Önder ALTINAL - Şehrivan


Van Çevre Derneği (ÇEVDER) 5 Haziran Dünya Çevre Günü sebebiyle Van’daki çevre temizliği ile ilgili adeta seferberlik başlattı. Günlerdir Van’da yaşana çevre katliamına dikkat çekmek için çeşitli etkinlikler yapan ÇEVDER, gazetecilerle birlikte Van’daki göl ve çevre kirliliğine bizzat şahitlik etti. Yetkili isimlerin görmek istemediği o bölgelerde adeta katliamın fotoğrafları çekildi…

Çevre Derneği (ÇEVDER) 5 Haziran Dünya Çevre Günü sebebiyle gazetecilerle bir araya geldi. Bak Hele Bak kahvaltı salonunda yapılan kahvaltıda basın mensuplarıyla bir araya gelen ÇEVDER yöneticileri, Van’daki çöp ve kirlilik sorunlarını dile getirdi. Kahvaltıya ÇEVDER Başkanı Ali Kalçık, SMMMO Başkanı İbrahim Şahin, Mavigöl Kadın Derneği Temsilcisi Suna Çingüşahin, Aktaş Sigorta sahibi Servet Aktaşın yanı sıra birçok basın mensubu katıldı. Dünya Çevre Günü hakkında açıklamalarda bulunana ÇEVDER Başkanı Ali Kalçık, ÇEVDER Derneğini 2005 yılında kurduklarını ve hiçbir ticari beklenti içerisinde olmadıklarını söyledi. Kalçık ayrıca, Van Gölü’nün kirletilmesi, evsel atıkların önüne geçilmesi ve kurulan HES’ler hakkında da yetkililerin ve tüm halkın hassas davranmalarını belirtti.

KALÇIK: TİCARİ BEKLENTİ İÇERİSİNDE OLMADIK

Çevre sorunları hakkında bilgi veren Kalçık ayrıca 2005 yılından itibaren kurdukları ÇEVDER’den hiçbir beklenti içerisinde olmadıklarını belirtti. Kalçık, “Öncelikli olarak çevre katliamına valiliklerin, belediyelerin, kaymakamlıkları ve diğer kurum, kuruluşların yanı sırra tüm halkın duyarlı davranmalarını istiyoruz. ÇEVDER’in 2005 yılında arkadaşlarımız ile kurduk. 2005’ten bu yana kurmuş olduğumuz çevre derneğinde hiç bir zaman bir beklenti içerisinde olmadık ve hiçbir zaman bir ticari beklenti gütmedik. Çevre sorunları ile ilgili her zaman çalışmalar içerisinde olduk. O günde bu güne kadar her zaman çevre sorunlarına duyarlık olduk, olmaya çalıştık. Geçtiğimiz yıllar içerisinde STK’lar ile birlikte çalışmalar yaptık ve bu yapmış olduğumuz etkinlikleri, çalışmaları her zaman yetkili yerlere ulaştırdık. Bu yıl öncelikli olarak broşürler bastırdık ve bu broşürlerimizi dağıttık ve astırdık. Bunun dışında her yıldan farklı olarak bu yıl imza kampanyası başlattık ve bu imza kampanyasında toplamış olduğumuz imzaları devlet yetkililerine ulaştıracağız” dedi.

“VAN GÖLÜ YOKSA VAN DA YOKTUR”

Van Gölü’nün önemli bir konuma sahip olduğunu bu yüzden sahip çıkılması gerektiğini belirten Kalçık şu sözlere yer verdi: “Bildiğiniz gibi Van Gölü çevresinde yaklaşık olarak 1 milyon insan yaşamaktadır. Bu yüzden Van Gölü çevresinde bulunana tüm belediye, kaymakamlık yetkililerinin bu konuda hassas davranmaları rica ediyoruz. Bu konuda ayrıca büyükşehir belediyesi ile de görüştük ve bu konuda hassas davranmalarını istedik. Bizim bu konuda çok ciddi sorunlarımız var. Özellikle Van Gölü gibi çok önemli bir yere sahip olan bir gölümüz var. Bizlerde buna çok iyi bir şekilde sahip olmadığımız zaman 1 milyonluk çevresinde yaşayan insanlarımızın bu değere sahip çıkmaları gerekiyor. Arkadaşlarımızın da önce ki günlerde attıkları manşet gibi ‘Van Gölü yoksa Van’da yoktur.’ Bu anlamda gerçekte Van’ı Van yapan Van Gölüdür. 6 Haziran’da Van TSO’da yapacağımız olan panelde bunu daha detaylı bir şekilde zaten sizlere aktaracağız. Bunun yanı sıra saniye de bin 800 litre gibi bir pisliğin Göle aktarılması ciddi anlamda bir vahşettir. Buna bağlı olarak derelerimizin hiçbir önlem alınmadan göle akıtılması tam anlamıyla bir katliamdır. Bizler bunu yaparak tüm doğanın ve diğer canlıların hakkına da göz yumaktayız.”

KALÇIK: 1 İNSAN 1,5 KİLO ÇÖP!

Evsel atıklar ve özelliklede doğayı katleden HES’ler hakkında da açıklamalarda bulunana Kalçık, “Diğer bir sorunumuz ise evsel atıklarımızdır. Bir insan günde 1,5 kilo çöp üretmektedir. Bunu 500 binle çarptığımız zaman devasa bir çöp ortaya çıkmaktadır. Bu çöplerde yine bizlere geri gelmektedir kuşlar yani uçan canlılar, rüzgarla, yer altı suları gibi bir çok şekilde bizlere geri dönüşüm olarak geliyor ve bizlerde bundan ciddi anlamda etkileniyoruz. Bu şekilde devam edilirse bizim geleceğimize bırakacağımız bir güzel doğamız kalmayacak. Bu yüzden hiç ertelemeden ve ötelemeden bu sorunu çözme gibi bir zorunluluğumuz var. Bunun yanı sıra HES’ler var. Birilerinin çıkarları için doğal katlediliyor. Güvenlik barajları adı altında yapılan barajlar doğayı ve o doğada yaşayan canlıları yok ediyor. Hem ekonomik anlamda hem de doğanın katledilmesi ciddi bir sorundur. Örnek olarak Çatak’ta ve özellikle de Zilan’da yapılan bu çalışmalar katliamdır. Bu konuları biz yarın panelimiz de daha iyi bir şekilde anlatacağız. Çevre gününüzü kutlar teşriflerinizden dolayı teşekkür ederim” sözlerine yer verdi.

BAKIR: KUTLAMA DEĞİL KINAMA YAPILMALI

Kalçık’ın ardından söz alan İKK Sekreteri Şemsettin Bakır ise, Dünya Çevre Gününü kutlamalar yapılarak değil, kınamaların yapılması gerektiğini belirtti. Bakır şu sözlere yer verdi. “Aslında bana göre 5 Haziran Çevre Gününde çevreyi kirletenleri kınadığımı öncelikli olarak belirtmek istiyorum. Bana göre kutlanacak bir şey yok bizim çevreyi kirletmemizden dolayı kınama yapmamız gerekiyor. Çevreye zarar verenlerden çevreye duyarlı olmalarını da istemek elbette ki çok saçma olur. Çünkü kapitalistin temelinde kara dayalı bir sistem bulunmaktadır. Eğer ki bu temelde kara dayalı bir amaç varsa, bu temelden çevre duyarlılığı beklemekte çok saçma olur. 1972 yılında bu katliamı görenler böyle bir gün ilan edilmiş ve o günden bugüne kadar tüm dünyada, ülkede ve ilimizde kutlamalar yapılıyor. İlimizde yapılan bu etkinliklere bizlerde her zaman destek veriyor ve dikkat etmeye çalışıyoruz.”

“DOĞA BİZE HESAP SORAR”

Çevre kirliliğinin sadece yerlere atılan çöpten ibaret olmadığını belirten Bakır, “Çevre kirliliği bana sadece attığımız çöp ya da gölümüzü kirletmek değil. Asılında çevre kar amaçlı olarak yapılan işlerin sonucunda ortaya çıkan çöplerdir. Özelliklede 3. Dünya ülkelerinde bu fabrikaları kuran ve gidip o denizleri kirleten bu kapitalist sistemdir. Bizim ülkemizde yine kapitalist sistem aynı şeyi yaparken, bizim bölgemizde yani Kürdistan’da ise çevre kirliliğimiz, HES’ler, güvenlik barajları, güvenlik yolları, karakollarla bu tür kirletmeler yapılıyor. Bu çerçevede baktığımız zaman ne kadar duyarsız olduğumuz çok net bir şekilde görmüş oluruz. Başkanımızın dediği gibi gölümüz büyük bir veli nimettir ancak bizlerin bu yaptıkları zarar vermektedir. Bu şekilde devam edersek 10-15 yıl sonra artık hiç kimse Van Gölü kenarında kokudan dolayı yaşayamazlar. Bu şekilde devam edersek doğa bunun hesabını bizlere sorar” dedi. Yapılan kahvaltının ardından gazeteciler ile birlikte Van’da bulunana birkaç çöplüğe, taş ocaklarına ve Van Gölü sahiline gider ÇEVDER heyeti, çöplük haline gelen yerlerde açıklamalarda bulundu.

“TAŞ OCAKLARI DEĞİL VAHŞET VADİSİ”

İlk olarak beraberindeki gazeteciler ile birlikte Özalp yolu üzerinde bulunan taş ocaklarına giden ÇEVDER ‘Vahşet Vadisi’ adını verdikleri Özalp yolu üzerindeki vadileri gezdi. Taş ocaklarının bulunduğu yerde açıklama yapan Kalçık, o bölgede toplamda 6 taş ocağının bulunduğunu bunun yanı sıra birde fal durumda olmayan çöp çukurunun faal hale gelmesinin gerekli olduğunu belirtti. Kalçık, “Bildiğiniz üzere 2006 yılında Van ÇEP adı altında bir birlik kuruldu. Bu birlik Valinin başkanlığında ve genelde de bürokratlar ağırlıklı olarak bu birlikte kuruldu. Bu birlikte Van Gölü’nü kirlilikten kurtarmak ve ilin evsel atıklarına çözüm bulmaktı. 20 belediye ve 1’de özel idare olmak üzere 21 tane kuruluştan gerçekleşen bütçenin %1’ni almak gibi bir karar alınmıştı. Bu saydığımız kuruluşlar buna üyeydiler. Bütün üyeler o zaman %1’lik bütçelerinden bütçe verdiler ve o zamanlar çok ciddi anlamda bir bütçe oluştu. Ancak 2006 yılından 2014 yılına kadar hiçbir etkinlik yapılmaksızın hiçbir şey yapılmadı. Sadece ve sadece görmüş olduğunuz bu çukur açtılar. Birde 2012 yılında sinekle mücadele adı altında kısa bir süreliğine çevre ve şehircilikte alınana bu mücadeleyi yaptılar. Sadece bu çukur için 1 trilyondan fazla bir para yatırılmış. Bu parada ortada yok sadece oturum hakkı olarak kullanılacak. Arkadaşlar bu çukur çöp izolasyon çukurudur. Bu çukur bütün sosyal alanlarda ve illerde olması gereken bir çukurdur. Bu gerekli bir çukurdur. Van’daki bütün çöplerin burada toplanması, izole edilip ayrıştırılması gerekiliyor. Bu yüzden bu çok önemli bir tespittir. Maalesef bunu bu şekilde bırakıp çekip gittiler. Sizlerin de gördüğünüz gibi bu çukur sadece burada bir çukur olarak kalmaktadır. Bunun yanı sıra bu alanda görmüş olduğunuz taş ocakları var. Ve burada toplamda da 6 taş ocağı uygunsuz bir şekilde çalışıyor” sözlerine yer verdi.

ÇÖP DEPOLAMA ALANIMIZ!

Ardından Özalp yolu üzerinde bulunan çöplüğe giden ÇEVDER Başkanı Kalçı, Özalp yolu üzerindeki çöp dağını ‘çöp depolama’ alanı olarak değerlendirdi. Kalçık son olarak şu sözlere yer verdi: “Arkadaşlar burası vahşi çöp depolama alanımız. Adı gibi buraya vahşi, barbarlık ne gibi bir yakıştırmaya uygun bir alandır. Buradaki çöplüğü ve sıkıntılar hepimiz çok net bir şekilde görmekteyiz. İşte karşımızda görmüş olduğunuz Van, Van Kalesi, Van Gölü, Sıhke Gölü, TOKİ konutları ve kent bulunuyor. Bu yüzden yağan yağmur ve kardan sonra oluşan yer altı sularına karışan bu çöplükler Van Gölü’ne, Sıhke Gölü’ne ve içme sularımıza karışıyor. Buda bize ve ilimize yakışmayan bir görüntüdür. Tüm yetkililerimiz yüksek sesle sesleniyoruz, geçerli söyleyecek söz bulamıyoruz ama çok acil ir şekilde bu soruna el atılması gerekiliyor. Tüm metropoller ve metropol olmayan yerler bu sorunu çözmüşler. Bu çözülmeyecek bir sorun değil. Yeter ki bürokratik engeller ortadan kalksın. Yeter ki bu konuda hakkında duyarlılık oluşsun. Van’ımızın en temel sorunu budur bu yüzden bu sorunun en kısa sürede çözülmesi gerekiliyor. Halkımız da bu konuda duyarlı olmalı ve bu konuya el atması gerekiyor. Çevre hakkı insan hakkıdır işte bizim de bu kadar hakkımız ihlal edilmiş.”

Editör: TE Bilisim