Yerel yönetimde, Meclis'te, STK'larda, bürokraside, sosyal yaşamda... Kadın temsiliyeti giderek artıyor ancak halen erkek egemen yapıyla kıyas edilecek düzeyde değil. Son yerel seçimlerde Doğu'daki kadınlar sandıktan çıkma başarısı gösterdi, ancak bu durum sosyal ve ekonomik hayattaki varlıklarıyla paralel yükselişte ilerlemiyor.

Zaten "kadının varlığı" sorunu Doğu'nun değil, tüm Türkiye'nin sorunu.

2007'deki genel seçimde TBMM’ye giren 550 milletvekilinden sadece 50’si kadındı. Yüzdelik olarak 9,1’e işaret eden bu oran aslında 1935 seçimlerinden bu yana kadınların meclise girmesi açısından en yüksek orandı. Bir sonraki genel seçimlerin yapıldığı 2011’de ise 79 kadın meclise girerek bu oranı 14,3’e yükseltti. 

kadin

Yerel yönetimler açısından bakıldığında 2011'de görünüm farklı değildi.

Mahalli İdareler verilerine göre; belediye başkanı, belediye meclis üyesi, il genel meclis üyesi, köy muhtarı, köy ihtiyar meclis üyesi, mahalle muhtarı ve mahalle ihtiyar heyeti sayılarında toplamda 302 bine yakın erkek yerel yönetici yer alıyordu. Kadınların sayısı yüzde 1,2 oranla, 3 bin 709'du.

2014 yerel seçim sonuçlarına dair resmi verilerin tamamı açıklanmadı ancak yerel yönetimlerde üç kadın büyükşehir belediye başkanlığı koltuklarına oturdu. BDP dışındaki partilerin kadın belediye başkanı yok. BDP’nin ikisi eşbaşkan olmak üzere 10 kadın belediye başkanı bulunuyor.

BDP, Doğu’da toplamda 94 kadın belediye başkanı ile denklemi biraz bozsa da, Türkiye geneline oranlandığında bu rakamlar ülke genelindeki dengeli temsiliyet kriterinden uzakta kalıyor.

Kadının siyasette adı yok 

Merkezi İstanbul’da bulunan Kadın Adayları Destekleme Derneği KADER’in verilerine göre 1930 ile 2009 yılları arasında yapılan toplam 17 yerel seçimde 1159 erkek il belediye başkanlıklarına seçildi ancak kadın adayların sayısı 6'da kaldı.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Bakanlar Kurulu’nda sadece bir kadın bulunuyor. Bakanlıklarda tek kadın müsteşar bulunuyor. 81 ilin valileri arasında yine tek bir kadın vali var. Yüksek yargı organlarında Danıştay dışında tüm yargı organlarının başında erkekler bulunuyor. 

Siyasi parti il başkanlıklarında AK Parti ve CHP’nin kadın başkanı yok. MHP’nin bir il başkanı bulunurken, bu oranı yine 29 il başkanıyla BDP yükseltiyor.

İşveren ve meslek örgütleri grubuna bakıldığındaysa hiçbir kadın işveren veya meslek örgütü başkanı yok. 

Üst düzey kadın memur kategorisinde 2014 verilerine göre 6 bin 485 erkek üst düzey memurun karşısında kadınlar sadece 601 koltuğa oturabilmişler. Bunun yüzdesi 9,27.

Üniversitelerdeki 176 rektörün 14’ü kadın. (Yüzde 7,9)

Kadınların işgücüne katılımı konusunda TÜİK’in 15 Nisan 2014 tarihinde yayınladığı araştırmaya göre, erkeklerin işgücüne katılım oranı 70,9'ken kadınlarda bu oran 29,7'de kalıyor.

 kadin

Hayatın içinde kadını görmek zor

Doğu’ya gidildikçe BDP’nin kadın kotası ve eşbaşkanlık sistemi nedeniyle, 94 kadının yerel yönetici pozisyonunda yer aldığı görülüyor. Diğer alanlarda kadının varlığından ve görünürlüğünden söz etmek çok olası değil ancak siyaset iyi bir başlangıç olarak değerlendiriliyor.

Toplumun her kesimindeki kadın adayları desteklemek üzere kurulmuş ‘Kadın Adayları Destekleme Derneği’ KADER Başkanı Zafer Berkol’a göre kadınların yaşamın içerisinde olmasının temel anahtarı siyaset. Ancak meclise bakıldığında ortaya çıkan tablo Berkol’u mutlu etmiyor:

“Kadının yeri yok aslında siyasette. Kadın siyasette yok. Dolayısıyla çok cüzi, komik denilebilecek rakamlar var. Mecliste vekiller arasında sadece 76 kadın var ki bu cumhuriyet tarihinin en büyük sayısı ancak nüfus oranlarına baktığımızda meclisteki milletvekili sayısının yanında yine hiçbir şey. Dolayısıyla parlamentoda gücünüz yoksa sözünüz de dinlenmiyor. Erkek egemen bir toplumda yaşıyorsa kadın, işi çok daha zor oluyor. O nedenle biz kadını siyasette görmüyoruz; toplumun birçok biriminde, kesiminde olduğu gibi siyaseti çok önemsiyoruz.”

Berkol yasalarda kadınlara ilişkin alınmış lehte pek çok karara karşın hayatın içerisinde kadını görmenin güç olduğunu belirtiyor.

“Nüfusun yüzde ellisini oluşturan kadınlar maalesef atıl durumda çünkü toplumsal cinsiyet eşitliği yok. Anayasa’nın 10. maddesi vardır, eşitlik ilkesi. Anayasada çok net konmuştur. Ayrımcılığın olmaması ve kadın erkek eşitliği ve devletin ya da idarenin bunun devamının sağlaması ile ilgili. Bu bile yapılmıyor. Yani Anayasa ve kendilerinin koyduğu bir madde uygulanmıyor. Yani aslında var, aslında yasalarda kadınlarla ilgili alınmış pek çok lehte karar var ama uygulanmıyor. Bunu görmüyoruz hayat içinde.”

 

zafer berkol

Siyaset anahtar rol oynuyor

Berkol'a göre kadınları hayatın içerisine yerleştirmenin önündeki kapıları siyaset açacak:

“Kadınların yaşamın içerisinde olmasının temel anahtarı siyaset, ilk anahtar bu. Bu yerel yönetimlerden başlar, hatta muhtarlıktan başlar. Muhtarlık bence siyasetin temel noktası. Çünkü muhtarlık yereldir ve mahalledir. Mahalle de küçük bir alandır ve o alan içerisinde herkes birbirini tanır ve yerel hizmettir muhtarlık. Kadın muhtarlar, erkek muhtarlardan çok daha işlevseldirler çünkü kadınlar hep oralardadır. Sokak lambası yanmadığında ya da okula giden çocukların yolunun bozukluğu ya da servisin sıkıntısı, okuldaki herhangi bir şey, bunlar direkt kadınları ilgilendiren şeyler ve muhtarlıklara bağlı sonuçta.”

Berkol kadınların erkek adayların kampanyaları için çalıştığını ancak kendileri için bunu düşünmediklerini belirterek siyasette erkek egemen toplumun bakış açısının bu yolla kırılabileceğine inanıyor. Bu uğurda kadınların daha radikal olmaları gerektiğini de söylüyor. 

Peki Doğu bölgelerinde BDP’nin kadın adaylarının işbaşına gelmeleri "eşitsizlik denklemi"ni zorladı mı? Berkol’a göre biraz zorlamakla birlikte "yeterli değil", diğer partilerin de eşbaşkanlık sistemine geçmeleri gerekli.

“Son seçimler eşitliksiz denklemi bozdu, diyemiyorum çünkü rakamlara baktığımızda bozdu, diyemiyoruz çünkü büyük şehirlerde il ve ilçelerdeki başkanlık seçimlerine baktığımız zaman bir fark yok. Gerçekten siyasiler sınıfta kalıyor ve oranlar ortada. Koskoca Türkiye’de 37 büyükşehir belediye başkanının sadece üç tanesi kadın.

Rakamlara baktığımızda Doğu’da bir fark var. Bu çok güzel bir tablo. Bunu yapmak hiç zor değil, tüzüğe eklenen bir maddeyle eşbaşkanlık konuldu. Bunu diğer partiler de çok rahat yapabilir. Bu zor bir şey değil üstelik sosyal demokrasinin altında toplanmış partiler de bunu yapabilirler.”  

 

kadin

Doğu bölgelerinde kadınların işbaşına gelmeleri diğer kadınlara da siyaset yolunu açacak mı?

Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Vahap Coşkun ve Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doçent Naciye Yıldız’a göre sorunun yanıtı; "biraz zor".

Coşkun ve Yıldız'a göre, örgütsel bağ ve bağlılığı bulunan kadınların siyaseten yükselmeleri aynı mahallede yaşayan diğer kadınlara yol açmıyor: ‘Kadın eli, feminen dokunuşlar siyaseten olmasa bile kadınlar için yaşamı daha yaşanır kılabilir. Bunun için de zamana ihtiyaç var."

Kaynak: Al Jazeera

Editör: TE Bilisim