Yorum: Ömer Faruk TOKTAŞ/Şehrivan


 

Ülkelerinde yaşanan ve bu yıl yoğunlaşan iç karışıklıklar Suriyeli birçok insanın Türkiye’ye göç etmesine neden olmuştu. Ülkenin birçok iline göçle gelen Suriyeliler Van’a da gelerek buralarda çalışmaya başladı. Gelen Suriyeli vatandaşlar iş bulamamaktan mıdır, iş bulup da çalıştırılmadıklarından mıdır bilinmez geçinebilmek için dilencilikten başka bir çıkar yol bulamayınca halk Suriyeli dilencilerin bir kriz haline geldiğini savunmaya başladı. Daha önce yaptığımız özel haberlerin yanı sıra denetim haberlerinin birçoğunda da Suriyeli dilenciler Van’ın sosyal sorunlarının başında yer alıyordu. Suriyeli göçmenler belki de perde arkasında hiç kimsenin tahmin edemeyeceği bir mağduriyet yaşıyor. Ki vatanlarından ayrılıp başka bir ülkenin kenar sokaklarında dilenmenin başka bir açıklaması da yok gibi. Üstelik ilk olarak acıyarak, sempati ile kabul edilen bu göçmenler zaman geçtikçe de gözlerde her geçen gün biraz daha kararıyor. Bir bakıyorsunuz Hatay’da öldüresiye dövülüyorlar, bir bakıyorsunuz Mersin’de dükkanları yerle bir ediliyor. Bir de bakıyorsunuz Van’da yaşını başını almış bir adam tarafından Ramazan ayında taciz ediliyor, dövülüyor…

ADAM DENİLMEYİ HAK ETMİYOR

Önceki gün öğlen saatlerinde Beşyol mevkiinde yürürken bir grup vatandaşın başörtüsü kanlar içinde kalmış, çocuğuyla ağlayıp kaldırım kenarında oturan bir bayanın çevresinde toplandığını gördüm. Olay yerine yaklaşıp neler olduğunu öğrenmeye çalıştığımda ise duyduklarıma inanmak gerçekten zor oldu. Olay yerinde bulunan ve olaya şahit olan esnafların iddialarına göre 45 yaşlarında -adam denilmeyi hak etmeyen bir canlı- yanından geçerken, Suriyeli yaşlı bir kadına el uzatarak taciz edip, ardından tepki gösteren kadının burnuna yumruk sallayarak kaçtığını öğrendim.

ATILAN YUMRUKTA VAN HALKININ DA PAYI VAR

Kadın burnuna aldığı darbenin ardından olay yerinde bulunan bir esnafa sığınmıştı. Aslında baktığınızda ve geçmişteki yaşananları da göz önünde bulundurduğumuzda o kadına atılan yumrukta tüm Van halkının payı olduğunu görebilirsiniz. Suriyeli bu göçmenler tüm halkımız tarafından hor görüldüğü ve önemsenmediği için mi bu adam o hareketi yapmaya cesaret buluyor? İşte bunu düşünmek lazım. Belki de esnaflardan biri o adamın kadına yaptığını görmeseydi atılan yumruk bir şekilde haklı bulunacaktı.

DUYANLAR ANLAYAMIYOR…

O kadının gözünden bakmak lazım, ağlıyorsunuz ve feryat ediyorsunuz, ama etrafınızda sizi duyan kimse yok. Aslında sesiniz duyuluyor ama sizi duyanlar anlayamıyor… Kadının başörtüsüne bulaşmış kırmızıya ve oğlunun feryatlarına karışan gözyaşlarına baktığınızda ise onun tek derdinin utancı olduğunu görebiliyordunuz. Ne yapacağını bilemiyor insan. Bunu yapan adamın bugün aramızda elini kolunu sallayarak gezmesinden mi yakınmalı, yoksa olayın içinde bulunan o küçük çocuğun annesine olanlar karşısında çaresizce ağlamasına mı kahrolunmalı bilemiyor insan…

Editör: TE Bilisim