Doğu Anadolu Bölgesinde faaliyet gösteren çeşitli sivil toplum kuruluşlarının (STK) temsilcileri, Türk Silahlı Kuvvetlerince (TSK) terör örgütü DAEŞ'e yönelik Suriye'nin Cerablus bölgesinde sürdürülen "Fırat Kalkanı" operasyonuna destek verdi. Erzurum Sivil Toplum Platformları (ESTP) Başkanı Mustafa Güvenli, yaptığı açıklamada, Fırat Kalkanı operasyonuna destek vererek, PKK ve PYD'nin sınırın iki tarafındaki aynı örgüt olduğunu söyledi. Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine Türkiye'nin direnişinin bir diriliş olarak kendini gösterdiğini dile getiren Güvenli, "Bu 'Fırat Kalkanı' operasyonu dirilişin neticesidir. Ordu, içine sızan illegal güçleri temizleyerek mücadelesine devam ediyor." dedi. Terör yapılanmalarının aynı emperyalist güçlerin değişik isimlerle kullandığı maşalar olduğunu vurgulayan Güvenli, Türkiye'nin sınır içinde güvenliğini korurken sınır ötesinden yapılan saldırılara karşı da tedbirleri alması gerekliliği sebebiyle operasyonu başlattığını anlattı. Güvenli, 15 Temmuz'un son saatlerinde başlayan FETÖ'nün darbe girişiminin 16 Temmuz'un ilk saatlerinde bastırıldığını hatırlatarak, "Bu halkın iradesidir. Bu son asrın milli müdafaasıdır. Türkiye bilinçli bir şekilde hareket ediyor." diye konuştu. Doğu Anadolu İhracatçılar Birliği (DAİB) Başkanı Cemal Şengel, Türkiye'nin 40 gün önce FETÖ'nün darbe girişimini atlattığını hatırlattı. Şengel, FETÖ'nün darbe girişiminin ardından Türk Silahlı Kuvvetlerinin silkinerek sınır ötesi harekat yapmasının ülkenin büyüklüğünün ispatı olduğunu vurgulayarak, "TSK, operasyon yaptığı bölgeye 12 saatte hakim oldu. Bu ülkemizin gücünü gösterir. Bu şer odaklarının gereksiz yere mücadele vermesinin anlamı olmadığını gösterir." dedi. "PYD VE PKK AYNI YERDEN BESLENEN ÖRGÜTLERDİR."Terör örgütlerinin adının değiştiğini ama ideolojilerinin aynı olduğunu dile getiren Şengel, şunları kaydetti: "Türkiye çok büyük bir ülke. Artık bu gücü görmeye başladılar. PYD'nin Fırat'ın doğusunda kalması lazım. PYD ve PKK aynı yerden beslenen örgütlerdir. Bunlar bizim bölgedeki yatırımlarımızı engelleyemeyecekler. Açıklanan teşviklerden sonra terör eylemleri arttı. Doğu Anadolu'nun gelişmesinden korkuyorlar. Onlar ne yaparlarsa yapsın ülkemiz gelişmeye, büyümeye devam edecek. Yoktan yere suyu bulandırmaya çalışıyorlar ama büyük su bulanmaz. Türkiye Cumhuriyeti Devleti Hükümeti kararlılıkla çalışıyor. Halk bütünleşti, birlik oldu. Bu birlikteliği kimse bozamaz." ERZİNCANErzincan Ticaret ve Sanayi Odası (ETSO) Başkanı Süleyman Sarak da Suriye'de yaşanan iç savaşın Türkiye'yi etkilemesi neticesinde halkın çok zor günler geçirdiğini belirtti. Türkiye'nin, Fırat'ın batısını kırmızı çizgi ilan ettiğini ve terör unsurlarının bu bölgeye girmelerini tehdit olarak algılayacağını zaten önceden ifade ettiğini hatırlatan Sarak, şöyle devam etti: "Buna rağmen uyarılarımızı dikkate almayan terör örgütleri, eylemlerine devam etmiş ve sık sık sınırlarımıza girme hatta ve hatta şehirlerimizde terör saldırıları yapma cesaretini göstermiştir. Uzun süredir ülkemize yönelik Suriye sınırından gerçekleştirilen roket ve havan saldırıları, sonrasında da Atatürk Havalimanı, Elazığ, Van ve Gaziantep'te sivillerimize yönelik yapılan saldırılar bardağı taşıran son damla olmuştur. Bu aşamada yapılacak tek şey, meşru hakkımız olan, ülkemizin sınır güvenliğini korumak, vatandaşımızın can ve mal güvenliğini sağlamak ve sınır ihlallerini önlemek için DAEŞ örgütünü o bölgeden, öncelikle Cerablus'tan temizlemektir. Bu sayede Suriye'nin de toprak bütünlüğü korunmuş olacaktır. 'Fırat Kalkanı' operasyonunu yürüten komutanımızı ve askerlerimizi Allah'a emanet ediyor, muvaffak olmaları için duacı olduğumuzun bilinmesini istiyorum. Türk milleti, gücünü tüm dünyaya göstermiştir. Birliğimizin ve bütünlüğümüzün bozulmasına asla müsaade etmeyiz." AĞRIAK Parti Ağrı Gençlik Kolları Başkanı Alim Aktaş da TSK birlikleri, Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) ve Türkmenler'in, terör örgütleri DAEŞ, PYD ve YPG'ye karşı mücadele ettiğini anımsatarak, "Kısa sürede tüm hedefleri tam isabetle vurdular ve amaca ulaşarak DAEŞ'i oradan defettiler." dedi. "Fırat Kalkanı" operasyonundaki amacın bölgeyi oradaki asıl unsurlara iade etmek olduğunu belirten Aktaş, şöyle konuştu: "Ordumuzun, ÖSO ve Türkmenler ile Cerablus'a girmesi sonrasında oradaki muhaliflerin yüzlerindeki gülümseme ve mutluluk görülmeye değerdi. Sınır güvenliğimizi tehdit eden her kim olursa olsun gereği yapılır, Türkiye Cumhuriyeti Devleti çok büyük ve istikrarlı bir devlettir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti yaklaşık 40 gün önce bir darbe girişimi yaşamıştır ve darbe ardından dışa yönelik bir askeri operasyon yapmıştır. Dünya tarihinde böyle bir devlet görülmemiştir. Ülkemiz, dünya tarihinde esaret altında kalmayan ve sömürge yapmayan tek ülkedir." Devletin ve ordunun her zaman yanında yer alacaklarını vurgulayan Aktaş, şunları kaydetti: "Bunu tüm dünya daha iyi bilmelidir ki DAEŞ olsun YPG ya da PYD, PKK olsun hangi terör örgütü olursa olsun Türkiye Cumhuriyeti Devletinin sınırlarını kim ihlal ederse içerideki güvenliğini zafiyete uğratırsa, içerideki insanların malını ve canını tehlikeye koyarsa her ne olursa olsun başta devlet büyüklerimiz olmak üzere ordumuz ve halkımız buna müsaade etmeyecektir. TSK'nın başarısını kutluyorum. Aziz ordumuza 40 gün önce bir leke vurulmaya çalışılmıştı, bu operasyon iyi bir imajı tekrar kendilerine kazandırdı. Başta Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere ordumuzun yanındayız." İHH Başkanı Kerem Anığı da operasyonun, Türkiye'nin son zamanlarda yaşadığı darbe girişimi ile ilgili travmatik durumdan çıkışının bir göstergesi olduğunu dile getirerek, şunları söyledi: "Başbakanımız Binali Yıldırım'ın 'Dostlukları çoğaltacağız düşmanlıkları azaltacağız' şeklindeki paradigması sınır komşularıyla olan ilişkiler açısından son derece önemlidir. Son dönemde gerek Rusya gerekse de Suriye ile olan ilişkiler gerçekten olması gereken, Türkiye'yi içinde bulunduğu bölgede yeniden söz sahibi olduğu bir konuma taşıdı. Bu Cerablus operasyonu bunun tam anlamıyla fiili olarak ortaya konulmuş bir göstergesidir. IŞİD'in Gaziantep ve Şanlıurfa'daki saldırılar dolayısıyla bu bölgede böyle bir önlemin alınması şarttı. TSK'nın, asker kıyafetli teröristlerin FETÖ yapılanmasının temizlenmesinin ardından bir zafiyetin olmadığını göstermesi açısından bu operasyon çok önemli bir mesajdır. Umarım bölge daha sakin ve sükunete kavuşur." IĞDIRUluslararası Asılsız Ermeni İddialarıyla Mücadele Derneği Genel Başkanı Göksel Gülbey, Suriye'deki boşluktan faydalanan terör örgütlerinin burada yuvalandığını, daha sonra ise Türkiye'deki terör olaylarını gerçekleştirdiklerini belirtti. Türkiye'nin gerçekleştirdiği Fırat Kalkanı operasyonunun son derece önemli ve bölge için faydalı bir karar olduğunun altını çizen Gülbey, bu operasyon sayesinde Türk Ordusu'nun gücünün dünyaya tekrar duyurulduğunun altını çizerek, şöyle devam etti: "FETÖ'nün darbe girişimine ordumuzun çok küçük bir bölümü katılmıştı. Ordunun çoğunluğu bu darbeyi tasvip etmemiş ve darbe içerisinde yer almamıştı. Türk Ordusu görevinin başında ve olması gereken yerdedir. Ordumuz dünyada bir numara güçler arasında yer alacak bir ordudur. Bizler her şekilde ordumuzun yanındayız. 4 saatte Kıbrıs'ı alan bir orduya bence 12 saat fazla gelmiştir, ordumuz Cerablus bölgesinde daha kısa sürede alabilir. Ordumuza güveniyoruz, ordumuzun iman gücünü biliyoruz, her zaman arkasındayız. Gücümüzü denemek, sınamak isteyen varsa buyursun hodri meydan diyoruz, Cerablus bunun bir ispatıdır." Hükümetin sergilediği tutumun ülkenin geleceğini etkileyeceğini, bu yüzden terör örgütlerine en iyi dersin verilmesi gerektiğini belirten ülbey, "Hükümetin özellikle darbe girişiminden sonraki sergilediği duruş, Suriye ve terör örgütlerine karşı sergilediği tutum yerindedir. Bizler sivil toplum kuruluşları olarak hükümetin yanındayız. FETÖ'nün darbe girişiminde 27 gün boyunca meydanlarda nöbet tuttuk, yine üstümüze düşen her şeyi yapmaya hazırız. Bu duruşun, tutumun devam etmesinden yanayız. Hükümet, FETÖ, DAEŞ, PKK ve Suriye'deki PKK uzantısı olan PYD'ye karşı bu tutumunu korumalı, teröristlere hak ettikleri cevabı vermelidir." diye konuştu.