Özlü Söz: İlim ile kalem insanlığın hizmetinde olursa silahlar susar ve adalet hakkı iade ile yerini bulur. M. Necip Yavuzer

 

Bu seçimde baraj kalkıyor gibi çünkü Türkiye Avrupa İnsan Hakları Sözleşmelerine imza koyması ile hak kaybının iadesini güvence altına almış oluyor. Bu Anayasada da güvence altına alınmıştır. Anayasanın 148/3 maddesine göre bir milletvekili adayı partisinin barajı aşamaması durumunda olsa dahi kendisi seçilebilecek kadar oy alırsa bireysel başvuru hakkını kullanarak milletvekili olabiliyor.

 

Bu duruma göre seçimi aşamayan partiler için gün doğuyor. 1980 Askeri cuntasının koymuş olduğu baraj bu şekilde aşılmış oluyor. Birçok yerden seçilebilecek kadar oy almalarına rağmen baraj yüzünden milletvekili olamayanların hakları yine Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin gereğince yerine bu şekilde getirilmesi acı bir durumdur.

 

Yıllarca Türk Adaleti diye övünüp hak gaspı yapanlar neden Avrupa önlerine bir şey koyduğunda istemeseler bile kuzu kuzu uyuyorlar. Avrupalının kafası daha mı iyi çalışıyor yoksa Avrupalı medeniyet olarak bizden daha mı ileri bir seviyededirler?

 

İslam hukukunu kaldırıp yerine Avrupa'nın dört Hristiyan devletinden kendine hukuk tercüme ederek alanlar bu millete hep dışarıdan bir şeyler empoze ederek beyinleri bir şeyler üretemez hale getirdiler. Sürekli başkalarını taklit ederek sistem oluşturanlar mutlaka uydusu oldukları sistem ve devletlerin kölesi olurlar.

 

Yıllarca kendi insanın haklarını gasp eden ve bunu bir hukuk ile dayatan taklitçi zihniyet iflasın eşiğine gelirken yine batıcı hegemonyanın vesayeti altında ancak bu kararı alabiliyor.

 

Bugüne kadar seçim barajına takılan siyasi partilerden ne çok Saadet Partisi bu haktan yararlanabilecek. Çünkü iktidarda bulunan AKP bu partinin tabanından ABD tarafından oradan kopartılarak iktidara getirildi. Ve Saadet Partisi siyasal zeminde temsil edilmesin diye bu baraj özellikle kondu.

 

AKP kurmaylarından Burhan Kuzu bir televizyon programında kendisine seçim barajı neden indirilmiyor diye sorduklarında; “Biz seçim barajını indirirsek Saadet meclise girer” diye partisinin niyetini açıkça beyan etmişti. Bunu kendilerini iktidara getiren ABD'nin arzusuydu. Çünkü ABD Milli Görüşün İslam Birliği Projesini iyi bildiği için bu projeye hayatiyet kazandırmamak için Milli Görüşün mecliste temsil edilmemesi için bütün tedbirleri bu şekilde aldırtmış oluyordu.

 

Seçim barajının en mağduru şüphesiz ki Saadet Partisidir. Milli Görüş mektebinde okuyup bugün AKP kurmaylığını yapanlar her ne kadar ayrıldılar-sa o mektep hala yerinde ve kendi ilke ile görüşlerinden taviz vermeden yoluna devam ediyor. Her ne kadar önlerine engeller konuluyorsa da bugüne kadar seçimlere her yerde girerek bir mücadele örneği verdiler.

 

Bu hak iadesi Anayasa Mahkemesinin güvencesi altında verilmesi seçimin çehresini değiştirecektir. Çünkü mevcut partiler meclis kürsüsünden veya dışarıda yapmış oldukları beyanatlarında hiçbir şekilde ne ABD ne de İsrail aleyhine hiçbir karşı çıkış ve eleştirileri yoktur.

 

Eğer bu seçimde Saadet Partisi meclise girerse meclis kürsüsünden ABD ve İsrail aleyhine ciddi karşı çıkış ile oynadıkları hainane plan ve projelerini deşifre edecekleri korkusu ilgilileri sarmış durumda.

 

Bugüne kadar Saadet Partililere; “barajı aşamıyorsunuz size verilen oylar boşa gider” sözü her Saadet Partili tarafından; “Zerre miktarı iyilik ve zerre miktarı kötülüğün hesabının sorulacağı günde bu yaptığınız size yanlış olarak döndüğünde o zaman ne yapacaksınız” cevabı veriliyor.

 

Saadet Partililere; “Siz barajı aşamıyorsunuz onun için AKP’ye oyları vereceğiz ki CHP gelmesin” sözünü söylüyorlar. Onlarda “ABD açısından AKP ile CHP arasında fark yoktur. Her ikisi de batı emperyalizminin öncü güçleridir” cevabını verirler. Ama yine ABD'nin sahnelediği oyun oynanır.

 

Şimdi bu oyun Anayasanın 148/3 ile bozulacak gibi. Eğer bu hak iadesi ile Saadet Partisi meclise vekil gönderirse meclis aritmetiği ciddi manada değişir. Hem söylem hem de kadro olarak.

 

Saadet Partililer meclise bu hak ile girerlerse “içimizde gizli AKP’liler var” diyen eski Saadet Partisinin genel başkanlığını yapmış Numan Kurtulmuş bu vekillerin yüzüne nasıl bakacak. ABD ve İsrail eleştirildiğinde acaba koltuklarında diken üstünde oturmuş olmayacaklar mı?

 

Baraj sorunu var diye bu güne kadar bu şekilde oy vermeyip hak ihlaline bir yerde sebep olanlar bugün bu fırsatı artık kaçırmamalıdırlar. Saadet Partililer meclise girdiklerinde en hararetli konuşma ve tartışma AKP ile Saadet Partililer arasında geçer. Çünkü AKP’yi iliklerine kadar tanıyan Saadet Partililerdir.

 

Artık top millette…

 

Bu seçimde de hak yerine batıla oy verme bilinci yerle bir edilmeli.

 

Baraj bu şekilde kalkıyor. Bunu bahane edenler başka bahane gösterebilir mi?

 

Selam ve dua Allah yolunun izleyicilerine…