İyi yanları, potansiyelleri ve güzellikleri ile konuştuğumuz Van’a dair bu güzellikler kadar konuşmamız gereken önemli bir konu daha var.

Sona bırakmadan.

En başından söyleyeyim:

Van’ın gri, soluk ve dağınık bir kent…

Üstelik bu kader yıllardır değişmiyor.

1950’de Yaşar Kemal Van’ı yazdığında da benzer ifadeler kullanıyordu.

Van’ın toz, toprak ve kirlilik içinde olduğundan söz ediyordu.

Van’ı gri bir kent olarak tanımlıyordu.

Van’ın tozunun hiç bitmediğinden söz ediyordu.

Durum bugün hala aynı.

Bakın kış ayları geliyor.

Aylarca Van’ın hep o halini göreceğiz.

Kar, çamur, toz, toprak dolu yollar, caddeler ve sokaklar…

Bir gün değil, bir hafta değil, bir ay değil.

Öyle bir hale geliyor ki.

İçimiz kararıyor.

Kasvet sarıyor…

***

Üstelik biz yıllardır yazıyor, çiziyor ve bu sorunlara değiniyoruz.

Bakın Karayolları’ndan belediyelere kadar her birinin ayrı ayrı sorumluluklarını hatırlatıyor onlara yapmaları gerekenleri önlerine sunmak suretiyle vatandaş önerileri sunuyoruz.

Olur da görememişlerdir diye kendilerine bağlı alanlardaki sorunları aktarıyoruz.

Kentin dağınık, kirli, düzensiz halini yansıtan karaleri paylaşıyoruz.

Yollar, kaldırımlar, refüjlerdeki eksiklikleri irdeliyoruz.

Ama yok.

Çoğu ciddiye bile alınmıyor.

Kentin her bir yanı yamalı gibi.

Bir tarafı yeşil öbür tarafı gri.

Bir tarafı asfalt, taş döşeli özenli, öte tarafı köy yolundan beter.

***

Van’da olması gereken bu mu?

Değil.

Kış geliyor diye bu kent kötü görünmek zorunda değil.

Bakın her kış aynı kader yaşanıyor.

Kar yağdı kirlilik, çamur geldi, böyle olacak diye bir şey yok.

Kar Norveç’e de yağıyor, İsveç’e de.

Oralara yağınca ortaya güzellik çıkarken bizim buralarda kirlilik ve çamur olarak görünüyor.

Her kış insanın Van’dan kaçmasına neden olacak kötü manzaralar yaşıyoruz.

Kar yağıyor, bitiyor aylar sonra bile kışın yarattığı o kirli ve kötü görüntü sürüyor.

***

İstiyoruz ki artık olmasın.

Kurumlar kendi sorumluluk alanlarına iyi baksın.

Karayolu kendi mıntıkasına, yerel yönetimler kendi alanına dikkat etsin.

Kaldırımlara olmadık malzemeler ve kent mobilyaları koymak yerine daha derli, toplu düzenli yatırımlar olsun.

Kentin güzelliği sadece belli caddelere dokunmak ile olmuyor.

Bu kentin her bir tarafı önemli, her bir tarafı görünür.

Van’a gelen isimler bu kenti bir bütün olarak görmüyor.

Yukarıdan bakıp “Çok güzelmiş” demiyor.

Ara sokaklarına kadar iniyor, her detayını inceliyor.

Cumhuriyet’i çok güzel, bir alt sokağı darmadağınık bir halde bir kent imajı bu kente zarar veriyor.

Giriş çıkışları acayip çirkin olan bu kentin görüntüsü çok da cezbetmiyor.

Bunu bilmek, görmek, hatırlamak lazım.

Müdahale etmek, kenti güzelleştirmek gerek.

Biz hatırlatmakla mükellefiz.

Bir kez daha hatırlatıyoruz.

Top da yetki de yetkililer de.

Ama bu imaj bize yakışmıyor.

Hatırlatmakta fayda var.