ŞEHRİVAN ÖZEL: HAMİT KARAKUŞ/MERAL YILDIZ-  Van İl Kültür ve Turizm Müdürü Muzaffer Aktuğ, turizm ile ilgili önemli değerlendirmelerde bulunarak, kentin turizm potansiyeli ve gelecekte turizmde atılması gereken adımlara değinerek yol haritasını açıkladı. Kentin kurtuluşunun turizmde olduğunu söyleyen Aktuğ, kentin bu noktada ortak bir sahiplenme anlayışı ortaya koyması gerektiğini söyledi.

Özellikle son yıllarda turizm ile ilgili atılan adımlar sonrası yerli ve yabancı turistlere ev sahipliği yapan Van, turist sayısını da turizm sektöründeki kazancını da artırmaya devam ediyor. Az yatırım ile çok kazandıran bir sektör olan turizmde özellikle İranlılar eliyle ciddi bir hareketlenme yaşanırken, Van çevre ülkeleri ve 80’li, 90’lı yıllarda olduğu gibi yeniden Avrupalı turistleri ağırlamak istiyor. Bu anlamda yeni adımlar atılması beklenirken, hem kurumlar hem özel sektör eliyle yapılması gereken birçok adım atılmayı bekliyor. Bu adımlar sıkça konuşulurken Van İl Kültür ve Turizm Müdürü Muzaffer Aktuğ, süreci Şehrivan’a değerlendirdi. Aktuğ, yaptığı değerlendirmede Van’ın turizmde bu yıl iyi bir ivme yakalandığını ve beklentilerin karşılandığını kaydetti. Turizmin ileriye taşınması ve kalıcı hale getirilmesi noktasında önemli alt yapı, tanıtım ve destek noktasında herkesin elini taşın altına koyması gerektiğini vurgulayan Aktuğ, turizm bilincinin oluşması noktasında kentteki turizm sektörü ve vatandaşların bilinçlendirilmesi gerektiğini belirtti. Aktuğ, yaptığı önemli değerlendirmede kentte sektörde bir kısım kesiminde turizmi baltaladığını ve denetim noktasının yetersiz kaldığının altını çizdi. Aktuğ, turizmdeki aksaklıklara değinirken özellikle konaklama sektöründeki sorunlara vurgu yaparak, kentin bu süreçte zarar görmemesi konusunda herkesin hassas davranması gerektiğini söyledi.

EN BÜYÜK SIKINTILARDAN BİRİSİ RUHSATI OLMAYAN OTELLER

İl Kültür ve Turizm Müdürü Muzaffer Aktuğ, turizmde son dönemde atılan adımlarla iyi bir noktaya ulaştıklarını ve iyi yol kat ettiklerini söyledi. Aktuğ, turizmde iyi olmasının yanı sıra halen devam eden sorunların da devam ettiğini kaydederek şu ifadeleri kullandı: “Van’da turizm noktasında en büyük problem halen turizm bilincinin tam olarak yerleşmemiş olmasıdır. İranlı ilimize turist amacıyla geliyorsa, otel ihtiyacı var, otel ihtiyacı noktasında normal binaların bile otele dönüştürüldüğünü görmemiz mümkündür. 1+1 daireler ve rezidanslar maalesef şu anda açılış ruhsatı olmayan otel statüsünde iş yapmaktadırlar.”

“DENETİM NOKTASINDA ETKİN DEĞİLİZ”

Denetim noktasında maalesef şu ana kadar etkin değiliz. Bunlar işin kayıt dışı olan kısmını oluşturmaktadır. İşletme yetkili otellerimizden yana sıkıntılarımız yok, belediye yetkili olup ta halen açılış ruhsatı olmayan birçok otellerimiz var. Bunların kayıtlarını alamıyoruz. Bunlar tamamen kayıt işletmeler, sağlıklı veri alamadığımızdan dolayı istatistik verileri sağlıklı bir şekilde vermememizin önüne geçmesine neden oluyor. Bu da ilimizde geceleyen turist sayısını sağlık bir şekilde aktaramayışımızın sebebidir” dedi.

AKTUĞ: İLİMİZİN ‘GÜVENLİ DEĞİL’ ALGISINI KIRMAMIZ LAZIM

Kentte turizm bilincinin gelişmesi noktasında neler yapılması gerektiğine vurgu yapan Aktuğ, “İlimiz artık yerli ve yabancı turistleri benimsemeye başladı. Düne kadar ne koparsam kârdır anlayışı ‘şu an biz kazanıyoruz, bizi şu anda turistler ayakta tutuyor’ anlayışı oturdu diyebiliriz. Maalesef Avrupalı turistler ilimizi değil, bölgemizi tercih etmiyor. Sebebine gelirsek, Avrupa’da güvenli şehirler, güvensiz şehirler diye ayırt ediliyor. Hatta güvenli ülkeler, güvensiz ülkeler olarak ayırt etmenin yanı sıra ülkelerde güvenli bölgeler ve güvensiz bölgeler diye kategorize ediliyor. Bunun yanı sıra ülkeler kendi vatandaşlarına her türlü yolla gidecekleri bölgenin güvenli-güvensiz olduğunu iletiyor. Avrupalı turist yurt dışına çıkacağı zaman güvenli ülkeler içerisinde hangi bölgeye veya hangi şehirlere daha rahat gidilebilir ve güvenlik problemi olmayan olağan güvenli-güvensiz diye ayırt ediyor.”

VAN’IN BİR GÜVENLİK SORUNU YOK!

“Avrupalı turistler bakımında son dönemlerde istediğimiz noktaya gelemedik, gelemiyoruz. Bunun birtakım nedenleri de var. 80’li yıllarda bu kentte gelen Avrupalı turist sayısı yerli turist sayısından çok daha fazlaydı. Neredeyse şehrin nüfusu kadar turist ağırlıyorduk. Bu noktadan sonra ilimizin güvenilir olduğunu anlatmak lazım. Bu konuda çok güçlü lobiler oluşturmamız lazım. İlimizin bir güvenlik sorunu yok, insanlar gece yarılarına kadar dışardalar. Bunu dışardaki insanlar bilmiyorlar maalesef akşam karanlığı çökünce sanki kentte yaşam bitiyor, herkes evine çekiliyor, algısı var. Güvenlik konusunda çok büyük acziyet var, sıkıntı var, diye biliniyor. Bu algıyı kırmamız lazım. İlimizin güvenli şehirlerarasına alınması noktasında herkesin elini taşın altına koyması gerektiğine inanıyorum” diye belirtti.

AKTUĞ: “İRAN BİZSİZ OLMUYOR”

Kapıköy Sınır Kapısı’nın açılmasının ardından yabancı turist potansiyeline değinen Aktuğ, İran’a sık sık ziyaretler gerçekleştirdiklerini ve temaslar da bulunduklarını kaydetti: Aktuğ, sınır kapısının önemine değinerek şu ifadeleri kullandı: “İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü olarak bir ekip oluşturduk. İran’a sık sık ziyaretler gerçekleştirerek önemli temaslarda bulunuyoruz. İran’daki fuarlara katılım sağlayarak insanları ilimize davet ediyoruz. İlimizin vali yardımcısı başta olmak üzere fuar organizatörüyle birlikte gerçekleştirdiğimiz ziyaretlerde önemli temaslarda bulunarak insanları ilimize davet ettik. İran bizsiz olmuyor, aramızda kısa bir mesafe var. Sınır komşusuyuz, İran’da bunu çok iyi kullanıyor, bizleri tercih ediyorlar. Bizim de bunu iyi kullanmamız lazım. Misafir etme noktasında bizden memnun kalmalarını sağlamamız lazım. Tebriz, Tahran, Urmiye ve Hoydan gelenler oluyor. Ama Meşhed, İsfahan ve Şiraz’dan biraz daha uzak kentlerden son dönemlerde gelmeye başladılar. Bunların gelmelerine vesile olan sektörden otelci arkadaşlarımız var. Onlar Şiraz’a kadar Meşhed’e kadar gidip sektörü ilimize getirdiler. Bizleri de davet ettiler, bizlerde gidip görme tanışma fırsatı yakaladık. İlimizin güzelliklerini anlatma fırsatı yakalayarak kendilerini davet ettik. İhtiyaçları noktasında kendileriyle irtibat halindeyiz. Bizleri fuarlarına davet ettiler. Şiraz’da yapılacak olan turizm fuarına davet aldık. Eğer fırsatımız bulabilirsek ekip oluşturarak fuara katılım sağlamayı planlıyoruz” dedi.

TÜM ALANLARDA İYİLEŞTİRME YAPMALIYIZ

Aktuğ, kentteki vatandaşın yabancı turistleri benimsediğini belirterek devamında şu ifadeleri kullandı: “İlimizde Farsça öğrenen çok sayıda vatandaşımız var. Kurslara kayıt yaptırtarak farsça öğrenen vatandaşlarımız var. Kapılara Farsça yazı yazan esnaf ev tüccarlarımız var. Örf adet ve gelenek noktasında bir uyum sağladık diyebiliriz, aramızda bir uyum ve ortak bir nokta var. İlimize rahat bir şekilde alışveriş yapabiliyorlar. Tabi sadece İran pazarıyla bağlı kalmanın da olmayacağını da biliyoruz. Son dönemlerde Irak’a gidiş-gelişler olmaya başladı. Sektör sürekli Irak’a gidip geliyor, bunun etkileri yakın zaman gördük. Özellikle bu yıl Iraklı turistler de gelmeye başladı. Ermenistan ve Gürcistan gelenler oldu. Turizmde en önemli faktör şehirlerin güvenli olmasıdır. Buraya gelen turistler şehirde o güveni hissettikleri andan itibaren ilimizi güzel şekilde anlatmaya başlıyorlar. Bu da turizmin ileriye taşımasına vesile oluyor. Turistlerin rahat edebilmesi ve bu kenti rahat bir şekilde tekrar tercih etmeleri noktasında da sektörün her konuda iyileştirme yapması gerekiyor. Yerli ve yabancı turistin uğradığı her alan için iyileştirme yapılması elzemdir.” diye ifade etti.

“HERKES BU KENTİ SAHİPLENMELİDİR”

Turist sayısının geçen yıllara nazaran iyi olduğunu belirten Aktuğ, iyi bir sezon geçirdiklerini ifade ederek şu ifadeleri kullandı: “Son yıllara oranla bu yıl en fazla turist ağırladığımız yıl diyebiliriz. Kayıt dışı rakamların dışında iyi bir sezon geçirdik. Bu yıl turizm sektörü gelen turistlerden dolayı çok memnun kaldı. Çünkü otellerimiz aylardır ful kapasiteyle çalıştılar. Bu yıl sektör memnun bir şekilde sezonu kapattı. Turizm noktasında bunu kalıcı hale getirmek adına önemli adımlar atılması gerekiyor. Özellikle sektörün sahip çıkması gerekiyor, sektör sahiplenmelidir. Sadece resmî kurumlarla bu işin olmayacağını bilinmesi gerekiyor. Kentin tanıtımı açısından bu kentte yaşayan herkese turizm olumlu şekilde yansımaktadır. Aslında işin özü budur, bunun bilincine varmak lazım. Bu konuda bilinçlendirme yapılması gerekiyor.

HERKES BU KENTİ SAHİPLENMELİ

“Yerel yönetimlerin, STK’ların, sektörün bu kentte, bu kentin turizmine katkı sağlamak açısından elini taşın altına koyması lazım. Tarih, kültür ve doğa ne ararsanız bu kentte var, bunu iyi kullanmak lazım. Tanıtım bu noktada çok önemli, tanıtım noktasında sadece il kültür turizm müdürlüğüyle olmamalıdır. Herkes bu kenti sahiplenmelidir. Bu kentin güvenilir olduğunu, kentin tarih, kültür ve doğal güzellikler anlamında öne çıkan değerlerin tanıtılması noktasında bize destek olarak katkı sunmaları lazım”

“3-5 KURUŞ FAZLA KAZANACAĞIM DÜŞÜNCESİYLE TURİZM SEKTÖRÜNE BÜYÜK BİR BALTA VURULUYOR”

Kentteki otel sayısı ve hizmet noktasına değinen Aktuğ, sektörün turizm bilinciyle iş yapması gerektiğini ifade etti. Aktuğ, çok sayıda otel açılmasının yanı sıra işi bilen, sektörden olan insanların sektöre girmesi gerektiğini vurgulayarak sözlerini şöyle sürdürdü: “Her işte olduğu gibi turizm sektöründe de birinci derece de müşteri memnuniyetidir. İlimizde her ne kadar lüks bir otel açılırsa açılsın, gelen turist sizden memnun şekilde ayrılmıyorsa, hizmet kalitesi açısından beklentilerini karşılamıyorsanız ikinci kez sizi tercih etmiyor. Gün geliyor çok güzel oteller açılıyor, hizmet kalitesinden yana sıkıntılar doğuyor. Bu noktada şikayetçi oluyorlar, bize kadar şikayetleri geliyor.”

DAHA FAZLA KAZANÇ İÇİN YAPILANLAR TURİZME VERİLEN EN BÜYÜK ZARAR!

Bu noktada şikayetlerle ilgili her sezon 20-25 şikâyet dilekçesi alıyoruz. Gittikleri otellerle ilgili şikayetleri bizlere iletiyorlar. Bununla ilgili yerel yönetimlere iletiyoruz. Dolasıyla işin hakkını vermek gerekiyor, sırf para kazanmak mantığıyla hareket edildiği sürece turizmi ileriye taşımak mümkün değildir. Hem kendisi kaybeder hem de kentte kaybettirir. Sezon süresince normal de 150 TL’ye satması gereken odayı yoğunluktan ötürü 200-220 TL’ye satan otellerimiz var. Bunu fark eden yerli ve yabancı turist şikayetçi oluyor. Turizm hassasiyeti ve bilincini oturtmak gerekiyor. Sektörde 3-5 kuruş fazla kazanacağım düşüncesiyle turizm sektörüne büyük bir balta vuruyor” dedi.

“KAYBEDECEKSE HEP BERABER KAYBEDECEĞİZ”

Aktuğ, son olarak turizm de yatırım yapılması gerektiğine ve önemli önerilerde bulunarak sözleri şöyle sonlandırdı: “Turizm de alt yapı çalışmaları açısından tarihi, doğa ve ören yerlerinin alt yapı eksiklikleri halen devam etmektedir. Yerel yönetimlerin sahiplenmesi gereken işler var. Kentin güvenli oluşunu hissettirilip memlekete yatırım yapılması noktasında girişimcilerle irtibat sağlanması gerekiyor. Bu kenttin kurtuluşu turizmdir. İlimiz de maalesef hayvancılık ve tarım biraz arka planda kaldı. Kent olarak sanayi konusunda çok iyi değiliz. Ama bir bacasız fabrikamız var ki, bacasız sanayi niteliğinde olan turizmi iyi kullanmamız lazım. Kenttin dinamikleri bir araya gelerek gelecek ve alt yapı sorunu noktasında güzel, iyi şeylerin yapılması lazım. Bu noktada hepimiz aynı gemideyiz, eğer kent iyiye gidecekse hep beraber gideceğiz. Kent kötüye doğru gidecekse, kaybedecekse hep beraber kaybedeceğiz” şeklinde konuştu.

Editör: TE Bilisim