olan Durgut, her şeyden önce insanın özgüvenin yüksek olması gerektiğini söyledi. Eşi ve çocuklarının da kendisini çok desteklediğini, ailesinin desteği olmasaydı bu kadar yüksek bütçeli ve riskli bir işe giremeyeceğini belirtti:

 

"Benim pek çok ilde arkadaşlarım var. Eşinin baskı uyguladığı bu yüzden kendisini ortaya çıkaramamış dotlarım var. Erkeklerin ilk önce eşlerine güvenmeleri ve destek olmaları gerekiyor. Yoksa eğitimmiş, araştırmaymış, projeymiş bunların bir anlamı kalmaz. Başıboş bir şekilde evinizde oturursunuz. Ben ailemden çok destek gördüm. Eşim her zaman yanımda. O da benimle birlikte çalışıyor ama tabii ki asıl patron benim. Gece gündüz çalışıyorum ve çalışmamın karşılığını da alıyorum. Kazancımı ikiye katladım. Allah bereket versin."

 

 

EKİCİ: KADINLAR FARKINDALIK YARATTI

Muğla İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürü Nazif Ekici de projenin beklenen ilgiyi gördüğünü ve devam etmesi için de kadınlardan yoğun talep geldiğini anlattı:

 

"Eğitime katılıp, projelerini uygulama fırsatı bulan kadınlar bu durumdan çok memnun kaldılar. Bulundukları yerlerde farkındalık yarattılar. Proje sayesinde sertifikalı kadın çiftçi sayımızı da artırmış olduk. Kadınlarımızı diğer illere götürüp, orada yapılan çalışmalar hakkında da bilgi sahibi olmalarını sağladık.  Böylece yaptıkları işleri, bilerek yapmalarını da sağladık. Eğitim almak isteyen kadınlarımız bize ulaşıp, kursun tekrar edilmesini istiyorlar. Biz de gelen talepleri bakanlığımıza iletiyoruz."

 

 

KOSGEB, eğitim kapsamında onayladığı projelerde kadın çiftçilere 50 bin liraya kadar hibe ödeme yapıyor. Eğer bu rakamın çiftçi için yeterli olmadığı anlaşılırsa, geri ödemeli 100 bin liraya varan ek ödeme de gerçekleşebiliyor. (Haber: Güray Evrin - Aljazeera)

 

Editör: TE Bilisim