Dünkü gazetelerde Van Belediye Başkanı Sayın Bekir Kaya’nın yeni Vali Aydın Nezih Doğan’ı ziyaret ettiği ile ilgili haberi okuyunca epey bir şaşırdım.

 

Hatta inanmadım ikinci bir kez okudum.

 

Yanlış görmemişim, gerçekmiş Van Belediye Başkanı Bekir Kaya, yeni Vali Doğan’ı ziyaret etmiş. Beni şaşırtan bu ziyaret değil, elbette ki bu ziyaret gayet hatta fevkalede doğal bir şey.

 

İlin iki önemli yöneticisinin birbirini ziyaret etmesinden daha doğal ne olabilir ki?

 

Asıl şaşırtıcı olan ilin en önemli yöneticilerden birisi olan Bekir Kaya’nın bundan önceki tavrı. İşte benim anlamakta sıkıntı çektiğim nokta burası. Deprem sürecinde yaşananları eminim sizlerde benim gibi dün gibi hatırlıyorsunuzdur.

 

Depremin hemen ardından Vali ile Belediye bir türlü bir araya gelip koordineli çalışamamıştı. Deprem ve sonrası sürecin en tartışmalı konusu olan bu mevzu gündemi de bir hayli meşgul etmişti.

 

Her platformda sorulan bu soruları Vali Karaloğlu cephesi, “Biz davet ediyoruz onlar gelmiyor” şeklinde cevap verirken. Başkan Kaya ise genelde sessizliğini koruyordu. Bu olaylardan sonra Vali ile Belediye Başkanı daha birkaç kez bir araya geldi ama bir araya gelişleri genelde ‘mecburiyetten’ idi. Bir türlü Van halkının beklediği o ‘takım oyunu’ oynanmadı Van’da.

 

Çocuk da değiliniz nihayetinde arada büyük bir görüş farkı olduğunu biliyoruz, ama mevzu memleket olunca bu soğukluğun bu kadar da olmaması gerekiyordu hani.

 

Neyse… Sonraki süreçte ise Bekir Kaya KCK operasyonları kapsamında gözaltına alındı.

 

Bu tutuklama ile birlikte ‘koordinasyonsuzluk’ mevzusu rafa kaldırıldı başka şeyler konuşulmaya başladı. Sonra bu soğukluk Vali Karaloğlu’nun Bekir Kaya’nın tahliye olduğu gün hem twitter üzerinden hem de telefonla kendisine ‘Geçmiş olsun’ dileklerini iletmesiyle yumuşadı. Ama sonra gördük ki bu yumaşama sadece Vali ve halk nezdinde olmuş. Yani Bekir Başkan cephesinde o soğukluk bitmemiş.

 

Bunu nerden mi anladık? Vali Karaloğlu belki de tartışmalı bir karara imza atarak hatta kendi açısından riske girerek Kaya çıkar çıkmaz görevinin başına dönmesi ile ilgili kararı imzaladı ve Başkanın hemen işine başlamasını sağladı.

 

Karaloğlu bunu yapmayabilirdi. İsterse görevini yeniden iade etmeyebilirdi ki biz bunun örneğini Vali Karaloğlu’nun yeni görev yeri olan Bursa’da da gördük. Hatta Vali Karaloğlu’nun Bursa’ya atanması, önceki Vali Şahabettin Harbut’un ise merkezi çekilmesi sırasında gündeme de gelmişti böyle bir konu. Şöyle ki: Eski Bursa Valisi Şahabettin Harbut döneminde hakkındaki yolsuzluk suçlamaları nedeniyle savcılıkça ifadesi alındıktan sonra çıkarıldığı mahkemece tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan Gemlik’in CHP’li Belediye Başkanı Fatih Mehmet Güler, Harput’un onayı olmadığı için görevine geri dönememişti.

 

Harput’un merkeze çekilmesiyle birlikte bu konu tüm Bursa’da yeniden konuşulmaya başlandı ve Karaloğlu’nun eski başkan Güler’e görevini iade edeceği konusu yeniden gündeme geldi.

 

Yani Karaloğlu Bursa’da Güler’e de umut oldu. Şimdi dönelim konumuza, tüm bu cesur adımlara rağmen ne Bekir Başkan’ın Vali Karaloğlu’na bir teşekkürü ne de nezaket ziyareti oldu.

 

Bununla da sınırlı kalmadı Vali Karaloğlu’nun Van’dan Bursa’ya atama kararının ardından yedi cihan arayıp “Güle güle” dedi, helallik istedi, ama Belediye cephesi bunu da yapmadı.

 

Karaloğlu’nun gitmeye yakın bunu dillendirdiğini ve Başkan Kaya’nın kendisini tek bir kere aramadığını ve kendisinin onunla ilgili iyi niyetine rağmen kendisinin hiç bu yönde yaklaşım göstermediğini yakın çevresi ile paylaştığını da biliyorum.

 

Hatta Karaloğlu’nun veda gecesinde AK Parti Van Milletvekili Burhan Kayatür de Vali ile ilgili konuşmasının son bölümünde tam da bu noktaya vurgu yaptı. Kayatürk o konuşmasında Şehrivan’ın da satırlarına yansıyan şu ifadelere yer vermişti, “Ben Sayın Vali’miz ile görüştüm. ‘Belediye Başkanımızı ve arkadaşlarını çağırdınız mı?’ diye bir soru yönelttim. O da ‘Evet davet ettim fakat ne bugüne kadar bana hayırlı olsun dediler ne de hoşça kalın demek için buraya geldiler.’ Dedi. Fakat ben çok iyi hatırlıyorum ki Vali’miz ilk geldiği sıralarda BDP siyaseti ve parti ekibi ile çok sıcak bir temas içinde olduğu ile ilgili eleştiriler almıştı. Aynı zamanda Belediye Başkanımız örgüt üyesi olarak sayılması sebebi ile yargılandığı sıralarda cezaevinden çıktığı gün büyük bir cesaret gösterip arayarak ‘Gel imzanı at seni hemen başlatayım’ dedi. Keşke bugün onlarda bizim yanımızda olsaydı Sayın Vali’mizi hep birlikte uğurlasaydık diye düşünüyorum.” dedi.

 

Belli ki milletvekili Kayatürk de bu durumdan oldukça şikayetçiydi…

 

***

 

Üstelik bu konudan şikayet eden isimler bununla bitmiyor.

 

Bir sohbetimizde bu durumdan yakınanlardan birisi de AK Parti İl Başkanı Abdullah Aras’tı. Aras da Bekir Kaya ve çalışma arkadaşlarının kendisine yönelik tavrından hiç memnun değildi. Kaya’nın cezaevinden tahliye olduktan sonra parti olarak Kaya’yı ziyarete gittiklerini geçmiş olsun ziyaretinde bulunduklarını söyleyen Aras, ayrıca Nazmi Gür’ün geçtiğimiz günlerdeki taziyesine katıldıklarını ama buna rağmen BDP kanadının kendilerini hala aynı soğuklukla karşıladığından dert yakınıyordu.

 

Aras’ın bu serzenişi ciddi anlamda yerinde. Siyasi görüşler aynı olsa da bu isimler aynı topraklarda yetiştikleri geleneğin gereği olarak hareket ediyorsa BDP’nin bunu elinin tersiyle ittirmemesi gerekiyor.

 

Hele hele sizin düşmanınız bile olsa insanlar iyi veya kötü gününüzde sizi ziyarete geldiğinde önüne ‘soğuk’ da olsa bir çay koymanız gerekiyor.

 

Adettindir.