Diyarbakır bugün tarihi günlerden birine tanıklık etti. Diyarbakır'daki Nevruz kutlamasında Öcalan'ın 5 sayfalık mektubunu BDP'li Pervin Buldan Kürtçe, BDP'li Sırrı Süreyya Önder ise Türkçe okudu. Mektubun en önemli mesajı kuşkusuz Öcalan'ın, ''PKK'ya silahları bırakın, sınır dışına çıkın. Artık silahlar sussun fikirler konuşsun noktasına geldik.'' çağrısıydı. Ancak Öcalan'ın mesajında dikkat çeken önemli ayrıntılar da vardı. Çanakkale Savaşları'ndan bahseden Öcalanİ Misak-ı Milli dedi; 3 peygamberi örnek verdi.

 

İSLAM VE 3 PEYGAMBER VURGUSU

Türk halkına seslenen Öcalan: ''Saygı değer Türkiye halkı; Bugün kadim Anadolu'yu Türkiye olarak yaşayan Türk halkı bilmeli ki Kürtlerle bin yıla yakın İslam bayrağı altındaki ortak yaşamları kardeşlik ve dayanışma hukukuna dayanmaktadır.'' dedi. Bu Nevruz hepimize yeni bir müjdedir. Hz. Musa, Hz. İsa ve Hz. Muhammed'in mesajlarındaki hakikatler, bugün yeni müjdelerle hayata geçiyor, insanoğlu kaybettiklerini geri kazanmaya çalışıyor.

 

''ÇANAKKALE'DE BİRLİKTE ŞEHİT DÜŞTÜK''

Zaman ihtilafın, çatışmanın, birbirlerini horlamanın değil, ittifakın, birlikteliğin, kucaklaşma ve helalleşmenin zamanıdır. Çanakkale'de omuz omuza şehit düşen Türkler ve Kürtler; Kurtuluş Savaşı'nı birlikte yapmışlar, 1920 meclisini birlikte açmışlardır. Ortak geçmişimizin önümüze koyduğu gerçek; ortak geleceğimizi de birlikte kurmamız gerektiğidir.

 

ÖCALAN ''MİSAK-I MİLLİ'' DEDİ

TBMM'nin kuruluşundaki ruh, bugün de yeni dönemi aydınlatmaktadır. Bu modele yine Anadolu ve Mezopotamya coğrafyasının, ondaki kültür ve zamanın öncülük etmesi, onu inşa etmesi kaçınılmazdır. Tıpkı yakın tarihte Misak-i Milli çerçevesinde Türklerin ve Kürtlerin öncülüğünde gerçekleşen Milli Kurtuluş Savaşı'nın daha güncel, karmaşık ve derinleşmiş bir türevini yaşıyoruz. Misak-i Milli'ye aykırı olarak parçalanmış ve bugün Suriye ve Irak ArapCumhuriyeti'nde ağır sorunlar ve çatışmalar içinde yaşamaya mahkum edilen Kürtleri, Türkmenleri, Asurileri ve Arapları birleşik bir "Milli Dayanışma ve Barış Konferansı" temelinde kendi gerçeklerini tartışmaya, bilinçlenmeye ve kararlaşmaya çağırıyorum.

 

İşte Öcalan'ın mektubunun tam metni

Ortadoüğu ve Orta Asya halklarına selam olsun. Nevruz'u büyük bir coşkuyla kutlayan bütün kardeş halklara selam olsun. Bu büyük yolun bütün yolcularına selam olsun. Halkların en eskilerinden olan Kürtler sizlere selam olsun. Binlerce yıllık bu büyük medeniyeti farklı ırklarla, kardeşçe ve dostça yaşayan Kürtler için Dicle ile Fırat Sakarya ile Meriç kardeştir. Halay ve delilo, horon ve zeybekle hısım, akraba olur. Kardeş topluluklar, siyasi baskılarla birbirine düşürülmeye çalışılmıştır. İçinde doğduğum çaresizliğe, bilgisizliğe karşı bireysel savunmayla başlayan bu mücadele bir ruhu oluşturmayı amaçlıyordu. Bizim kavgamız ezilmişliğe, bilgisizliğe karşı olmuştur. Bundan sonra da böyle olacaktır. Bugün artık yeni bir Türkiye'e, yeni bir Ortadoğu'ya uyanıyoruz. Çağrımı bağrına basanlar, söylemlerimi kabul eden dostlar bugün yeni bir dönem başlıyor. Demokratik yönü ağır basan bir süreç başlıyor. Biz onlarca yılımızı bu halk için feda ettik, bedeller ödedik helal olsun. Bu fedakarlıkların hiçbiri boşa gitmedi. Kürtler kimliğini yeniden kazandı, kutlu olsun. Artık silahlar sussun noktasındayız. Yoksayan, dışlayan modernist paradigma yerle bir oldu. Akan kan Kürdüne, Türküne, Lazına, Çerkezine bakmadan ülkenin bağrından akıyor. Bu çağrıma kulak veren milyonların şahidinde diyorum ki, artık yeni bir dönem başlıyor. Silah değil siyaset başlıyor. Artık silahlı unsurlarımızın sınır ötesine çekilme aşamasına gelinmiştir. Herkesin sürecin hassasiyetlerini düşüneceğini biliyorum. Daha farklı bir mücadeleyi başlatmadır bu. Etnik ve tek uluslu coğrafyalar oluşturmak insalık dışı bir imalattır. Kürdistan ve Anadolu tarihine yakışır biçimde tüm halkların eşit, demokratik bir ülke oluşması için hepimize iş düşüyor. Zorla asimilasyon, imha, baskı yoktur.

 

"ORTAK GELECEĞİ BİRLİKTE KURALIM"

Zaman ihtilafın çatışmanın, birbirlerini horlamanın değil ittifakın, birliğin, kucaklaşmanın ve helalleşmenin zamandır. Çanakkale'de omuz omuza şehit düşen Türkler ve Kürtler, Kurtuluş Savaşı'nı birlikte aşmışlardır. Ortak geçmişimizin önümüze getirdiği gerçek ortak geleceğimizi de birlikte kurmamız gerektiğidir. Tüm ezilen halkların, sınıf ve kültür temsilcilerini, kadınları, ezilen mezhepleri, tarikatları, işçi sınıfının temsilcilerini, sistemden dışlanan herkesi çıkışın yeni seçeneği olan demokratik sistemde yer tutmaya çağırıyorum. Ortadoğu ve Orta Asya kendine uygun modernite aramaktadır. Yeni bir model arayışı ekmek kadar su kadar ihtiyaç haline gelmiştir.

 

"İSLAMİ DEMOKRATİK SİYASET"

Bir kez daha yanımıza ezilmiş sınıfları da alarak bir model oluşturmaya çağırıyorum. Bu toprakların tarihselliğinde önemli bir yer tutan, dar seçkinci iktidar elitleri eliyle teke indirgenmiştir. Artık eski ruha gelmenin zamandır. Bizi ayrıştırmak isteyenlere karşı, onlara inat birleşeceğiz. Zamanın ruhunu okuyamayanlar, tarihin çöp sepetine giderler. Suyun akışına direnenler uçuruma sürüklenirler. Savaşlardan yorgun düşen halklar, kökleri üzerinden yeniden doğmak omuz omuza ayağa kalkmak istiyorlar. Bu Nevruz hepimize yeni bir müjdedir. Hz. Musa, Hz. İsa ve Hz. Muhammed'in mesajlarındaki hakikatler bugün yeni müjdelerle hayata geçiyor. Batı'nın çağdaş uygarlığını inkar etmiyoruz, onların demokratik değerlerini alıp kendimize uyarılıyoruz. Yeni mücadelenin zemini islami demokratik siyasettir, büyük bir demokratik hamle başlatmaktır. Selam olsun süreci destekleyenlere, selam olsun sorumluluk üstlenenlere. Yaşasın Nevruz, yaşasın halkların kardeşliği. İmralı Cezaevi 21 Mart 2013 Abdullah Öcalan

Editör: TE Bilisim