Van Gölü’nün tanıtımı ve turizme kazandırılması için çabalarımız devam ediyor.

 

Geçtiğimiz hafta Vangölü Aktivistleri Yönetimi olarak, mirasımız Van Gölü’nü Ankara’ya taşıdık.

 

10 gün boyunca ziyaret ettiğimiz, rastladığımız ve selam verdiğimiz herkese, Van'ın, Bitlis'in ve Van Gölü'nün güzelliklerini anlattık.

 

TRT Kurdi televizyonunda,  Dawiya Heftê,  programında canlı yayına katıldık.

 

Programda müzik grubumuzun iki solisti de sesimize renk kattılar.

 

Biz Van Gölü değerlerini anlatırken, müzisyenlerimiz de güzel sesleriyle bize eşlik ettiler.

 

Van Gölü havzasında bulunan ve sadece bu bölgeye has olan değerleri konuştuk.

 

Dünya’da sadece Van Gölü’nde yaşayan balığımızı anlattık.

 

Et ile aynı protein değerlerine sahip olduğunu, diyet için uygun ve diğer balıklar ile aynı besin değerlerine sahip olduğunu uzunca anlattık.

 

1.Van Gölü Balık Festivali ve meşhur Van Ayran aşını (gırara dew) bin 500 kişiye ikram ettiğimizi söyledik.

 

Festivalin yankı uyandırdığını ve tekrarlanacağı müjdesini verdik.

 

Çatak-Hizan Kara Kovan balımızı, otlu peynirimizi, uşkun (rıbêz),

 

Erciş-Hizan üzümünü, çiçek ve bitki florasının zenginliğini,

 

Kelebek cenneti, Kuş cenneti olduğumuzu,

 

Nemrut Kalderasını, Nemrut Develerini ve Develer Suyunu (ava deva),

 

Akdamar-Adır-Çarpanak-Kuş Adalarını,

 

Açık hava müzesi  Ahlat-Gevaş’ı,

 

Muradiye Şelalesini, Şeytan Köprüsünü,

 

Başkale Travertenlerini, peribacalarını…

 

Van Gölü’nün sodalı tuzlu suyunun sağlığa faydalarını anlattık.

 

Yine Van Gölü Havzasının kadim kentlerinden olan Bitlis’e havaalanı için görüşlerimizi beyan ettik.

 

Ağaçlandırma, eğitim, sağlık ve spor gibi çalışmalarımız hakkında bilgiler verdik.

 

Özellikle iki konu üzerinde çok durduk.

 

Van Gölü Koruma Kanunu ve Bitlis’e havaalanı yapılmasının bölgeye olacak katkılarını dillendirmeye çalıştık.

 

Televizyon yayınından iki gün sonra, bu kez TRT KURDİ RADYO Ankara Stüdyosu’nda iki saat boyunca Van Gölü’nü ve değerlerini tanıtma fırsatı bulduk.

 

Hem televizyonda hem de Radyodaki söyleşilerimiz oldukça ilgi uyandırdı.

 

Hep şu vurguyu yaptık:

 

Dünya’nın 8. Harikası Van Gölü Havzası görülmeye ve yaşanmaya değer bir yerdir.

 

Dünya mirası olan bu bölgeyi, saatlerce konuşmamıza rağmen sadece bir kısmından bahsetme imkânı bulabildik.

 

Ne kadar zenginliğe sahip olduğumuza biz de şaşırdık.

 

Bu, bizi hem sevindirdi hem de hüzünlendirdi.

 

Şunu gördük ki; değerlerimize sahip çıkamıyoruz ve tanıtamıyoruz.

 

Bize bu imkânı sağlayan TRT ailesine teşekkür ederiz.

 

Siyasileri, bürokrasi ve Ankara’da bulunan diğer Van Gölülü büyüklerimize ziyaretlerde bulunarak destek istedik.

 

Mecliste bütçe görüşmelerinden dolayı ve biraz da bizim zaman darlığımızdan kaynaklı milletvekillerimiz ile görüşme fırsatımız olmadı.

 

Gümrük Ticaret Bakan Yardımcısı Sayın Fatih Çitçi’yi makamında ziyaret ederek Van Gölü ve projeler hakkında hasbihal ettik.

 

Van eski Milletvekili Sayın Mustafa Bilici ile Van ve Van Gölü değerlerini ve güzelliklerini konuştuk.

Destek ve önerilerini aldık.

 

İlgilerinden ve çabalarından dolayı hem Bakan yardımcımıza hem de Milletvekilimize teşekkür ederiz.

 

Ankara ziyaretimiz bizi çok umutlandırdı.

 

Van Gölü Havzasının gelişip, gelecek kuşaklara taşınması için gerekli siyasi ve bürokratik güce sahip olduğumuzu gördük.

 

Bu gücü kullanabilirsek, hayalini kurduğumuz  çok farklı bir Van Gölü Havzası’na sahip olabiliriz.