Van’ın Başkale İlçesine bağlı Kavurgalı Mahallesinde darp edilerek öldürülen Aslıhan Ertaş’ın katil zanlısı Z.T. hâkim karşısına çıktı. Z.T.’nin mahkemede yaptığı savunmayı Adliye Muhabirimiz Meral Yıldız takip etti. İşte o savunma...

 

ŞEHRİVAN ÖZEL: MERAL YILDIZVan’ın Başkale İlçesine bağlı Kavurgalı Mahallesinde darp edilerek öldürülen Aslıhan Ertaş’ın katil zanlısı Z.T. hâkim karşısına çıktı. Mahkemede savunma yapan Z.T. ve tanıklık yapan Z.T.’nin kızları Aslıhan Ertaş öldükten sonra eve götürdüklerini, üzerindeki kanlı kıyafetleri sobada yaktıklarını ifade etti. Zanlı Z.T. ayrıca mahkemede savunma yapan müşteki avukatlara müdahale ettiği için mahkeme salonunda çıkarıldı.

 

Van’ın Başkale İlçesine bağlı Kavurgalı Mahallesinde 12 Ocak 2017 tarihinde darp edilerek öldürülen Aslıhan Ertaş’ın katil zanlısı Z.T’nin yargılanmasına Van 1’inci Ağır Ceza Mahkemesinde devam edildi. Mahkeme salonunda zanlı hazır bulunurken, sanık ve tanık beyanları alındı. Mahkemede zanlı Z.T. savunma yaparken, Ertaş’ın üvey kızları da tanıklık yaptı. Ertaş’ın üvey kızları mahkemede verdikleri beyanda, anne Ertaş öldükten sonra babalarına yardım ederek, eve taşıdıklarını, üzerindeki kanlı kıyafetleri çıkararak sobada yaktıklarını ifade etti.  

 

“EŞİMİ SIRTIMA ALDIĞIMDA AĞZINDAKİ KAN ELBİSELERİME GELDİ”

Duruşma salonunda hazır bulunan Z.T. Aslıhan Ertaş imam nikahlı eşi olduğunu belirtti. Eşi Aslıhan’ın 15 yıldır sara hastası olduğunu söyleyen Z.T. “Olay tarihinde ben evimde misafir odasında uzanıyordum. Eşim Aslıhan bana ‘Ben hayvanlara gideceğim, sende samanlığa git’ dedi. Kalkıp samanlığa gittim. Yaklaşık yarım saat sonra dönüp ahıra geldim. Ahıra geldiğimde eşim olan Aslıhan ineğin yanında yerde yatıyordu. Bunun üzerine kızlarımı çağırdım. Eşim Aslıhan'ı alıp eve götürdük. Aslıhan'ı dövdüğümü ileri sürmüşler. Ben eşimi hiçbir zaman dövmedim. Eşim hastaydı, ayakları şişiyordu, diz kapaklarında sorun vardı. Bu nedenle vefat etmiş olabilir. Ben ahıra gittiğimde eşim kendinde değildi. Hareketsizdi. Kızlarım yardım etti, sırtıma aldım. Sırtıma aldıktan sonra ağzından elbiselerime kan geldi. Eve götürdüm. Yatağa yatırdık. Burada da hareketsizdi. Daha sonra komşulara haber verdik.” Dedi.  

 

ÇELİŞKİLİ İFADELER!

Z.T.’nin 14 Ocak 2017 tarihli Başkale Cumhuriyet Savcılığında vermiş olduğu ifadesi okundu, ifadelerinde çelişki olduğu soruldu. Bunun üzerine Z.T. “Ben iki gün iki gece nezarethanede aç tutuldum. Jandarma tarafından hakarete uğradım. Bu yüzden savcıya verdiğim ifadelerin hiçbirini kabul etmiyorum. Ben o şekilde konuşmadım. Köyde husumetle olduğumuz kişiler fazladır. Bu nedenle ambulansın geldiği ve geri çevrildiği hususu yalandır, kabul etmiyorum.” Dedi. Z.T. ahıra gittiğinde eşinin yalnız olduğunu belirterek, “Kızlarımdan yardım istedim. Eşimi yerde görünce çok üzüldüm. Ne yapacağımı bilemedim. Bu yüzden ambulansı aramamış olabilirim, eşimi eve taşımamda her iki kızımda bana yardımcı oldu.” Diye konuştu.

 

“ÇIKARDIĞIMIZ KIYAFETLERİ SOBAYA ATTIK”

Mahkemede tanıklık yapan Z.T.’nin kızı D.T. sanığın babası olduğunu Ertaş’ın ise üvey annesi olduğunu söyledi. D.T. “Köydeki evimizde babam, üvey annem ve kız kardeşim R.T. ile birlikte yaşıyoruz. Olay tarihinde sabah saatlerinde üvey annem ve kardeşim ile birlikte mutfakta oturuyorduk. Bu sırada üvey annem bana ve kardeşime ‘Siz kahvaltı hazırlayın’ dedi. Daha sonra babama seslenerek ‘Birlikte ahıra gidelim, ben ineği sağacağım sende onlara ot ver’ dedi. Ahır ve ev arasında fazla mesafe yoktur. Babam ve üvey annem biraz gecikince ben merak ettim, kardeşimi gönderdim, neden geç kaldılar diye bir bak dedim. Kardeşim balkona çıkıp onlara bakmak istedi, babamın ağlama seslerini duymuş, gelip bana söyledi. Bunun üzerine birlikte ahıra gittik. Ahıra gittiğimizde üvey annem yerde yatıyordu. Babamda yanı başında ağlıyordu. Bende nabzını ve nefesini kontrol ettim, vefat ettiğini anladım. Yüzünde herhangi bir darp izi görmedim. Babama yardım ettik, babam annemi kucağına aldı, bende bacaklarından tutup yardım ettim. Üvey annemi evin içerisine küçük odaya götürdük. Oraya yatak serdik. Daha sonra üvey annemin kıyafetlerini değiştirdik. İlk ahıra gittiğimiz sırada üvey annemin ağzından kan gelmişti. Bu kan kıyafetlerine bulaşmıştı. Bizde çıkardığımız kıyafetleri sobaya attık. Kıyafetler kirlendiği için sobaya attık. Kıyafetleri değiştirdikten sonra amcamlara haber verdik. Amcamlar eve geldikten sonra jandarmada geldi. Muhtara kim haber verdi bilmiyorum.” Dedi.

 

“ÜVEY ANNEM KAPININ ARKASINDA YERE YIĞILMIŞTI”

Mahkemede tanıklık yapan Z.T.’nin kızı R.T. ise Olay tarihinde sabah saat 06:00 civarında üvey annelerinin kendisini uyandırdığını ve babasıyla birlikte ağıra gideceklerini söylediğini belirtti. R.T. babalarına seslenmek için balkona çıktığında babasının ağlama seslerini duyduğunu söyledi. R.T. kardeşi ile birlikte ahıra gittiklerinde babalarının ve üvey annelerinin ağırın kapısının arkasına yığıldığını ve kapıyı açmak için kardeşiyle birlikte kapıyı ittiklerini söyledi. R.T. verdiği beyanda, “Bu sırada üvey annem hemen kapının arkasındaymış, babamda onu çekince kapıyı açabildik. Babam taşıyıp getirmeye çalışırken gücü yetmemiş ve üvey annem kapının arkasında yere yığılmış, içeriye girdiğimizde babam şaşkındı. Ağlıyordu. Üvey annemin nefesini kontrol ettim. Öldüğünü anladım.” Şeklinde konuştu.

 

“HASTANE VE JANDARMAYA HABER VERMEDİK”

Z.T. kardeşi ile birlikte annelerinin kollarından babalarının ise bacaklarından tuttuğunu belirterek, “Üvey annemi taşıyıp, ben ve kardeşimin kaldığı odaya getirdik. Biz bu odada kardeşim ve üvey annem ile birlikte kalırız. Üvey annem babamla uyumazdı. Bizimle birlikte bu odada kalırdı. Sürekli olarak bizim odada yatardı. Babam yalnız uyumayı sevdiği için ve annemde rahatsız olduğu için benim ve kardeşim ile birlikte kalırdı. Üvey annemi bu odaya getirdikten sonra kardeşim yatağı serdi, üzerine yatırdık. Daha sonra babam kardeşime amcamlara haber vermesi için gönderdi. Hastane ve jandarmaya haber vermedik. Kız kardeşim gittikten sonra ilk önce nenem geldi. Nenemden sonra jandarma geldi. Daha sonra muhtarda geldi. Jandarmaya muhtar haber vermiş, muhtarın nereden öğrendiğini bilemiyorum” diye konuştu.

 

MÜTALAANIN VERİLMESİ TALEP EDİLDİ

Müşteki Avukat Müjde Tozbey Erden yaptığı savunmada, sanıktan şikayetçi olduklarını ve en ağır şekilde cezalandırılmasını talep etti. Avukat Erden, esasa etkili ifadelerin soruşturma başladığında alındığını ve yargılama aşamasında tanıkların beyanlarının değiştiğini söyledi. Erden, “Tanıkların beyanlarının çeliştiği gerekçesi ile mahkemenizce suç duyurusunda bulunuldu. Bizde bu aşamada dosyanın iddia makamına tevdi edilmesi suretiyle mütalaa verilmesini talep ederiz.” Dedi.

 

ZANLI DURUŞMA SALONUNDAN ÇIKARILDI

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı adına davaya müdahil olan Avukat Savaş Kaya’da duruşmada savunma yaptı. Kaya, sanığın Başkale Jandarma ve savcılığını suçlayıcı ifadelerde bulunduğunu belirterek, “Tüm bu hususlar nazara alınarak sanığın bu duruşmadaki savunmasına itibar edilmemeli. Sanıktan şikayetçiyiz.” Dedi. Kaya savunma yaptığı sırada zanlı Z.T. kendisine müdahale edince mahkeme başkanı talimatıyla Z.T. duruşma salonundan çıkarıldı. 

 

TUTUKLULUĞUN DEVAMINA KARAR VERİLDİ

Sanık ve tanık beyanlarının ardından iddia makamı sanığa atılı suçun vasıf ve mahiyeti, mevcut delil durumu, sanığın atılı suçu işlediğine dair kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut olguların bulunması, atılı suçun CMK’nın 100’e 3 maddesinde belirtilen katalog suçlardan olması nedeniyle sanığın tutukluluk halinin devamına karar verilmesini talep etti.

 

Mahkeme heyeti de sanığın tutukluluk halinin devamına karar vererek, duruşmayı 12 Ocak 2018 tarihine erteledi. 

Editör: TE Bilisim