Hayatımızın her anı imtihandır. Kur’ân-ı Kerîm’de şöyle buyurulur: “Andolsun ki biz sizi biraz korku ve açıkla, mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmekle imtihan ederiz. Öyleyse sabredenleri müjdele!” (Bakara 2/155) Ayet-i kerimede de ifade edildiği gibi, imtihan her zaman aynı şekilde olmaz. Bazen varlıkla, bazen de darlıkla imtihan oluruz. Darlığa düşen yoklukla imtihan olurken, bollukta olanlar da darlığa düşenlerle imtihan olurlar. Onlarla ilgilenmek, gerekli yardımı yapmak ve onların sıkıntılarını gidermek de bollukta olanların imtihanıdır.

***

Geçtiğimiz gün hastane bahçesindeydim. Bizler gibi şifa arayan yüzlerce insan gibi bir fırsatını bulup dışarda soluklanmak için çıkan onlarca hasta, hasta yakını gibi bankta oturup mesainin başlamasını bekliyordum. Sigara içmek için dışarı çıktığı olan bir hasta yakını efkarlı efkarlı sigarasını içerken, bir genç yaklaştı. Annesinin hasta olduğunu acilen ilaç alması için paraya ihtiyacı olduğunu söyleyen genç, “Eksiğim var yardımcı olur musun?” diye sordu. Yüzü hüzünlü çocuk elini attı cebine ve 10 lira çıkardı. Yardım isteyen çocuğa “Sadece 10 liram var, ne yapsak bilemedim” dedi. Sonra düşündü. Varı yoğu olan 10 lirayı verdi, “Tamam al sen ilaçlarını al” dedi. Parayı alan gencin sözlerine inandı, güvendi. Verdi parayı. Sonra olaya şahitlik eden ben ve parayı veren genç o çocuğun arkasından gayri ihtiyari bakıverdik. Açıkçası ben de merak ettim. Ne yapacak, nereye gidecek diye… Sonra aynı gencin birkaç metre sonra aynı sözlerle bir diğer vatandaştan, sonra bir diğerinden de para istediğini gördük. Cebindeki son 10 lirayı inandığı için o gence veren vatandaş hiçbir şey demedi, sigarasını son bir kez daha içine çekti ve gitti. Gencecik bir çocuğun bu şekilde duyguyu istismar etmesine üzüldüm, ama yine bir diğer gencin cebindeki son parayı bile birilerinin ihtiyacı var diye hiç düşünmeden vermesi ise mutlu etti. Vicdanlı, merhametli bir toplum olduğumuzu, tüm istismarlara rağmen hala vicdanlarımızın yerli yerinde olduğunu bir kez daha hatırlattı bana.

***

Dinimiz bize yardımlaşmayı, yardım etmeyi, el uzatmayı emreden bir din. Toplumumuz yardımlaşmayı seven, yardım etmeyi bilen bir toplum. Memleketimiz kadirşinas bir memleket. En azından böyle bilinen, böyle anılan bir kentiz. Birileri yardım istediğinde hiç düşünmeden çabalar, uğraşırız. Önünü arkasını düşünmez, ne yapar eder yardım ederiz. İşte böyle zamanlardan birindeyiz.

Hatırlarsınız geçtiğimiz ay elim bir olay yaşandı. Özalp’te büyükçe bir çarşı olan S.S Özalp Halk Pazarı Toplu İş Yeri Yapı Kooperatifi gece vahim bir şekilde meydana gelen yangın ile kül oldu. Yüze yakın esnafın, binlerce vatandaşın ekmek kapısı kül oldu gitti. Deyim yerindeyse yılların emeği, birikimi gözler önünde yandı bitti.

Özalp küçük ilçe. Diğer birkaç ilçe gibi zaten bir çarşısı, birkaç sokağı, belli başlı iş yerlerinin olduğu bir ilçe. Bu iş merkezi belki de ilçenin bel kemiği, en büyük ekonomik sirkülasyonun olduğu yerlerden birisi. Böyle bir ilçede bir anda 90 işyerinin kül olması büyük bir kayıp, büyük bir acı.

Şüphesiz o acıdan sonra yetkili merciler, ilgililer ziyaretler yapıp ‘geçmiş olsun’ dileklerini iletip yapılabilecekler konusunda konuşmalar, görüşmeler yaptı. Lakin o çarşıdaki birçok esnafın kiracı ve kendine ait olmadan çalışan insanlardı. Mülk sahibi olan da kiracı olan da zarara uğradı. Ve bu zarar öyle çok ciddi bir şekilde tamamen kapatılacak gibi bir durumda değil. Anlayacağınız bir şekilde yine kaybın çok büyük bölümü için çok karşılık alabilecek bir durumda değiller. Haliyle o kaybı yaşayanlar şu an büyük bir çaresizlik içinde bekliyor.

Bu çaresizliğin takipçisi olan Van Ticaret ve Sanayi Odası bir yardım fitili ateşlemek için girişimde bulundu. Geçtiğimiz hafta bir yardım çağrısı yaptı ve o ilçede meydana gelen zararı yaşayanlara destek olmak için şöyle bir açıklama yaptı:

“Van Ticaret ve Sanayi Odası olarak yangında işyerleri zarar gören ve maddi olarak büyük sıkıntılar ile karşı karşıya kana esnafımız için maddi destek kararı almış bulunuyoruz. Önümüzdeki hafta Yönetim Kurulumuzun kişisel ve kurumsal imkanları ile belirlenen kampanyaya maddi destek sağlanacaktır. Birlik ve beraberliğe ihtiyaç duyduğumuz şu günlerde ilçe esnafımızın yaralarını sarmalarına katkı sunmak için kamu kurum kuruluşlarını, meslek odalarını, Sivil Toplum Kuruluşlarını, iş insanları ve tüm halkımızı kampanyaya destek olmaya davet ediyoruz.”

Özalp fakir ve ekonomik gücü zayıf bir ilçe. Ve böyle bir süreçte Van TSO’nun yaptığı çağrı yerinde ve ihtiyaç sahibi esnafın yeniden evine ekmek götürmesini sağlayabilecek bir adım. Haliyle destek olmak, yardımlaşmanın elzem olduğunu düşündüğüm bir süreçte önemli bir çağrı diye düşünüyorum. Yazının başında dedim ya biz cebimizdeki son kuruşu bile ihtiyaç sahibi olduğunu düşündüğümüz insanlara veren insanlarız. Özalp’teki esnaflara cebimizdeki son kuruşu verecek olanlara değil, malından mülkünden az da olsa fazlası olan esnafa, tüccara, iş adamına, vatandaşa yardımlaşmak için ise doğru yere yardım etmek için iyi bir fırsat. Hepimiz üçer, beşer kuruş koyduk mu ortaya dolaylı olarak binlerce insanı ilgilendiren bir mağduriyet belki de son bulmuş olacak.

Bu yüzden de Van TSO’nun açtığı o yardım hesabını paylaşmada ve bu süreçte desteğe davet etmede bir beyis bulmuyorum. Yardım kapmayası bilgileri aşağıdaki gibidir. Bu insanları kendi halinde bırakmayız biz. Buna inanıyorum:

Ziraat Bankası Özalp/Van Şubesi

Hesap No: 465957516215001

İban No: TR460001000465957516215001

***

“Sevdiğiniz şeylerden infak etmedikçe gerçek iyiliğe ulaşamazsınız. Her ne harcarsanız Allah onu hakkıyla bilendir.” (Al-i İmran, 3/92)