İran sınırındaki Başkale ilçesine 30 kilometre uzaklıkta bulanan Çaldıran Mahallesi'nde doğan Şahabettin Yiğit, askerden geldikten sonra Hakkari'nin Yüksekova ilçesinde yerleşti. Burada evlenen Yiğit, 9 çocuğunu okutmak için tek başına mücadele verdi. Kendisi okuyamadığı için çocuklarının üniversite okumasını ve topluma faydalı bireyler olmaları için çalışan Yiğit, çocuklarının hepsini okutmayı başardı. Daha sonra 9 yıl İstanbul Kapalı Çarşı’da esnaflık yapan Yiğit, emekli olduktan sonra memleketi Başkale'ye dönmeye karar verdi. Başkale ilçesinin Çaldıran Mahallesi'ne dönen Yiğit, önce evinin önüne daha sonra da mahallelerine 7 kilometre uzaklıktaki vadiyi meyve bahçesi yapmaya karar verdi. Çevredekilerin, "Buralarda bir şey yetişmez, bak ağaç bile yok" dediği yere büyük emek veren Yiğit, 10 yılda binlerce meyve ağacının ürün verdiği bir bahçeye dönüştürdü. En güzel elmaların yetiştiği bu bahçeyi gören diğer köylüler ise bunu örnek alarak arazilerine ağaç dikmeye başladı. Kısa sürede herkesin rekabet halinde bahçelerde yetiştirdiği meyve ağaçları ürün vermeye başladı. 10 yıl önce sıfır üretimin olduğu ilçede şimdi on binlerce ton meyve üretimi yapılıyor. Yiğit'in girişimleriyle başlayan organik elma, armut, kiraz üretimi bölgede büyük rağbet görüyor. TÜM KÖYLÜLERE ÖRNEK OLDU İlçe Kaymakamı ve Belediye Başkan Vekili Asım Solak, bahçelerde elma hasadına katıldı. Başkale'nin bilinmeyen özelliklerini ortaya çıkarmak için yoğun çaba sarf ettiklerini belirten Kaymakam Solak, "Gerek tarihi ve turistik yerleri gerekse hayvancılığı, gerekse de böyle tarımsal üretimle ilgili Başkale'nin bilinmeyen özelliklerini ön plana çıkarmaya çalışıyoruz. Bugünde elma hasadı için Çaldıran Mahallesi’ne geldik. Şahabettin amcamız tek başına burada elma üretimi başlatmış ve bugün de bu noktaya gelen bir bahçeyi görüyoruz. Tüm köylülere örnek olduğunu görüyoruz. Ben kendisini tebrik ediyorum ve teşekkür ediyorum. Diğer köylülerimize de bunu tavsiye ediyoruz. Burada su kaynağımız ve doğal güzelliklerimiz var. Bölgenin terörden de arındırıldığını düşünürsek artık buralarda tarımsal üretimi artırmak kolay olacaktır" dedi. BURADA BİR ŞEY YETİŞMEZ DEDİLER Çaldıran Mahallesi'nde doğduğunu ve 46 sene ise Hakkari'nin Yüksekova ilçesinde kaldığını anlatan Yiğit, daha sonra İstanbul Kapalı Çarşı'da esnaflık yaptığını söyledi. Emekli olduktan sonra kendi köyüne döndüğünü belirten Yiğit, "Geldiğimde burada yaşayanlar ‘meyvecilik olmaz’ dediler. Ben karar verdim burayı değiştirmeye. Ortaklarımla birlikte burada çalıştık ve çok şükür bugün de çok mutluyum. Eskiden burada gölge yoktu. Ama şimdi buradan daha büyük bahçelerimiz var. 10 yılda bu bahçe bu hale geldi. Gençlere çok çalışmayı ve birlik beraberliği tavsiye ediyorum" dedi. YETKİLİLERDEN YARDIM İSTİYORUZ ‘Burada bir şey yetişmez’ denilen arazileri meyve ağaçlarıyla dolduran Yiğit, “Ağaçlardan ürün alan vatandaşların şimdi tek sıkıntısı pazar bulamamak. Soğuk hava deposunun olmadığı mahallede vatandaşlar ürünleri bozulmasın diye ya hemen satmak zorunda kalıyorlar ya da ürünler bozulup elde kalıyor. Meyvelerini istedikleri zamanda satmak için yetkililerden yardım istiyoruz. Üretim çok fazla ama pazar bulamıyoruz. Eğer burada soğuk hava deposu olursa meyvelerimizi kısıtlı zamanda değil de istediğimiz zaman satabiliriz. Yoksa ürünler boşa gidiyor" diye konuştu. Burada yaşayan vatandaşlar da, Yiğit'in gelişinin ardından bölgede birçok değişikliğin olduğunu söyledi. Çaldıran Mahallesi'nde yaşayan Naif Şener, "Bu bahçe hepimize gurur veriyor. Bu bahçeye ağaç dikildikten sonra Başkale mıntıkasında bir rekabet oldu. Bu rekabet de hepimizin işine yaradı. Şu anda bu bahçelerden daha güzeli de var. Devlet bu konuda bize çok destek oldu. Şahabettin amca burayı ektikten sonra bizde dedik ki 'Şahabettin amca yapıyor ben niye etmeyeyim. Benim neyim bundan eksiktir’ diyerek diktik ve çok şükür faydasını da gördük. Hepimiz de 'Allah razı olsun' dedik, hepimize örnek oldu. Benim de kendi bahçem var. Şu anda istediğimiz, meyvelerimiz çöpe gitmesin. Soğuk hava depo istiyoruz ki bu meyvelerimiz değer kazansın" ifadelerini kullandı.