Evet, başlığı yanlış okumadınız...Çay pazarının yüzde 70’ine yakınını elinde bulunduran, yıllık cirosu 1.5 milyar TL’ye ulaşan bir kamu kuruluşu olan Çaykur, Kürtlere çay satabilmek için “kaçak” işine giriyor... Biraz olsun merakınızı celbettiysem, buyrun mevzunun ayrıntıları aşağıda...Geçenlerde yolumuz Rize’ye düştü. Ekonomi haberciliğinin verdiği hevesle, gitmişken Doğu Karadeniz ekonomisinin can damarlarından biri olan Çaykur’u da bir ziyaret edelim dedik. Bu minvalde Çaykur Genel Müdürü İmdat Sütlüoğlu ile de bir görüşme yapma fırsatımız oldu.Başbakan Erdoğan’ın hemşehrisi Sütlüoğlu, eski bir siyasetçi. 22. Dönem Ak Parti Rize Milletvekili olarak görev yapmış, bu dönemde Çevre Bakanlığı görevini de yürütmüş bir isim. Sütlüoğlu, yaklaşık 1,5 yıldır da Çaykur’un başında. Ve tam da bu dönemde, 1983’te Kanun Hükmünde Kararname ile kurulan Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü Çaykur, önemli bir değişimin eşiğinde duruyor.Bu değişimin nedenini “dünya markası olma hedefi” olarak tanımlıyor Sütlüoğlu. Zaten artık Türkiye’de ne üretirseniz üretin, hedef aynı: Dünya markası olmak... Hevesler kırılmasın ama eğitim ortalaması orta iki’den terk olan bir memlekette, bu işler öyle kolay değil ne yazık ki...Neyse bu başka bir yazının konusu. Biz dönelim Çaykur’a... “DOĞUYA SATIŞ YAPAMIYORUZ”Genel Müdür Sütlüoğlu’nun verdiği bilgilere göre, dünya markası olmaları için haliyle dünyaya “Türk çayı” içirmeleri gerekiyor. Ancak ne yazık ki, henüz ürettikleri çayı Türkiye’nin bir kesiminde satmayı bir türlü başaramıyorlar ki dünyaya açılabilsinler.“Doğu ve Güneydoğu’da satış yapamıyoruz. Ülkenin geri kalanında yüzde 70-80 pazar payına sahipken, doğuda satışlarımız yok denecek kadar az” diyor Çaykur Genel Müdürü. Bunun nedeni de elbette, bölgede kaçak çaya olan bağlılık. Halk yüzyıllardır aşina olduğu, rengini, tadını, kokusunu yaşamına kazıdığı kaçak çayı bırakmıyor. İşte bu durumu tersine çevirmek için Çaykur yetkililerinin aklına müthiş bir fikir geliyor: Biz de kaçak çay üretelim.. “MADDİ ZARAR 700 MİLYON DOLAR”Sütlüoğlu anlatıyor:“Bölgede herkes kaçak çay içiyor; bizim ürünlerimizde o tadı bulamadıkları için satış yapamıyoruz. Biz de bu yüzden stratejimizi değiştirdik. Bölgede Rize çayı yerine, kaçak çayın tadını veren çaylar üretip satacağız. Çalışmalarımız tamamlanmak üzere. Çok yakında doğu ve güneydoğuda Çaykur’un kaçak çay ile aynı tada sahip çayını vatandaşlarımızın beğenisine sunacağız. Kaçak çay içerdiği sağlıksız maddelerle hem sağlığı tehdit ediyor hem de ekonomiye büyük zarar veriyor. Yılda yaklaşık 70 bin ton kaçak çay tüketiliyor. Bu da ekonomiye yıllık 700 milyon dolara yakın zarar demek. Yeni ürünümüzle bu zararın da önüne geçmeyi hedefliyoruz.”Çaykur şimdi harıl harıl üreteceği “kaçak çay”a tanıtım kampanyasını hazırlama derdinde.Ayıp olmasın diye bir paket alıp dener miyiz, ne dersiniz? BARIŞ GELİRSE...İmralı ile görüşmeler, gündeme bomba gibi düştü. Günlerdir, bu konuda yüzlerce soru havada uçuşuyor...Öcalan, Kandil’e sözünü geçirebilecek mi?Devlet, görüşmelerin yaratacağı etkiyle PKK’yi bölmeye mi çalışıyor?Gerillaların sınırötesine çekilmesi konusunda anlaşıldı mı?Vesaire...Vesaire...Öcalan-BDP görüşmesi ve bunun üzerinden esen siyasi çözüm rüzgarına ilişkin, basında onlarca yazı kaleme alındı. Bunlardan biri de Vatan gazetesi yazarlarından Mutlu Tönbekçi’ye ait... Tönbekçi yazısında “barış gelirse ne olur?” sorusuna çok iyi bildiği bir alanı, turizmi düşünerek yanıt aramış.  Aylarca çok satanlar listesine kalan “Küçük Oteller Kitabı”nın da yazarı olan Mutlu Tönbekçi, savaşın bitmesiyle eşsiz bir coğrafyaya sahip bölgede nasıl bir turizm fırsatı yakalanabileceğine kafa yormuş. Buyrun, Tönbekçi’nin proje önerilerine birlikte bakalım:“- Cilo Mountain Resort: Bugüne kadar gördüğüm en güzel dağlar. Dağlıca’ya (Oramar) varmaya çalıştığımız sırada gördük ve nutkumuz tutuldu... Dağlıca’ya gitmemize izin vermediler. Zaten daha sonra bölge askerlerin esir alınmasıyla sonuçlanan bir baskınla anılır oldu. Yüksekova’dan kolay bir çıkış var. - Cudi Kisara Nature Lodge: Şırnak ili sınırlarındaki bu güzel dağda, çam ve meşe ağaçları içinde çok güzel bir dağ turizmi olabilir. Ayrıca Kuran’a göre Nuh’un Gemisi de bu dağa konmuş. Yavşaklıkta sınır tanımayanlar için ismi “Judy Nature Lodge” de yapılabilir. - Van Gölü Shewbash Beach Suites: Van turizme uzak bir kent değil. Deprem vurmasaydı tam gaz da ilerliyordu. Yeni yapılanmada belki plaj da düşünürler. İsim hazır! - Beytüşebbap Wineyard Mountain Inn: Düşünsenize Türkiye’nin en değerli üzümleri burada yetiştirilip en pahalı şarapları burada üretiliyormuş! Ve biz asma bağlarını hasat zamanı ziyaret ediyormuşuz! Üzüm topluyormuşuz!” Hayal etmesi bile ne kadar keyifli değil mi!ARAM EKİN DURAN - BAŞKALENEWS
Editör: TE Bilisim