Amerika’da kaldığım zaman diliminde ev sahibim bir gün beni bir grup faaliyetine davet etti. Konu, son dönem çıkan bir romanın okunması ve tartışılmasıydı. Toplantı gününe on beş gün vardı. Romanı da aldık. Toplantı yeri bir kitapçıydı.Nihayet toplantıya katıldım. İlk şaşkınlığım toplantıya gelen kişilerle ilgili oldu. Yaşları 40-60 arasında değişen yaklaşık yirmi kişilik bir okuma grubu. Ancak asıl hayret verici olan hepsinin de bayan oluşu.Hangi meslek grubuna dâhil olduklarını bilmediğim bu bayanlar, tespit edilen romanlarla ilgili değerlendirmede bulunmaya başladılar. Organizeyi yapan kitapevinin sahibiydi. O da aramızdaydı. Ben de bir edebiyat doçenti olarak yapılan değerlendirmeleri dikkatle dinledim. Birçoğunu anlayamadım ancak bu toplantıdan çıkardığım sonuç, her şeye değerdi. Kadınlar, bir romanı sanki bu konunun uzmanıymışçasına inceden inceye tahlil ederek görüşlerini bildirdiler ve heyecanlı tartışmalar yaşandı.Hayret ettiğim diğer bir konu bu toplantıların sık sık yapıldığıydı. Yani yaşları 40-60 arasında bir grup kadın, her on beş gün veya ayda bir, bir araya gelerek son çıkan bir roman veya kitap hakkında fikir alış verişinde bulunuyor, konuşuyor, değerlendirmeler yapıyorlardı. Hayretim başlangıçta bu kişilerin sadece belli yaşlarda kadın olmalarıydı. Ancak araştırmam sonucunda Amerika’da, özellikle kitapçılar merkezli yüzlerce grubun veya oluşumun kadın erkek genç yaşlı demeden bir araya gelerek bu tür toplantıları sık sık yaptıklarını öğrenince daha da şaşırdım.Amerika’da insanlar aslında yalnız. Yalnızlık, gittikçe artan bir sosyal problem olmaya devam ediyor. Ancak diğer bir taraftan bir araya gelmenin ve sosyal hayattan kopmamanın yollarını da arıyorlar. Çünkü insan, sosyal bir varlık. Ne kadar yalnızlığı sevse de başkalarıyla iletişim kurmadan yaşaması çok zor.Türkiye’de ise bu tür oluşumlardan söz etmek mümkün değil. Elbette bazı oluşumlar var. Ancak bunlar, Batıda veya Amerika’da olduğu gibi yaygın değil.Van’da da biz, kendi yağımız çerçevesinde geçtiğimiz günlerde fikir alış verişinde bulunmak için bir grup hareketi başlattık. Grupta, önemli bir çoğunluğu üniversiteden olmak üzere 12 kişi yer aldı. Bu kişiler genellikle her biri farklı alanlarda uzman olan akademisyenler. Farklı olarak Van Vali Yardımcısı Atay Uslu da bu oluşumda yer aldı ki, esasında işi tetikleyen, organize eden ve bizleri bir araya getiren de bizzat kendisi.Grubun adı olarak “Kutunun Dışı” benimsendi şimdilik. Adlandırma, esasında Amerikalı bir psikolog olan Howard Gardner’e ait. Harvard ve Boston üniversitelerinde psikoloji profesörü olan Howard Gardner, tek zekâ tipine karşı çıkarak insanların daha başarılı olduğu değişik alanlar bulunduğunu ve bu alanlarda zekâya dayalı büyük beceriler gösterebildiğini ifade eden “Çoklu Zekâ Kuramı”nı geliştirmiş ve bu düşünce; eğitim, sanat, bilişsel psikoloji ve tıp alanlarındaki görüş ve düşünüşleri yakından etkilemiş, bu alanlarda devrim yaratabilmiş birisi. Onun “Five Minds for The Future” başlıklı oldukça orijinal fikirler içeren makalesinde geçen “Out of Box”, yani Kutunun Dışı tabiri; esasında alışılmış bir düşünce ve hayat tecrübesinin farklı şekillerde irdelenmesini ve Kutu’nun Dışı’na çıkarak hayata yeni bir perspektiften bakılmasını gösteren bir düşünceye işaret etmektedir.Kutunun Dışı, farklı disiplinlere sahip uzman kişilerin bir araya gelerek görüş ve düşüncelerini paylaştığı, olayları tek merkezden değil farklı pencerelerden irdelendikleri ve interdisipliner bir bakış açısı geliştirmeye çalışan bir düşünce grubu aslında. Başlangıçta on iki kişiyle yola çıkan bu grubun gelecekte bu sayısı arttırıp arttırmayacağı, kapılarını dışa açıp açmayacağı ve kamuoyuyla bir araya gelip gelmeyeceği gibi konularda kesin kabulleri yok. Ancak her düşünce ve teklifin de bir’lik anlayışı çerçevesinde değerlendirilmesi amaçlanmakta.Grubun ilk toplantısı Elit World Oteli’nde gerçekleşti. İlk sunum Şirin Demir’e aitti. Sait Ebinç’in tabiriyle “keşfedilmemiş bir hazine” olan Şirin Bey, konuya hâkimiyeti, analiz yeteneği ve en önemlisi jest ve mimikleriyle bütünleşen samimi heyecanıyla hepimizi Kutu’nun dışına attı âdeta… Katılanların hepsi kendilerince zihin egzersizi yaptılar. Kendi adıma yeni bakış açıları geliştirdiğimi söyleyebilirim.Toplantı sonucunda görüldü ki, bu tür fikir egzersizlerinin Van’da farklı gruplarla mutlaka gerçekleştirilmesi ve çok daha yeni oluşumların artması gerekmektedir.Bugün 10 Ocak Dünya Gazeteciler Günü… Öncelikle kendilerini kutluyorum.Bugünü de dikkate alarak ilk teklifim gazeteci çalışan dostlara:Siz de Van’da böyle bir grup kurmak istemez misiniz?
Editör: TE Bilisim