Van’ın son üç beş gündür konuştuğu, daha doğrusu çok da konuşmadığı, konuşmakta eksik kaldığı, sorgulayamadığı bir kaç konuya değinmek istiyorum. Sadece değinmekle de kalmayıp bir kaç soru sormak istiyorum.

 

Herkesin cevabını merak ettiği ve sağda solda herkesin konuştuğu ama kimsenin sesli olarak dillendirmediği bu konulara beraber bakalım dilerseniz...

 

***

 

KURUM ATAMALARI

 

Bir ayı aşkın bir süredir Van’da ‘adı geçen’ bir kaç kurum müdürlüklerinde değişiklikler bekleniyor. Beklenmenin ötesinde fısıltı gazetesinde her gün ha atandı ha atanacak haberler kol geziyor. Bazı isimlerin bakanlarla birebir görüşme yaptığı haberleri duyuluyor. Bunların içinde doğruluk payı olanı da var tamamıyla hayal ürünü olanı da. Ama işin özü şu ki atamalarda yine Van’da iç çekişmelerden ötürü aksaklık yaşanıyor.

 

Van’ın derdi yine Vanlı. Yine siyasilerimiz ve yöneticilerimiz birbirlerini yemeden yapamıyor velhasıl.

 

Aslında yabancısı değiliz. Her dönem bunu yaşıyor kimi siyasilerin birbirleriyle olan rekabetlerinden ötürü sürekli geriye sayıyoruz.

 

Kafamıza gelen vuruyor giden vuruyor.

 

Kent sahipliliği adına hiç ama hiç bir şey yapmıyoruz. Kışkançlık, haset ve çıkar yarışı her daim Van’ın ileri gitmesinin önüne set koyuyor.

 

Bir de bu hareketler tepeden gelince müdahale edecek kimse de kalmıyor haliyle. Üstelik Vanlı olmayan Van’da görev yapan isimler inanın Vanlıdan daha çok Van’a sahip çıkıyor. Hiç bir şey yapmıyorsa bile en azından isimleri birbirine vurdurmuyorlar kavgaya sebep olmuyorlar.

 

Atamalar olmadan birçok isim birbiri hakkında bakanlıklara yüzlerce sayfalık karalama amaçlı raporlar sunuyor. Ankara’da ki ‘dedikoducu’ Van profili gittikçe daha kötü hal alıyor. Bilirsiniz seçim dönemlerinde de hep böyledir. “Adayım” diyen her Vanlı üç beş gün içinde indiriliyor. Sen misin bu kentte bir şeyler yapmaya namzet!

 

Ve maalesef... Buna dur diyebilecek kimse yok.

 

Kimse Van’a sahip çıkmak adına elini masaya vurmuyor. Bizim en başarılı olduğumuz nokta birbirimizi kötülemek ve iftira atmak olunca dışardan, başka şehirlerden isimler de bu kavga ortamında ardı ardına atama ile buraya geliyor. Kendimize ve kentimize bunu yapıyorsak bu atamalara da razı gösterip gelen isimlere destek olacağız.

 

Artık seçim bizim: Ya bu fitne, hasetlik bitecek ya da Vanlılık diye bir şey kalmayacak.

 

***

 

MEHMET YAŞAR MESELESİ!

 

Şu sıralar Van kamuoyunu en çok meşgul eden konulardan biride Büyükşehir Belediyesi’ndeki bu konu. Geçen günlerde Van kamuoyu bu istifa haberiyle çalkalandı. Muhabbetlerde, sohbetlerde, sosyal medyada kısaca her yerde Mehmet Yaşar’ın istifası konusu vardı. Onun dışında ne Büyükşehir Belediyesinden ne de kendisinden bir açıklama gelmedi. Sadece Mehmet Yaşar’ın sosyal medyada birkaç yazdığı söz kaldı geriye. Bu meselenin açıklanması gerekmez mi sizce de herkesin ne olup bittiğini bilmeye var hakkı elbet. İki kelam bekliyoruz yetkililerden!

 

***

 

GEVAŞ’TAKİ ÖĞRENCİ ZEHİRLENMESİ OLAYI!

 

Gevaş’ta iki gün önce bir okulda öğrenciler yedikleri yemekten dolayı zehirlenip hastaneye kaldırıldılar. Klasik bir rutin haber gibi ajanslar ve bizler haber yapıp geçtik. Sonra unutuldu üstü kapatıldı mı yani? Yetkililer ve sorumlular bu olay ile alakalı nasıl bir işlem başlattı. İşin sorumlusu bulundu mu? Neden şu sıralar kimse hiç bir problemin üstünde durmuyor gerçekten bu kadar sahipsiz ve sorumsuz mu olduk?

 

Yukarı da birbirinden farklı ve bağımsız üç konudan söz ettik, hepsinde de tek ortak nokta çıkıyor.

 

Sahiplenmemek, sorgulamamak ve sahipsizlik.

 

‘Van’ ve ‘Vanlı’nın algısı bu tam olarak...

 

Varın gerisini siz düşünün, siz söyleyin son sözünüzü.