At, şarkı söyleyemediği için talihsiz midir? Hayır, ama koşamazsa talihsiz olur. Köpek uçamadığı için talihsiz midir? Hayır, fakat koku alamazsa talihsiz olur. İnsan aslanları boğamadığı ve olağanüstü işler yapamadığı için bedbaht mıdır? Hayır, o bunun için yaratılmış değildir. Ama temizliği, iyiliği, vefayı, adaleti, kaybettiği vakit ruhuna ihanet eder ve tüm değerlerini kaybeder.'' Epiktetos

Çocuklar bu erdemlerini henüz yitirmedikleri için mutlular hep; onun için çocukluğumuzu çok özlüyoruz.

Âlemdeki her yaratığın bir yaratılış amacı vardır. Dolayısıyla her yaratığın da kendine has özellikleri vardır. Epiktetos’un bu alıntıyı aldığım Düşünceler ve Sohbetler kitabını sanırım 40 yıl önce okumuştum. Daha önceki yazılarımda ve sohbetlerimde söz ettiğim gibi okuduğumuz kitapları unuttuğumuzu sanıyoruz. Elbetteki bir çoğunu unutuyoruz ancak ilgimizi çeken konular beynimizin bir köşesine çekilirler. Ne zaman o konu gündeme gelirse hatırlanırlar.

“İnsan aslanları boğamadığı ve olağanüstü işler yapamadığı için bedbaht mıdır? Hayır, o bunun için yaratılmış değildir. Ama temizliği, iyiliği, vefayı, adaleti, kaybettiği vakit ruhuna ihanet eder ve tüm değerlerini kaybeder.'' (Epiktetos) Evet, bizden bir aslanı yenmemiz beklenmiyor. Ama insani ve ahlaki gerekleri uygulamamız beklenir. Buna uymadığımz zaman da Epiktetos’un dediği gibi yaradılışımıza ihanet ederiz. Hayvanlar hata yapmazlar, fıtratları gereği davranırlar. Ancak biz doğru ve yanlış yapma potansiyeli ile yaratılmışız. Yani doğru ve yanlışı istisnalar bir yana kendi irademizle seçeriz. Çoğunlukla başımıza gelen kötü şeyleri kadere atarız. Ancak şunu bilmemiz gerekir. “Kulun tedbiri takdirin sınırına kadardır.” Yani biz üzerimize düşeni yaptıktan sonra “kader” diyeceğiz. Başına iyi bir şey gelen kimsenin bu benim kaderimdir dediğini muhtemelen duymamışsınızdır. Mesela işi rast gidip varlıklı olan kişi “zenginlik benim kaderimmiş” der mi? İstisna sayılabilecek sayıda az kişi mütevazi davranıp şöyle der: Çalıştım, çabaladım ve nihayet Allah’ın yardımıyla da zengin oldum.

Epiktetos’un 2100 yıl önce söylediği iyilik, vefa, adalet kavramları bugünde aynı değerlerini koruyor. Aynı değerleri korumaktan kastım o zaman da ihmal ediliyordu şimdi de. Teknolojide inanılmaz derecede ileri gittik ve gidiyoruz ancak bu değerlerde geri kaldık ve geri gidiyoruz. Bu değerleri yaşatmak için herkese büyük görevler düşüyor. Ancak sorumluluk herkesin gücüne ve makamına göredir. Toplumun önderleri ve makam sahiplerinin sorumluluğu ve yükü daha ağırdır. Çünkü onların yaptığı iyi ve kötü davranış topluma güçlü bir şekilde yansır. Bu kişiler isli havada beyaz elbise giyen adamlara benzerler. En ufak bir is kendini belli eder. Ancak siyah elbise giyen adamı kimse önemsemez. Hepimizin önünde elbise seçmek için seçenek var; ister beyaz ister siyah. Ancak bu elbiselerin miras kalacağı da unutulmamalıdır.