Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Başbakanı Neçirvan Barzani, 'Ortadoğu'nun Geleceği' konferansında konuştu.

Barzani, Ortadoğu Araştırma Enstitüsü (MERI) tarafından Erbil'deki bir otelde düzenlenen "Ortadoğu'nun Geleceği" adlı konferansta yaptığı konuşmada, Kürt bölgesinin hedefinin, komşu ülkelerle iyi ilişkiler geliştirmek olduğunu belirterek, "Türkiye tarihsel ilişkiler nedeniyle büyük önemle baktığımız bir ülkedir. Türkiye, 1991 yılından sonra Kürdistan bölgesinin savunulmasında büyük bir rol oynadı. Rahmetli Turgut Özal'ın uçuşa yasak bölgenin ilan edilmesinde büyük bir rolü vardı. Kürdistan bölgesinin savunulmasını amaçlayan hattın oluşturulmasında Turgut Özal'ın girişimleri belirleyicidir" değerlendirmesinde bulundu.

"TÜRKİYE SADDAM'DAN KAÇAN KÜRTLERE KUCAK AÇMIŞTI"

Devrik Irak lideri Saddam Hüseyin'in Enfal Operasyonu sürecinde Türkiye'nin Kürt bölgesinden kaçanlara kucak açtığını ve onları barındırdığını hatırlatan Barzani, bunları unutmalarının mümkün olmadığını söyledi.

"TÜRKİYE'YE TEKRAR TEŞEKKÜR EDİYORUM"

AK Parti'nin Türkiye'de iktidara gelişiyle yeni bir dönemin başladığını ifade eden Barzani, "İlişkilerimiz ilk yıllarda biraz farklı bir şekilde gelişti. Sınırlara askerler yığılmıştı ve girme tehditleri dile getiriliyordu. Fakat birkaç yıl içinde ilişkilerimiz öyle bir seviyeye geldi ki stratejik bir işbirliği diyebiliriz buna. Ancak şunu belirtmek isterim: Bu ilişkiler herhangi bir şeye karşılık yapılmamıştır. Hiçbir tarafın hesabına değildir" şeklinde konuştu.

Türkiye'nin, DAEŞ'le mücadelede kendilerine yardım ettiğini yineleyen Barzani, bu destekler olmadan DAEŞ'e karşı dayanabilmelerinin çok zor olduğunu vurguladı.

Barzani, Türkiye'nin ekonomik ve iktisadı anlamda büyük bir kapı açtığına dikkati çekerek, "Buradan Türkiye'ye tekrar teşekkür ediyorum. Onların bu kolaylığı olmasaydı ekonomik olarak çok daha büyük sıkıntılara düşerdik" dedi.

"Çözüm süreci ve Kürt sorunu Türkiye'nin iç meselesidir. Bulunacak tüm çözümler Türkiye'nin içinde ve o çerçevede olmalıdır" diyen Barzani, şunları ifade etti:

"TÜRKİYE KÜRTLER İÇİN AZ ŞEY YAPMADI"

"Bir hakikati itiraf etmeliyiz: Türkiye'de az şey yapılmadı. Kürtlerin durumunu geride kalan yıllarla kıyasladığınızda gelişmeyi fark ediyorsunuz. AK Parti'nin iktidarından önce ve sonraki süreçleri mukayese ettiğinizde büyük adımların atıldığı fark ediliyor. Fakat önemli fırsatlar da kaçırıldı."

"HDP, 7 HAZİRAN'DAN SONRA CİDDİ HATALAR YAPTI"

HDP'nin 7 Haziran'dan sonra ciddi hatalar yaptığını savunan Barzani, şöyle devam etti:

"HDP, 7 Haziran seçimlerinde önemli bir başarı elde etti, 80 milletvekili kazandı. Fakat ilk açıklamaları hiçbir şekilde AK Parti ile hükümet teşkil etmeyecekleri yönünde oldu. Bana göre bu stratejik bir hataydı. Böyle hareket etmemeliydiler. Daha gerçekçi kararlar almaları gerekiyordu. Sonraki gelişmeler de büyük hatalar yapıldığını ortaya koymuştur. Fakat dediğim gibi bu, Türkiye'nin iç bir meselesidir ve orada çözülmelidir. Sayın Feridun Sinirlioğlu'nun çözüm sürecinin ölmediğine dair açıklaması bizce önemlidir. Kürdistan bölgesi tüm sorunların masada çözülmesinden yanadır. Çözüm sürecinin yeniden başlatılmasını temenni ediyoruz."

"BAĞDAT'I 13 YIL DAHA BEKLEYEMEYİZ"

Irak'ta yepyeni bir durumun söz konusu olduğunu belirten Barzani, "13 yıl anayasanın uygulanmasını bekledik, 13 yıl daha bekleyemeyiz. Irak hükümeti acilen toplanıp bir yol haritası belirlemelidir" ifadesini kullandı.

"Kürtler olarak ne karar verirsek verelim bunun Bağdat'la diyalogla olması gerekiyor" diyen Barzani, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bağımsızlık doğal bir hakkımızdır fakat savaş ve şiddetle olmasından yana değiliz. Siyasetimizin çerçevesini belirleyen bu hakikattir. Kürdistan bölgesinin bu süreçteki önceliği DAEŞ'le mücadeledir. Bu savaşta bin 300 şehit 7 bin yaralımız oldu. DAEŞ'in 2014 yılında bizi böyle büyük savaşa sokacağını hiç düşünememiştik. Sınırları korumak Irak ordusunun göreviydi. Biz altyapıyı güçlendirmeye ve her anlamda kalkınmaya ağırlık veriyorduk."

Barzani, petrol siyasetlerinin başarısız olmadığını savunarak konuşmasını şöyle tamamladı:

"Bağdat'la görüşecek olmamız petrolle ilgili politikalarımızın çöktüğü anlamına gelmiyor. Şunu anlamamız gerekiyor: Petrol fiyatlarının düşmesinin, Irak ve Kürdistan'ın ekonomisine büyük etkisi olmuştur. Fakat bazı gelişmeler elimizde değildi. Bağdat çaresiz olduğumuzu zannediyordu. Biz ise çaresiz olmadığımızı gösterdik. Onlar da bunu kabul etti. Bir kere daha açıkça söyleyeyim: Petrolün kontrolünü asla Bağdat'a teslim etmeyeceğiz. Kontrol, bambaşka bir meseledir. Fakat petrol ihracı ve satışıyla ilgili her türlü bilgiyi paylaşmaya hazırız."

Editör: TE Bilisim