Hüzn ü keder def' ola
Dilde hicâb ref' ola
Cümle günâh af ola
Bayrâm o bayrâm ola

Dildeki Rahmân ola
Derdlere dermân ola
Âzâde fermân ola
Bayrâm o bayrâm ola (Alvarlı EFE)

          Sakın ha! babamın bana aldığı kırmızı pabuçlarıma bir şey olmasın. Sakın ha! babamın aldığı pantolonuma, montuma bir şey olmasın. Yastığımın altına sakladığım ve kınalı ellerimle sabaha kadar yokladığım o kıyafetlerime sakın ha! Bir şey olmasın. Üzülürüm, arkadaşlarımla kapı kapı şekerleme toplayamasam ve daha da çok üzülürüm bayramı yaşamayan arkadaşımın üzgün yüzünü görürsem. Hele büyüklerimiz şöyle bir durun, bırakın mavi gökyüzünün altında çıkabileceği en yükseğe çıksın balonumuz. Seslerimiz sokaklarda var olsun, kıskansın sesimizi en güzelinden saka kuşları…

Tarihler hangi zamanı gösterirse göstersin değişmeyen tek gerçek, çocukların ruhuyla aynı yaşta olan bayramlardır. Bayram deyince akla istisnasız gelen tek gerçek çocuklardır. Çünkü bayram en çok onları sevindirir, mutlu eder ve bayram en çok onlara yakışır. Yeni giysilerini giyinmiş, gözleri ışıl ışıl parlayan çocuklar bayramların gülen yüzü değil midir? Modernleşme karşısında yok olmamak için direnç gösteren kültürel değerlerin başında gelen bayramlarımız çocukların en mutlu olduğu günler değil midir? Popülist kesimin hayatında bayram sadece tatil amacı güderken, çocuklar için sokak sokak sevinçle horoz şeklerini koşturdukları zamanlar değil midir?

         Bayramları sevmeyen çocuk yoktur herhalde… Hele köy çocukları için bayram özlemle beklenen bir sevgilidir. Ziyaretler, sıcak ilişkiler, çikolatalar, şekerler, bayramlık kıyafetler, bayram harçlığı… Çocuk dünyasında bayramla ilgili çok sıcak ve güzel izlenimler bırakır. Çocuk öncelikle kendisine verilen hediyeler, harçlıklar vb. olduğu için sever bayramları. Sonra ziyaretlerin yoğun olması, buralarda yaşanan neşe ve mutluluk çocuğun sevincini daha da artırır. Somut olarak bu yaşadıkları çok önemlidir çünkü duygu ve düşünce dünyasında yaşadığı güzellikler yaşın ilerlemesi ve soyut döneme geçmesiyle birlikte çocukta bayramın anlamı daha bir farklılaşır; idraki artar, bayramları artık maddi getirilerinden ziyade manevi getirilerinden dolayı sevmeye başlar. Anlamını çocukların gözüyle her daim canlılığını koruyacak olan bayramları bir bayrak teslimi gibi bir kuşaktan sonsuz kuşağa bırakacak olan bizler olmalıyız.

        Bayramlar; çocukların kişiliğinin şekillenmesinde önemli bir yere sahiptir. Nitekim kişilik gelişiminin temelleri 6 yaşına kadar geçen dönemde atılmaktadır. Sosyal ilişkilerinin, gördüklerinin, yaşadıklarının, öğrendiklerinin hepsinin çocuğun hafızasında yeri vardır. Çünkü çocuklar, gözlem yapıp ve örnek alarak öğrenirler. Aile içinde bayramların önemsendiğini gördükçe, bayram keyfini yaşadıkça bayram gelenek ve göreneklerini benimseyip, kendilerinden sonraki nesillere aktarmak üzere içselleştirirler. Yetişkin dili dediğimiz kazanımın en iyi şekilde verildiği zamanlardandır bayramlar.

      Bayramlar aynı zamanda çocuğun sosyalleşmesi, kişiliğinin gelişmesi açısından da çok güzel fırsatlar sunar. Ziyaretler ve el öpmeler, hal hatır sormalar, bayram namazları, sosyal ve duygusal birliktelik çocuğun sosyal hayatının zenginleşmesine, aktif olmasına, geniş bir sosyal çevre içerisinde sağlıklı bir kimlik gelişimine katkıda bulunur. Çocuğun kurduğu ilişkiler, yaşadıkları onda kendisini ifade etme becerisi de kazandırır. Bayram günleri, çocukluğumuzda heyecanla beklediğimiz, sevildiğimizi, değerli olduğumuzu hissettiğimiz, sevince boğulduğumuz çok önemli günler değil miydi? Günlerce hayalini kurduğumuz, bayramdan bayrama alınan yeni kıyafetlerimiz, ayakkabılarımız, harçlıklarımız ve çikolatalarımız vardı. Bayram günlerinin diğerlerinden farklı olması, çocukta sevinç, neşe, keyif, heyecan gibi duyguları oluşturması gerekir ki, onda olumlu izler bıraksın ve keyif aldığı bu günleri çocuklarına da yaşatabilmeyi arzulasın…

      Çocukta sosyalleşme ve özgüven gelişimini sağlayan bayram fırsatlarından biri de çocuğun misafirlere şeker ve çikolata ikram etmesidir. Çok basit bir etkinlik gözükebilir ama ardında bize bir çok önemli kazanımlar kazanılmasında faydası olacaktır. Herkesin bakışları altında her bir misafire tek tek ikramda bulunmak sosyal çekingenliği engeller. Çocuklar şeker ve çikolatayı çok sever. Bayramda çocuk bu en çok sevdiği, düşkün olduğu yiyecekleri ikram ederek aynı zamanda paylaşmaya ve cömertliğe de alışmaktadır. Bu sebeple ikramların özellikle çocuklar tarafından verilmesi teşvik edilmelidir. Bayramın sunduğu sosyal beceriler aynı zamanda çocuğu bağımlı olmaktan da kurtarır. Tüm bu kazançlar, güzellikler, coşkular ve sevginin daha da kökleşmesi çocuğun iç dünyasının sağlam temellerde yükselmesini sağlar.

          Bayramlar, aktarımı ve benimsenmesi en kolay örf, adet ve geleneklerimizdendir. Çünkü sevinç, neşe ve keyif günü demektir ve insanlar doğaları gereği bunları elde etmeyi isterler. Son yıllarda sadece tatil günleri olarak algılanmaya başlayan bayramların, gerçek önem ve değerini çocuklara aktarabilmemiz için öncelikle bizim bu algılamadan kurtulup, bayramların özüne ve gereğine uygun davranmamız gerekir. Bayram bilincini bilen ve bunu her nesil aktarabilen kişiler olmamız dileğiyle Bayramınız Kutlu Olsun