Yıllardır süren eğitim sorunları bu senede sancılı geçti. Gerek eğitim sendikaları, gerekse de öğretmenlerin yaşadığı en büyük sorun ise dışarıdan gelen öğretmenlerin bir yıl gibi kısa bir süreden sonra Van’dan gitmeleri… Öğretmenlerin Van’da durmaması Van’ın eğitim sıralamasında 76-77’inci sırada yer almasına neden oluyor. Tüm bu olumsuzluklar ve daha niceleri eğitimde kenti son sıralara mahkum ederken işin uzmanları bölgenin bu başarısızlıktan kurtulması için bölgeye has ortak eylem planlarının olması gerektiğinin altını çiziyor…

 

2014-2015 Eğitim öğretim yılı bitti. Öğrenciler geçtiğimiz gün karne almaları ile birlikte 3 aylık yaz tatili de start almış oldu. Peki, Van bu yıl eğitim öğretimde ne sorunlar yaşadı? Şehrivan Gazetesi olarak bu yılki eğitim öğretimi, eğitim sendikalarına sorduk. Van’da öğretmen açığından tutun, öğretmenlerin Van’da 1 yıldan fazla durmamasına kadar yaşanılan tüm sorunları 2014-2015 eğitim öğretim yılının bitmesi ile birlikte sizler için derledik. Konuyla alakalı görüştüğümüz Eğitim-Sen, Eğitim Bir-Sen ve Türk Eğitim-Sen Başkanları ve Eş Başkanları 2014-2015 eğitim öğretim yılının kötü geçtiğini ve bu yılda Van’da yüksek seviyede bir öğretmen açığının olduğuna dikkat çekti. Öğretmenlerin bir yıl gibi kısa bir süreliğine Van’da görev yaptıktan sonra tayinlerini istediklerini dile getiren eğitim sendikaları bunun için pozitif ayrıcalığın yapılması gerektiğini söyledi.

 

EŞ BAŞKANLAR: MEB SINIFTA KALDI

Şehrivan Gazetesi olarak ilk olarak Eğitim-Sen Van Şube Eş Başkanları Gülcan Kaçmaz Sayyiğit ve Şakir Talay ile görüştük. Sayyiğit ve Talay, Milli Eğitim Bakanlığı’nın 2014-2015 eğitim öğretim yılında sınıfta kaldığını ifade etti. Sayyiğit, “Eğitim sisteminin, eğitim ve bilim emekçilerinin yıllardır birikerek artan sorunları 2014-2015 eğitim-öğretim yılı süresince katlanarak artmış, Milli Eğitim Bakanlığı’nın çözüm üretmekten çok, yeni sorunlar yaratan politika ve uygulamaları nedeniyle eğitim emekçileri, öğrenciler ve veliler sürekli mağdur edilmiştir. AKP hükümetinin, kendisinden önceki iktidarların izinden giderek, eğitim sistemini piyasacı projeler, angarya çalışma uygulamaları ve son olarak üç yıldır eğitim biliminin en temel ilkelerine meydan okuyarak hayata geçirdiği eğitimde 4+4+4 dayatması, derinleştirdiği sorunlarla 2014-2015 eğitim-öğretim yılına damgasını vurmuştur. Okullarda fiziki donanım ve altyapı sorunları, kalabalık sınıflar, taşımalı eğitim, zorunlu ve “zorunlu seçmeli” din dersi dayatması sürmektedir. Kamusal, bilimsel, demokratik, laik ve anadilinde eğitimin önündeki engeller 2014-2015 eğitim-öğretim yılında da devam etmiştir.  Ülke genelinde hal böyle olunca,  ekonomik, sosyal ve siyasal sorunların yaygın olduğu ilimizde durum daha da vahim bir hal almıştı.” Sözlerine yer verdi.

 

TALAY: TEOG BU YIL FİYASKOYLA SONUÇLANDI!

Van’da yaşanan eğitim sorunlarını maddeler şeklinde sıralayan Talay, “Derslik başına düşen öğrenci sayısının fazla olması. Bütün eğitim kademelerinde özellikle liselerde okul terki sorunlarının artması. Bu yıl yapılan TEOG’un fiyaskoyla sonuçlanması ile birlikte öğrencilerin evinden kilometrelerce uzak okullara yerleştirilmesi ve istemedikleri okullara ‘İmam Hatip Lisesi’ zorunlu olarak yönlendirilmeleri. Ortaöğretimde öğrencilerin açık liseye yönelerek örgün eğitimin dışına çıkması ve bunun da beraberinde çocuk işçiliğini getirmesi. Taşımalı eğitim uygulamalarının artış göstermesi. Yönetici atamalarının liyakat esaslarına göre değil de ‘siyasi referans’lara göre atanması. Depremin üstünden bu kadar yıl geçmesine rağmen etkilerinin hala devam etmesi. Hasarlı okullarda eğitimini sürdürüp daha sonra yıkılan ya da güçlendirme yapılan okulların varlığı. Aynı okul binasında ilköğretim ve ortaöğretim öğrencilerinin eğitiminin beraber sürdürülmesi. Başka okul binalarında ders görenlerin sorunlarının giderilmeden okul üstüne okul inşa etmek.” Şeklinde konuştu.

 

TALAY: ANADİLDE EĞİTİM ŞART!

Yeni yapılan okullarda donanım eksikliğinin olduğuna dikkat çeken Talay, Eğitim emekçilerinin sosyal- ekonomik sorunlarının artarak devam ettiğini kaydetti. Talay, “Okulların en önemli ayaklarından biri olan Okul Psikolojik Danışmanlarının işlevsizleştirilmesi, birden fazla okulda görevlendirilmesi. Eğitim emekçilerinin angarya işlerde çalıştırılması. Hafta sonları telafi kurslarının açılması ve eğitim emekçilerinden ek ders noktasında komik rakamlarla bu işi yürütmelerinin istenmesi. Bölge koşullarından dolayı öğretmenlerde sürekli değişimin olması ve öğrencilerin bir öğretmene alışmadan yeni bir öğretmenle eğitime devam etmesidir. Özellikle köy okullarında, atama yapılmadığından ek ders karşılığı çalışan eğitimcilerin işi yürütmesi. Öğrencilerde Anadilinde eğitim görmediği için okuduğunu algılamama ve bunu ifade edememeleri. Ekonomik, sosyal ve siyasal sorunların öğrencilerde yarattığı tahribat bu tahribat sonucu öğrencilerde meydana gelen boş vermişlik ve hayattan bir beklentinin olmayışı. Bu boş vermişliğin öğrenciyi şiddete ve madde bağımlılığına teşvik etmesi.” Diye konuştu.

 

SAĞYYİT: VAN’DA DA KALİTESİZ BİR EĞİTİM DAYATILIYOR!

Eğitim müfredatında sıkıntıların yoğun olduğuna işaret eden Sağyyit ise “Örneğin, müfredatın yerellerde uygun koşullar olmadığından uygulanamaması bu haliyle soyut kalması. Okutulan derslerin bir bölümünün hayatla ilişkilendirilememesi. Bazı derslerin tekrardan ibaret olması. Eğitimin topluma hitap edememesi. Müfredatın zihinsel ve pratik olarak ihtiyaca cevap verememesi. Bilimsel ve yereli esas alan eğitim müfredatları yerine merkeziyetçi ve bilimsellikten uzak bir müfredatla her yerde olduğu gibi Van’da da kalitesiz bir eğitim sürecinin dayatılması. Eğitim aktörlerinin çoğu meseleyi günü kurtarma ekseninde ele alıp, bu şekilde hareket etmesi, yine bu aktörler arasında herhangi bir koordinasyon, işbirliği, beraber çözüm arama sürecinin işletilmemesi,  tepeden inme kararların  dayatılmasıyla sürecin heba edilmesi. Bölge gerçekliğini esas alan, öğrencilerin, ebeveynin özgünlüğünü göz önünde bulunduran bir yaklaşımın sergilenmemesi. Eğitim kurumları, imkanları ve kadrolarıyla çoğu yerin gerisinde bulunan Van’da bu fırsat eşitsizliğini gidermeye yönelik herhangi bir çalışma yapılmıyor.” Dedi.

 

“EĞİTİM BİR İNSAN HAKKIDIR”

Eş başkanlar Eğitim-Sen olarak eğitim nasıl olması gerektiğine dair önerilerini söyle sıraladılar: “Eğitim bir insan hakkıdır. Herkesin eğitim hakkından eşit, parasız ve kendi anadilinde yararlanmasının önündeki bütün yasal ve fiili engeller kaldırılmalıdır. Eğitimde her türlü ayrımcı, dışlayıcı ve ötekileştirici söylem ve uygulamalardan uzak durulmalı, eğitim müfredatının oluşturulması ve uygulanmasında demokratik, laik, bilimsel ve evrensel ilke ve değerler referans alınmalıdır. Zorunlu ve “zorunlu seçmeli” din dersi uygulamasına son verilmeli, devlet din eğitiminden tamamen çekilmeli, bütün inançlar karşısında tarafsız olmalıdır. Eğitim politikaları sermayenin istek ve ihtiyaçlarına göre değil, eğitim biliminin gerekleri ve toplumun ihtiyaçları gözetilerek sunulmalıdır. Eğitim hizmetlerinin sunumunda proje temelli ve stratejik planlama değil, demokratik planlamalar yapılmalı, eğitimle ilgili sendikaların görüşleri alınmalı ve uygulanmalıdır. Eğitim emekçilerinin ekonomik sorunları ve çalışma koşulları düzeltilmeli, eğitimde her türden angaryaya, esnek ve performansa dayalı çalışma uygulamalarına derhal son verilmelidir. Eğitim yöneticilerinin belirlenmesinde “sözlü sınav” ve “siyasi referanslar değil, liyakat ve objektiflik ilkeleri esas alınmalıdır. Eğitime yeterli bütçe, okullara ihtiyacı kadar ödenek ayrılmalıdır. Depremin yaraları ciddi ve sorumlu bir yaklaşımla ve paydaşların ortak çözüm önerileriyle derhal sarılmalıdır. Van’da başarının artması için bütün bileşenler ortak hareket etmeli, ortak eylem planları düzenlenmeli ve uygulanmalıdır. Tepeden inme antidemokratik yaklaşımlar terk edilmelidir.”

 

EŞ BAŞKANLAR: MÜCADELEMİZ DEVAM EDECEK!

Kamusal, demokratik, bilimsel, laik ve anadilinde eğitim hakkı için mücadelelerini süreceğine vurgu yapan Talay, 2014-2015 eğitim öğretim yılında eğitimin yapısal sorunlarına yönelik somut ve çözüme dayalı politikalar geliştirildiğini belirtti. Talay, “Okulların eğitim kurumu olmaktan adım adım uzaklaştığı, öğrencilerin yarış atı gibi sınavdan sınava koştuğu, öğretmenlerin düşük ücretle, esnek, güvencesiz ve angarya çalışmaya zorlandığı, siyasal kadrolaşmanın zirve yaptığı, farklı dil ve kimliklerin dışlandığı, eğitimin zaten sorunlu olan niteliğinin daha da kötüleştiği bir eğitim sisteminin sağlıklı nesiller yetiştirmesi mümkün değildir. Her geçen gün daha fazla piyasa ilişkileri içine çekilen, okulöncesinden üniversiteye kadar bilimin değil, dinin referans alındığı bir eğitim sisteminde eğitim ve bilim emekçilerinin, öğrenci ve velilerle birlikte kamusal, bilimsel, demokratik, laik ve anadilinde eğitim hakkı için mücadelemizi tüm emek ve demokrasi güçleri ile birlikte omuz omuza sürdüreceğimiz bilinmelidir. Öğrencilerin yarış atı gibi sınavdan sınava koşturulduğu ülkemizde hafta sonu LYS ‘ye girecek olan tüm öğrencilere başarılar diliyoruz.” İfadelerini kullandı.

 

ŞAKAR: VAN TEOG’DA BAŞARI ELDE ETTİ

Eğitim Bir-Sen Van Şube Başkanı Süleyman Şakar da 2014-2015 eğitim öğretim yılı tamamlandığını kaydederek, “Bu yıl Milli eğitim Müdürlüğü’nde birinci TEOG sınavında iyi bir başarı elde etmedik. Ancak ikinci TEOG sınavında Van olarak iyi bir başarı elde ettik. Türkiye ortalamasına yaklaşık. Özellikle Gürpınar ilçemizde iyi bir başarı elde ettik. Tabi isteriz ki bu coğrafyada görev yapan öğretmenlerin uzun zaman burada görev yapmalarını isteriz. Geçen sene Ağustos ayından bu sene Şubat ayına kadar 5 bine yakın stajyer öğretmen geldi. Yeni mezun olmuş öğretmen adayları bu coğrafyada öğretmenlik yapıyor. Bu coğrafyada pozitif bir ayrım olursa, burada çalışan eğitimcilere ek bir ödeme yapılırsa, buraya gelen öğretmenler burada 5-6 yıl görev yaparlarsa inanın ki eğitim daha yükseğe ve zirveye çıkar.” Dedi. Van’ın yaklaşık olarak 340 bin öğrencisi olduğunu kaydeden Şakar, “İzlanda bir devlettir ve 300 kadar bir nüfusu var. Yani Van’ın bir devlet nüfusu kadar öğrencisi var.  Eğitim ve öğretim sadece okulla olmuyor. Okul, aile ve çevre 3’ü birlikte olan bir şeydir. 3’ü birlikte hareket ettiği zaman zirveye çıkar. Bu anlamda hepimizin gayret etmesi gerekir. Van’da eğitimin daha iyi bir seviyeye gelmesi için nasıl ki TEOG kursları açıldı. Sınıf öğretmenleri için hafta sonu yetiştirme kurslarının açılması gerekir. Ben inanıyorum ki önümüzdeki dönemde TEOG’da çok daha başarılı oluruz.” Şeklinde konuştu.

 

ŞAKAR: ÖĞRETMENE NÖBET İÇİN EK ÜCRET VERİLMESİ GEREKİLİYOR

Van’da 5’nci sınıf ile 12’nci sınıflar arasında 174 bin öğrencinin olduğuna işaret eden Şakar, “Bu sene 26 bine yakın öğrenci Van’da TEOG sınavına girdi. Biz elbette ki bütün öğrencilerin başarılı olmasını isteriz. Ancak gerek devletin, gerek ailelerin eğitime destek vermesi gerekiyor. Hepimizin eğitimi önemsememiz gerekiyor. Önemsemezsek yarınlar bizim olmaz ve bizler yarınlara sahip çıkamayız. Bu sene eğitim sendikalarının nöbetler ek ücretleri için eylemler yapıldı. Nöbet konusunda sıkıntılı bir dönem geçirdik. Eğer ki öğretmene nöbet için ek ücret verilmesi gerekiliyor. Bundan dolayı sendikalar eyleme gitti. Bizde sendika olarak 350 bin imza topladık ve bakanlığa sunduk. İnşallah bu nöbet sorununu çözeceğiz. Öğretmen bu ücreti alsa almazsa yine bu eğitimi verir. Öğretmen mum gibidir. Dibine ışık vermez. Kendiliğinden erir ve hizmet verir. Öğretmen öğrenciye önem veren bir kişiliktir. Öğretmen sadece okulda değil her yerde öğretmendir. Eğitim çalışanı işini evine götürüyor ve işini yapıyor. Ama başka bir kurumda bir yoktur. Eğitim dediğimiz davranışlardır. Öğretim ise öğrenilen ve alınan bilgilerdir. Güney Kore ve Çin 2020’de tüm vatandaşlarını üniversiteli yapacak. Bizde ise lise yüzde 60’lardadır.” İfadelerine yer verdi.

 

ŞAKAR: IQ OKULLARI ŞART!

IQ okullarının açılması gerektiğini ifade eden Şakar, IQ okullarının yoğun olarak Almanya’da olduğunu anımsatarak, “Öğrenci 4’üncü sınıfı bittikten sonra bir komisyona alınıyor ve becerisine göre A,B veya C sınıfına alınıyor. Ben yılların öğretmeniyim. Her sınıfta 3 tip öğrenci vardır. Çok süper öğrenciler, vasat öğrenciler ve geri öğrenciler var. Öğretmen geriye göre ders verse diğer ikisini kaybeder, çok süper öğrencilere göre ders verse diğer ikisini kaybediyor. Öğretmende mecburen vasata göre gidiyor ve ne yazık ki süper öğrencileri kayboluyor. Bunun yanı sıra mesleki okullarımız yok. Aslında var ama alt yapı olmadığı için bunlara mesleki okullar denilmez. Herkes doktor ya da avukat, öğretmen olacak diye bir şey yok. Organize Sanayi Bölgesi’nde bir mesleki okul kurulursa OSB için çok iyi ustalar yetişebilir. Bu yüzden bizim bunun için alt yapı oluşturmamız gerekiyor. Finlandiya ülkesinde bu sistem var ve Finlandiya 14 yıldır eğitimde Dünya’da birinci sırada yer alıyor. Biz ise bu konuda çok iyi yerde değiliz. Bunun yanı sıra a önce belirttiğim gibi anne-baba faktörleri çok önemli. Çocuklar için anne-baba eğitim çok güzel olur.” Diye belirtti.

 

“VAN’DA 340 BİN ÖĞRENCİ VAR”

Van’da 340 bin öğrencinin olduğunu söyleyen Şakar, “Diğer yıllara göre öğretmen açığı bu sene daha azdır. Van’da 13 bini aşkın öğretmen var ancak bu sayı 16 bini aşkın olması gerekiyor bu yüzden Van’da 3 bin civarında öğretmen açığı var. İvedilikle bu açığın kapanması gerekiyor. Ek ders karşılığının kaldırılması gerekiyor. Bu yüzden devletin cimrilik yapmaması gerekiyor. Bütün Türkiye’de öğretmen açığının kapatılması gerekiyor. Üniversiteden mezun olduktan sonra gidip eğitim vereceğim. Bu anlamda benim ne kadar faydam olması gerekiyor. Öğretmen açığı kapatılır ve riskli bölgelerde çalışan öğretmenlere ek ücret verilirse Van’ın eğitimde çok iyi olacağına inanıyorum. 340 bin öğrenci için en az 18 bin öğretmene ihtiyacı var. Bunların kapanması gerekiyor. 3 bini aşkın öğretmen Van’a geçen yıl geldi ve bin 500 tanesi geri gidecektir. Bu yüzden ek ücret verilerek bu öğretmenlerin burada tutulması gerekiliyor.” Dedi.

 

“ALT YAPI İYİ OLURSA EĞİTİMDE İYİ BİR YERDE OLUR”

Alt yapının sağlam olması halinde eğitimde çok iyi yerde olacaklarını kaydeden Şakar, “Bu yüzden ilkokul birinci sınıftan 12’nci sınıfa kadar çok iyi bir alt yapı olması gerekiyor. Van Türkiye’de eğitim anlamında 75-76 sırada yer alıyor. Van bunu kesinlikle hak etmiyor. Devletin bu bölgede daha fazla destek vermesi gerekiyor. Şu anda üniversite sınavına giren öğrencilerden çoğu sıfır çekiyor. Bana göre bu anlamda çok iyi bir alt yapıya ihtiyaç var. İnşallah eğitimde çok daha iyi oluruz. Ben ayrıca 2014-2015 eğitim ve öğretim yılı yaz tatilinin bütün öğretmen ve öğrencilerimiz için iyi bir tatil geçirmelerini diler mutluluk ve sağlık dolu günler dilerim.” Şeklinde konuştu.

 

ÖĞRENCİLER TATİLE ÖĞRETMENLER İSE SEMİNERLER GİDİYOR

Türk Eğitim-Sen Van Şube Başkanı Kutbettin Yıldız ise öğrencilerin karnelerini alarak tatile girdiğini kaydederek, öğretmenlerin ise seminerlere katılacağını belirtti. Yıldız, “Tabi işi sadece böyle görmemek gerekiyor. 2014-2015 eğitim öğretim yılında neler yaşadık bunu unutmamak gerekiyor. Yıllardır biz eğitimcilerin beklentileri karşılanmıyor. Öğretmenler her türlü destekten yoksun kalıyor. Malum eğitim öğretim 3 ayaktan oluşur. Birincisi öğretmen, ikincisi öğrenci ve üçüncüsü ailedir. Bu üçü oldukça okullarda eğitim ve öğretim devam eder. Biz bu memleketin insanları olarak nerede olursak olalım, birinci hedefimiz eğitimde kalitede dediğimiz olayı yakalayalım. Yani öğrencilerimize hayatları boyunca, hayatlarında kariyer olmak şartıyla her dönemde kendilerine eğitim vermektir. Bunu görüyor muyuz? Ne yazık ki Türkiye’nin bütününde bunu görmek mümkün değil. Özellikle bizim bölgemiz ve Van’ımız da bunu görmek hiç mümkün değil.” İfadelerini kullandı.  

 

YILDIZ: VAN’DA EĞİTİMDE OLUMLU SONUÇ ALAMIYORUZ!

Eleştirmenin ve kusur aramanın kolay olduğuna vurgu yapan Yıldız, “Bu eleştirileri de yapınca insana eğer ki kolay geliyorsa demek ki eleştirilen yerde işler yolunda gitmediği için olumsuz yerleri daha fazla gözümüze çarpıyor. Buda bizi daha çok ilgilendirdiğini için eleştirmekte mecbur kalıyoruz. Terazinin iki kefesin bakalım biz Van’da eğitimde olumlu sonuç alabiliyor muyuz? Maalesef alamıyoruz. Bu anlamda başarı yoksa biz buna; “Çok güzel oldu” diyerek edebiyat yapmamız doğru değil. Bunları neden söylüyoruz. Çünkü bunlar hayatın gerçekleridir. Okullarımızın fiziki yapıları ortadadır. Öğretmen eksikliğinde halen okullarımızda 4 bine yakın öğretmen eksiğiyle 2014-2015 eğitim öğretim yılını tamamladık. Şimdi ben bunu eleştirmeyeyim de, aferin mi diyeyim? Bugün itibariyle okullarda temizlik yapan ve güvenlik görevlisi olan İŞ-KUR işçileri işten çıkarıldı. Aşağı yukarı Eylül ayına kadar belki de bu insanlar işe alınmayacaklar. Peki, bu okullarımızın temizliği kimler tarafından yapılacak. Bunu görmezden gelmemiz mümkün değil. Bir memleketin eğitimin her şeyin önünde gelir. Adaletin, sağlığın, emniyettin diğer kurumlarının önünde gelir. Bu eğitimle insanlar size geri dönüşte hizmet verilir.” Şeklide konuştu.

 

YILDIZ: LYS SINAVLARINDA BAŞARILARININ ÜRÜNÜNÜ ALACAKLAR

39 yıldır öğretmenlik yaptığını söyleyen Yıldız, bu kadar zaman boyunca öğretmenlerin sürekli şikâyetlerle geldiğini kaydetti. Yıldız, “Öğretmenlerin maaşları yeterli değil. Öğretmenler borç içinde. Bütün hayatları borç içinde geçiyor. Tahin ve atamaların önüne hep engelleri konuluyor. Özellikle AKP’nin mili eğitim üzerinden yaptığı idareci atama tahribatından dolayı taraflı, yandaş sadece benim yandaşım olsun diye atanan idarecilerin tamamı belli bir yandaş grubun mensupları olmuşlar. Hemen hemen bütün okullarda idarecilere baskı yapılıyor. Şart koşuyorlar idarecilere. Örneğin Eğitim-Bir’e şu kadar üye getireceksiniz diye baskı yapılıyor. Aksi takdirde işinize son verilecek diye baskı yapılıyor. Karşı tarafta mecbur kalıp istediklerini yapıyor. Eğitim öğretim yılı da bitti. Kalkıp onlara eserinizle övünün diyeceğim. Çünkü eserleri sıfır. Eğitimde kalite yok, başarı yok. Başarıda yükselme yok. LYS sınavlarında elde ettikleri başarının ürününün ne kadar boş olduğunu görecekler. LYS sınavlarında başarılarının ürününü alacaklar. Bu iş her öğrenciye takdir vermekle olmaz.” Dedi.

 

“ÖĞRETMEN AÇIĞI VAR”

Sorunların bunlarla da bitmediğine işaret eden Yıldız, öğretmen açığının yoğun olduğunu kaydetti. Yıldız, “Birde bizim bölgenin kaderi haline gelmiş stajyer ve asker öğretmenlerin burada görevlendirilmesi eğitimi daha da kötü duruma getiriyor. Hükümete talepte bulunarak bölgemizin öğretmen açığını gidermek için gerekli olan şartın uygulanmasını istedik. Bu şartlar nedir? Özellikle ailelerine yakın olmak isteyen öretmenler için belli bir oranda teşvik edici bir para verilirse bunlarda tayin istemek zorunda kalmaz. Şartlar iyileştirilirse zamanla bu sıkıntılar da yok olur. Sözün kısası eğitim Türkiye’deki her köşe deki ücra okullarına, her köyde yaşayan vatandaşa eğitim şart. Çocuklarımızın gelecekleri iyi bir eğitimle garanti altına alınabilir. Umarım 2015-2016 eğitim ve öğretim yılı sorunsuz bir şekilde başlar ve büyük bir başarıyla devam eder. Birde okullardaki temizlik sorununun ve diğer fiziki sıkıntıların tatilde tamamlanmasını diliyoruz.” Diye belirtti. 


ŞEHRİVAN ÖZEL – ÖNDER ALTINAL

Editör: TE Bilisim