Kısa olmayan bir aradan sonra yeniden merhaba…

Sizce bir kilo demir mi daha ağırdır, yoksa bir kilo pamuk mu?

Bence bir kilo mutluluk daha ağırdır.

Bunu en iyi mutluluk ve mutsuzluk arasında gelgit yapanlar bilir.

Çok şeye sahip olanlar için mutluluk az şeyin içine gizlenmiştir. Bazen Kaf Dağının ardına bile kaçar.

Az şeye sahip olanlar içinse, pek çok şeyde mutluluk vardır.

Şimdi adını anımsayamadığım bir yazar; “Açın lokması dünyadan büyüktür” der . Yemek aç olan için mutluluktur.

Sabiha Hanım soğuk bir şubat gününde müşterilerin tenhalaştığı bir vakitte evden getirdiği sıcacık çorbasını yudumlarken, dışarıda baskül başında bir yandan insanları tartılmaya ikna etmeye çalışan, bir yandan üşüyen ellerini nefesiyle ısıtan çocuğu gördü. Seslendi, içeri davet etti. Bir çorba da ona ikram etti. Çocuğun içi, daha çorba önüne gelmeden, onu içeri davet eden merhametle ısındı. Ellerinin buzu çözüldü. Hiç üşümediği mutlu günlere döndü.

Üşümekle üşümemek arasında bir ince cam, mutluluk ve mutsuzluk arasındaysa bir küçük merhamet…

Bir genelevin penceresinden içeri ibretle ve aşağılayıcı bakan gözleri mutsuz saydım bu sabah.

İçeridekilere farklı isimler takıyordu yine o gözlere sahip dudaklar.

Oysa 13 yaşında bir çocuk evet ben genelevde büyüdüm ve benim 17 annem var diyordu.” Kendi annem başkasına aşık olduğu için beni hastanede terk etmiş. Babam daha ben doğmadan vazgeçmiş. Hamam böcekleri beni yemek üzereyken sahip çıkan 17 annem var benim.” Bu çocuğun sahiplenişi bence mutluluk ve benim yıkılan yargılarım.

Belki birçoğunuz izledi şimdi bahsedeceğim videoyu. Arka ayakları felçli bir olan sürünerek hareket eden köpeğe, sahibi tekerlekli bir araç yapıyor. Ben o köpeğin gözlerinde köpeklerin de uçabildiğini gördüm. O iki tekerlekli alet ona kanat olmuştu.

Sizce de bir canlının mutsuzluğuna dokunmak çok kıymetli değil mi?

53 yıllık hayat arkadaşını hastanenin yoğun bakım servisinde hayata döndürülme çabalarını izleyen Meliha Hanım için, mutluluk da mutsuzluk da monitördeki aynı çizgi üzerinde. Çizginin harelenmesi onun için hayat demek, mutluluk demek.

Konuyla ilgili vereceğimiz örnek sayısı tabi ki çoğaltılabilir. Eminim şimdi sizin de aklınızda kendi hayatınızdan bir sürü olay canlandı.

İşe alındığı haberini alan Sevinç mutlu, parası yetmediği için istediği deri çantayı alamayan Fatma mutsuz, bugün de karnını doyurabildiği için Selami Amca mutlu, okulda top oynarken camı kırdığı için ceza alan Mert mutsuz…

İşte böyle hayat devam ettiği sürece mutluluk ve mutsuzluk arasında Sırat misali olan o ince çizgi ve kısacık mesafe var olmaya da devam edecektir.  Yapmamız gereken kendimiz ve etrafımızdakiler için mutlulukları çoğaltmak ve mutsuzluklara dokunmak.

Mutluluk ve sağlıkla kalın.