Cumhuriyet 100 yaşında

Abone Ol

Asla kolay olmadı ve kimse güller içinde Cumhuriyet’e kavuşmadı. Bu mücadelenin arkasında binlerce şehit, binlerce öksüz-yetim ve binlerce dul kalmış kişiler vardı. Onlardı ve onların mücadelesiydi bize bu gül memleketi bırakanlar. Yaşamak ne güzel değil mi bu gül bahçesinde? Özgürce, istediğin gibi… Toprağından çıkan o mis kokuyu hissetmek ve her şeyi canının çektiği gibi yapmak ne hoş değil mi? ‘’Fakat bir de durup arkaya bakmak lazım. Geldiğin yola, tam arkana. Farkında mısın oradaki sisli havanın, çekilen acının? Görüyor musun bir elinde sancağı bir elinde süngüsüyle seni, senin geleceğini koruyan dedeni? Şimdi önüne dön. Güller içinde bir yol. Arkanda ise, toz duman bir özgürlük kavgası izleri. İşte gördüğün dikenli yol seni bu gül bahçesine getiren, ayaklarını yere sağlam bastıran yoldur.’’

Asla umutsuzluğa kapılma ve her daim sana güç ve ümit verecek olan bir geçmişe ve o geçmişle sana özgürlüğü vadeden o Cumhuriyet’e bir bak. Cumhuriyet’i kalbinde ve kafanda bir tart ve şöyle bir otur. Otur ve düşün. Ne acılar, ne çileler çekilmiş şu uğurda. Sesinin çıktığı kadar haykırmak, doyasıya gülmek, istediğin yolda var gücünle koşmak ve biraz da özgür olabilmek için, düşündüklerimizi kısık sesle söylememek için ne savaşlar verilmiş Anadolu'nun dört bir yanında. Mustafa Kemal’e asker olsun onu yanında savaşsın diye dedeni askere yollarken bir damla bile gözyaşı dökmeyen mert annesini düşün. Ve düşün ki mert ninenin yazmasını mermilere sarıp kar-çamur demeden yola revan olduğu o gölgeli günleri her daim aklında yaşat. Ve bunları düşünerek bak önüne, sağlam bak, tam önüne. Sen Cumhuriyet çocuğusun-kadınısın-erkeğisin ve o mert ninenin torunusun, kimsenin ne dediği seni ilgilendirmesin. Kulaklarını kapat ölü düşüncelere ve senin yolunda gördüğünün tut elinden. Ama sakın unutma arkada yaşanmışları. Geçmişini, tarihini… Bu yola oradan geldiğini.

Asla kolay olmadı, düşmanı cennet vatanımdan kovmak ve sıfırdan yeni bir memleket yaratmak asla kolay olmadı. O toprağın her karışında ne ayaklar ne kollar ne başlar ve ne naaşlar bırakıldı her biri bin aileye muhtaç. Kolay kazanılmayan bir cumhuriyetin çocuklarıyız ve her gün bir diğer günden daha da çoktur işimiz. Asla yeyse kapılmadan ve hiçbir zaman umudumuzu kaybetmeden bu uğurda canımızın son nefesine kadar çalışacağız. Atalarımızdan aldığımız ve çocuklarımızın emaneti olan bu vatanı bu Cumhuriyet’i korumak için durmadan çalışacağız. Aklında nereden başlayacağınla ilgili sorular olmasın, kendi evinden ve evinin bahçesinden başla koru bahçeni, ağacını ve ‘’oturduğun sıradan başla işe, kullandığın tebeşirden, yürüdüğün yoldan, baktığın, gördüğün, duyduğun her şeyden. Bilmediklerini araştır ve duyur duyması gereken herkese. Çekebildiğin yere kadar yükseklere çek al bayrağı, tutabildiğin kadar yüksek tut İstiklal Marşı'nı okurken sesini.’’ Cumhuriyeti her daim kalbinde yaşat ve aklınla yücelt; bırakma bayrağını, ezanını ve sesini kısma bunlara karşı olan sesleri kısmak için.

Cumhuriyet nedir? Diye soracaklara verilecek her cevap bir haykırıştır. Cumhuriyet yurdumuz için en büyük kazançtır. Cumhuriyet bir erdemdir aynı zamanda çağdaşlığın göstergesi ve demokrasinin dayanağıdır. ‘’Cumhuriyet halk, birliktelik ve kardeşlik demektir… Daima ileri gitmek adil bir şekilde paylaşmak demektir. Yaşamın kendisine el uzatmaktır kardeşliğin nefesiyle. Ve demokrasiyle olgunlaşmaktır. Hak ve adaletin tesisidir. Acılara ve çekilen ızdıraba birlikte katlanmak ve mutluluklara birlikte gülmektir. Bağımsızlık savaşının meyvesidir cumhuriyet. Demokrasiyle yoğrulmuş halkımın tercihidir. Cumhuriyet erdemdir, ata ikliminde paylaşmaktır ve adalettir ülkemde. Özgürlüğün güvencesidir. Bu yüzden Cumhuriyet bize emanettir ve onu yine biz yaşatacağız.’’