Koronavirüs ile ilgili konuşurken kurduğumuz cümlelerin haftaları, ayları kapsadığı konuşmalar çoktan geride kaldı.

İlk zamanlar sadece birkaç ay sürer sonra biter diye düşünülen Covid-19 artık neredeyse iki yıldır hayatımızda!

Gündemimizden çıkmıyor.

Cümlelerimizden düşmüyor.

Hayatımızın her aşamasında ondan söz ediyoruz!

Her ne kadar ilk zamanlar olduğu gibi büyük bir dehşet, ürperti yaratmasa da hala hayatımızdan çok şey götürüyor.

İki yıla yakın süre zarfında Covid-19 belası çok canlar aldı, sadece canla kalmayıp mala da büyük zarar verdi.

Üstelik bu bireysel değil evrensel bir kaybın tetikleyicisi oldu.

Sağlıkla birlikte ekonomi de yara aldı.

Canlar gidince geriye buruk yürekler kaldı.

Ve bu süreç hızla ilerliyor.

Tam bitti dediğimiz yerde daha kötü bir süreç başlıyor.

Tam kurtuluyoruz dediğimiz anda yine zora düşüyoruz.

İşte yine o zor zamanlardan birisindeyiz.

Tam aşılama başladı, vakalar azaldı, kurtuluyoruz sevinci yaşarken yeniden vakaların çokça zikredildiği bir süreç başladı.

Türkiye’de aşıların yoğunlaşması ve yazın gelmesiyle birlikte belirlenen 5 bin kritik sınırına tam dayanıldı, tam düşüyor derken aşıya rağmen vakalar yeniden yükseldi.

Batı’da aşılama ile birlikte vaka sayısı düşerken, daha birkaç haftaya kadar örnek gösterilen Doğu illeri ve Van’da ise tam tersi bir süreç başladı.

Aşıya katılım oranı düşük kaldı.

Tüm imkanlar seferber edilmesine rağmen insanımız aşıya ilgiyi beklenildiği gibi göstermedi.

Hala da müthiş bir çaba verilmesine rağmen yüzde 50 bandının altında yer alıyoruz.

Bu da yetmezmiş gibi düğünler gırla yapılıyor.

Tatil nedeniyle batıdan bu taraflara büyük bir göç var.

Netice olarak da en çok vakanın olduğu 3’üncü il olduk.

Böylesi sıkıntılı bir süreçten geçen Van’ımız maalesef ki herkesin normali konuştuğu bir dönemde yine korkuyu, zoru yaşıyor.

Ve bu bizim en çok istemediğimiz, en çok korktuğumuz konu.

Batı’da vaka düşerken bizde yükselmesi bizim için iyi değil.

Vakaların patlaması bizim için yeni sıkıntılar, yeni problemler demek.

Böyle yapmaya devam edersek şu an rahatlığını yaşadığımız normal zamanlarımız bir kez daha başlayacak, bir kez daha gündem olacak.

Bu nedenle şimdiye kadar birçok ismin yaptığı çağrıyı ben de yapmak istiyorum.

Lütfen ama lütfen aşılarımızı yaptıralım.

Sevdiklerimiz, ailemizi koruma noktasında bu sorumluluğu devam ettirelim.

Bu vakalar bitmezse, yeniden artış yaşanırsa dönülmeyen bir yola gireceğiz.

Girmemeliyiz!

Giremeyiz.

Bunu kaldıracak gücümüz yok.

Bu korkunç.

Ne olur ama ne olur.

Bu sürecin bitmesi için beraber direnelim.

Yoksa bu beladan kurtulmak hiç ama hiç kolay olmayacak.

Geçen bu iki yıllık süreç bunu bize net bir şekilde gösterdi.

Yalan yok.

Madem biliyoruz.

Acıdan daha hafif olan aşıyı vurarak bu illetten kurtulalım.