Külünk, Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Öğrenci Konseyi ve akademisyenlerin düzenlediği "15 Temmuz Darbe Girişimi ve Yeni Türkiye" konulu panelde öğrencilerle bir araya geldi.Cengiz Andiç Kültür Merkezi'nde konuşan Külünk, Türkiye'nin üzerinde oynanan kirli oyunların ve hainliklerin bir kez daha gözler önüne serildiğini belirtti.15 Temmuz gecesi yaşananları, milletin kahramanlığının yanı sıra darbe girişiminde bulunanların hainliklerinin hiçbir zaman unutulamayacağını vurgulayan Külünk, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliği ile olayların seyrinin nasıl değiştiğini herkesin gördüğünü ifade etti.Külünk, Erdoğan'ın çok büyük bir sorumluluk alarak Kürt sorununu çözme iradesini ortaya koyduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:"10 yıldır yapmış oldukları tüm operasyonlar başarısız oldu. 17-25 Aralık, Hrant Dink, Uludere faciası, Suriye'de Rus uçağının düşürülmesi, Mit tırları, tüm bunlar 15 Temmuz'un kendisidir. Hepsinin tek hedefi Türkiye'yi Erdoğan'sızlaştırmaktı. 15 Temmuz darbe girişiminin sonuçları tüm darbelerden daha ağırdı. Daha önce kimse millete tank namlusunu doğrultmadı, top atışı yapmadı, helikopterle kimsenin üzerine ateş açmadı. 15 Temmuz, hepimizin ortak değerleri olan bağımsızlık, özgürlük, demokrasi, bayram, millet kavramlarının çökertilerek devlete yeni bir Lozan Antlaşması dayatma girişimidir. Türkiye'yi iç savaşa mahkum ederek, çökertip teslim alma eylemidir."15 Temmuz'un İslam'ın son kalesi Türkiye'nin çökertilme girişiminin adı olduğunu kaydeden Külünk, konuşmasını şöyle sürdürdü:"Türkiye halkı, bu topraklarda dini referansı olmayan hiçbir harekete asla ödün vermedi. İlk olarak İslam'ı tasfiye etmek istiyorlar ve ondan sonra İslam'ın kalesi olan Türkiye'yi çökertmek istediler. Papalar, 15 Temmuz'un ardındaki kirli aklın emrindedir. FETÖ'nun aklı bir CIA ajanı olan Graham Fuller tarafından inşa edildi. Bu örgüt Ergenekon'un dindar kılınmış versiyonudur. DEAŞ neyse PKK, FETÖ odur. Bu örgütlerin meşruiyetleri birbirlerinden gelir. 15 Temmuzlardan sıyrılıp çıkmamızın en önemli unsuru, Türkiye'nin siyasal sisteminde yerli ve milli bir modelinin olmasıdır. Onun adı da başkanlık sistemidir. Başkanlık sistemi, 15 Temmuz'da sokaklar üzerinden devleti sahiplenme biçimimizin siyasal sistem olarak yerli ve milli dönüşümüdür. Kirli akıl yıllarca parlamenter sistem üzerinden ülkemizi kontrol etmiştir."Külünk, konuşmasının ardından öğrencilerin sorularını yanıtladı.