Medipol Esenler Üniversite Hastanesi'nden Uzman Diyetisyen Canel Öner Sayar Akdeniz diyeti ve zeytinyağının faydalarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Son yıllarda kronik hastalıklar ve kanser dahil pek çok hastalıktaki diyette zeytinyağının ön çıktığını bildiren Sayar, zeytinyağının, zeytinin yetiştiği Akdeniz ülkelerinde sıklıkla Akdeniz diyeti olarak bilinen ve düşük kronik dejeneratif hastalık insidansına sahip olma eğiliminden sorumlu diyet yağının kaynağı olduğunu bildirdi. Zeytinyağı açısından zengin bir Akdeniz tarzı diyetin, tip II diyabet riskini azalttığının gözlendiği bilimsel çalışmalara değinen Diyetisyen Canel Öner Sayar, şunları aktardı: "Yemeklik yağ olarak ayçiçeği yağı tüketenlerde, 6 yıl içinde obezite gelişme riski zeytinyağı tüketenlerden yaklaşık 2 kat daha fazla bulunuyor. İnsülin direncine sahip obezite hastası kadınlar üzerinde yapılan bir diğer çalışmada ise ekstra sızma zeytinyağında pişen yemeklerin insülin direnç ve düzeylerini olumlu etkiledi. Akdeniz ülkelerinde yıllık, kişi başına yaklaşık 15 kilogram zeytinyağı tüketimi olduğu tahmin ediliyor. Özellikle günlük ortalama 30,5 gram yani yaklaşık 3 tatlı kaşığı zeytinyağı tüketimi meme kanserine karşı yüksek koruyuculuğa sahip. Zeytinyağı açısından zengin Akdeniz tarzı diyet, tip II diyabet, kanser, kronik ve kardiyovasküler hastalıklar ile hipertansiyon riskini de azaltıyor." Zeytinyağının yüksek oranda tekli doymamış yağ asitleri içerdiğini aktaran Sayar, "Polifenolik bileşikler, E vitamini gibi fitokimyasallar için önemli bir kaynak olup kalsiyum, fosfor, potasyum, kükürt, magnezyum, demir, bakır gibi minerallerini de bolca bulundurur. Zeytinyağı, genel terapötik özelliklerine katkı yapabilen değişik bileşenleri ile adeta fonksiyonel besin olarak değerlendirilir. Temel bileşenleri yağ asitleri olup, toplamın; yüzde 55 ila 83’ü tekli doymamış yağ asitleri; özellikle oleik asit, yüzde 4 ila 20’si çoklu doymamış yağ asitleri ve yüzde 8 ila 14’ü doymuş yağ asitlerinden meydana gelir." açıklamasında bulundu. ''YÜKSEK ORANDA E VİTAMİNİ İÇERİYOR'' Zeytinyağının yüksek oranda E vitamini içerdiğini belirten Sayar, "E vitamini cildi güneş ışınları, rüzgar gibi dış etkenlerden korur. Antioksidanlar bakımından zengin olan zeytinyağı, insan vücudunun doğal yaşlanma sürecini yavaşlatır ve cilde doğal bir parlaklık verir. Saç sağlığı için de çok faydalıdır." bilgisini paylaştı. Kabızlık problemlerine iyi bir çözüm olan zeytinyağının sindirim ve boşaltım sistemlerinin rahat çalışmasını sağladığını dile getiren Sayar, içinde bulundurduğu antioksidanlar sayesinde bağırsakların temizlenmesini sağlayan zeytinyağının, kişinin sindirim sisteminin daha hızlı çalışmasına yardımcı olduğunu ifade etti. ''PORSELEN KAPTA SAKLAYIN SOĞUK TÜKETİN'' Zeytinyağının uzun süreli ve fazla kullanımının faydadan çok zarar verebileceğini belirten Sayar, şunları kaydetti: "Zeytinyağının aşırı şekilde içilerek tüketilmesi sindirim sisteminde ishal gibi olumsuz sonuçlara neden olur. Günlük tüketimi belli bir limit altında yapmak, zaman zaman göz kararı yerine kaşık ölçüleri kullanmakta fayda var. Günlük enerjinin yüzde 30’u yağdan ve bununda 3’de 1’i tekli doymamış yağ asitleri gelmesi gerektiğini düşünürsek ortalama 2 bin kalori alması gereken bir kişinin 200 ila 300 kalori (yaklaşık 2 yemek kaşığı) tüketmesi yeterli. Soğuk olarak tüketilmesi ideal olan zeytinyağı, salatalara ya da haşlama sebzeler, meze gibi yemeklerin üzerine ilave edilebilir. Sıcak yemeklerde de kullanılacaksa fazla yakmadan zeytinyağı kullanılmaya özen gösterilmeli. Zeytinyağı doğrudan güneş ışığı görmeyen serin yerde en uygun 14 ila 15 derecede muhafaza edilmeli. Renkli cam şişelerde, porselen ya da çelik kaplarda saklanmalı. Zeytinyağı, ağzı açık olursa hava ile temastan dolayı bozulmaya başlar, zeytinyağlarının ağzı muhakkak sıkı kapalı tutulmalı."