Geçen seneler itibari ile elhamdulillah bir asayiş, huzur ve çözüm ortamı sürer iken her 

iki seçimden sonra(7 Haziran, 1 Kasım 2015) ne olduysa bu süreç bozuldu bombalar 

yağmur gibi yağmaya başladı. Ölenler ise, Allah huzurunda kainatın yok edilmesi 

kendisinden daha kolay olan insanlar ve de onun fıtri yaşam ortamı oldu. Şehirler, ilçeler, 

mahalleler ablukaya alındı ve insan ölümleri hiçe sayıldı.

Bir mümin her konuda hususan günahlara girme mevzuunda çok dikkatli ve hassas 

olmalıdır. Nefsi ve onun arkadaşı ırkçılıktan uzak olmalı hep İslami düşünmelidir. Çünkü 

konu dahi çok hassastır. Beraberinde ölüm ve öldürme, kaos ve asayişsizlik vardır. 

Aşağıdaki insafsız adama benzememek için Bediüzzaman şöyle uyarıyor;

Ey mü'mine kin ve adavet beseleyen insafsız adam!  Nasılki sen bir gemide veya bir 

hanede bulunsan, seninle beraber dokuz masum ile bir câni var.  O gemiyi gark ve o 

haneyi ihrak etmeye çalışan bir adamın, ne derece zulmettiğini bilirsin. Ve zalimliğini, 

semavata işittirecek derecede bağıracaksın. Hattâ bir tek masum, dokuz câni olsa; yine o 

gemi hiçbir kanun-u adaletle batırılamaz. (Bediüzzaman Said-i Nursi, Mektubat, Zehra 

Yayıncılık)

Diğer bir yerde 

...o haneyi yakmak ve o gemiyi batırmak en azîm bir zulüm, bir hıyanet, bir gadir 

olduğundan; dâhilî asayişi ihlâl suretinde yüzde on câni yüzünden doksan masumu 

tehlike ve zararlara sokmak, adalet-i İlahiye ve hakikat-ı Kur'aniye ile şiddetle 

men'edildiği için, biz bütün kuvvetimizle, o ders-i Kur'anî itibariyle, asayişi muhafazaya 

kendimizi dinen mecbur biliyoruz. (Bediüzzaman Said-i Nursi, Emirdağ Lahikası, Zehra 

Yayıncılık)

Şimdilerde Allah muhafaza insanlar bilerek veyahut bilmeden çok günahlara giriyorlar. 

Harb Teyyarelerinin bombalarını ve kimleri katledip katletmediğini dahi bilmeden ve 

hatta ırkçılık gibi şeytani duyguları da ekleyerek destekliyor ve daha uzun devam 

etmesini bile diliyorlar. 

Ey kendini İslam bilen adam tavrımız İslami olmalıdır. Tavrımız şöyle olmalıdır;

Halbuki küfre rıza küfür olduğu gibi; dalalete, fıska, zulme rıza da fısktır, zulümdür, 

dalalettir. Bu acib halin sırrını gördüm ki, kendilerini millet nazarında ettikleri 

cinayetlerinden mazur göstermek damarıyla muhafliflerini kendilerinden daha dinsiz, 

daha câni görmek ve göstermek istiyorlar. İşte bu çeşit dehşetli haksızlıkların neticeleri 

pek tehlikeli olduğu gibi, içtimaî ahlâkı da zîr ü zeber edip bu vatan ve millete ve 

hâkimiyet-i İslâmiyeye büyük bir sû'-i kasd hükmündedir. (Bediüzzaman Said-i Nursi, 

Emirdağ Lahikası, Zehra Yayıncılık)