Belediyelerin mali sıkıntılar içinde kıvrandığı bir dönemde, çoğu zaman gözden kaçan bir gelir kalemi var: Baz istasyonları. Cep telefonlarımızın çekmesini sağlayan bu istasyonlar, aslında belediyeler için ciddi bir finans kaynağıdır.
Neden önemli?
GSM operatörleri, iletişim ağlarını kurarken şehirlerin her köşesine baz istasyonları yerleştiriyor. Bu istasyonlar, kamuya ait alanlara, belediye mülklerine, kiralanan arsalara veya binaların çatı katına konumlandırılıyor. İşte tam da bu noktada belediyelerin hakkı doğuyor.
Her bir baz istasyonu için alınacak kira bedelleri ve ruhsat harçları, belediyeler için önemli bir gelir kaynağıdır. Ancak ne yazık ki birçok belediye bu konuyu gerektiği kadar takip etmiyor ve de ne kadar irili ufaklı baz istasyonu kurulduğundan bihaberler; kayıt dışı ya da usulüne uygun izin alınmadan dikilen istasyonlar belediyelerin kasasına girmesi gereken parayı boşa çıkarıyor.
Belediyeler ne yapmalı?
• Envanter çıkarılmalı: İlçe sınırları içindeki tüm baz istasyonları tek tek tespit edilmeli ve krokileri çıkarılmalı,
• Sözleşmeler denetlenmeli: GSM şirketleri ile yapılan kira sözleşmeleri güncellenmeli, eksik ödemeler tahsil edilmeli.
• Yeni düzenlemeler yapılmalı: Ruhsatsız baz istasyonlarına yaptırım uygulanmalı, şehir estetiğini ve halk sağlığını gözeten planlamalar yapılmalı.
• Şeffaflık sağlanmalı: Toplanan kira ve harç gelirleri, halkla paylaşılmalı; güven artırılmalı.
Sonuç;
Belediyeler sadece yol, çöp ve imar işleriyle değil, aynı zamanda akıllı gelir yönetimi ile de var olmalı. Baz istasyonlarından elde edilecek gelirler, belediyelerin borç yükünü hafifletir, yeni yatırımların önünü açar.
Unutmayalım ki; belediyeler hakkını koruduğunda, halk da hizmetini eksiksiz alır.