Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova, S-400 savunma sistemi satın alması yüzünden Türkiye'ye yaptırım uygulamasının, ABD'nin dürüst rekabet becerisinden yoksunluğunun göstergesi olduğu belirtti. Zaharova, "Bu, oyunu kurallarına göre oynayarak rekabet edemediklerinin bir başka göstergesi. Bu nedenledir ki kendilerine rekabet üstünlüğü sağlamak adına birtakım adımlar atıyorlar ve bu adımların yasadışı olmasını da önemsemiyorlar. Sözünü ettiğim yasadışı adımlardan biri de askeri-teknik alanda uygulama kararı aldıkları tek taraflı yaptırımlardır" ifadelerini kullandı.

RUS GAZETESİNDEN DİKKAT ÇEKEN HABER

ABD'nin Türkiye'ye yaptırımlarını Rus isimlere yorumlatan Kommersant gazetesi, ABD öncülüğündeki Batı dünyasının Türkiye'nin kendilerine sırt çevirmesi için her yola başvurduğunu söyledi. Türkiye'yi Batı ile ittifak yapmaya zorlandığını öne süren Rus uzmanlar, ABD'nin silah ihracatını siyasi baskı aracı olarak gördüğünü ve Türkiye'ye uygulanan yaptırımların da bu minvalde değerlendirilmesi gerektiğini kaydetti.

ABD'nin Türkiye'ye S-400 füze savunma sistemleri nedeniyle uyguladığı yaptırımlarla ilgili bir habere yer veren Kommersant gazetesi, "Türkiye'yi ittifak yapmaya zorluyorlar" başlıklı haberde Rus uzmanların konuyla ilgili görüşlerini aktardı. Kommersant'a konuşan Strateji ve Teknoloji Analiz Merkezi Direktörü Ruslan Puhov, "Türkiye, onlarca yıldır NATO kapsamında ve genel olarak Batı dünyası için Rusya'yı dizginleme unsuru oldu. Ancak bugün çelişkili bir durum ortaya çıkıyor; ABD öncülüğündeki 'kolektif Batı', Türkiye'nin kendilerine sırt çevirmesi için her şeyi yapıyor. Türk savunma sanayii yönetimine yönelik yaptırımlar, bu irrasyonel yaklaşımın son tezahürü oldu" dedi.

Rus yapımı hava savunma sistemi S-400

Moskova Ekonomi Yüksekokulu Öğretim Üyesi Vasiliy Kaşin, yaptırımların Türkiye'nin Amerikan teknolojileri ve ekipmanlarıyla savunma araçları üretme kapasitesini etkilemek ve Türk ordusundaki Amerikan askeri araçlarının bakımını zorlaştırmak olmak üzere iki amaca hizmet ettiğini belirtti. "Uzun vadede bu kopuş kaçınılmazdı. ABD, silah ihracatını siyasi baskı aracı olarak görüyor. Ancak karmaşık Amerikan silah sistemleri ihracatı, bağımsız dış politikayla kıyaslanamaz" diye Kaşin, Erdoğan'ın çok vektörlü dış politikaya geçmesinin ardından Türkiye'nin Çin, Rusya, Güney Kore, İsrail ve çeşitli ülkelerle askeri-teknik bağlarını güçlendirdiğini ve dolayısıyla ABD'yle cepheleşmenin kaçınılmaz hale geldiğini vurguladı.

Editör: TE Bilisim