Öcalan’ın mektubu, çocuğu dağda olan annelere umut ışığı oldu. O mektuptan sonra bir taraftan barışın geleceğinin sevinci yaşanırken bir taraftan da oğlu ve kızı dağda olan annelerin umutlu bekleyişi başladı.

 

Diyarbakır'da düzenlenen Nevruz kutlamalarında okunan Abdullah Öcalan'ın mektubu, çocuğu dağda olan anneleri ümitlendirdi. Barış sürecinden kısa bir süre önce dağdaki iki kızının geri geleceğinden ümidinin tükendiği için çeyizlerini satmaya düşündüğünü gözyaşları içerisinde aktaranMinüfer Kaçar, “Barış olur da kızlarım evine döner diye vazgeçtim.” diyor. 8 ay önce liseye giden 16 yaşındaki oğlunun dağa çıktığını aktaran Ayten Salgür ise barış sürecini desteklediklerini ve akan kanın durması için ellerinden gelen tüm desteği göstereceklerini belirtti. 55 yaşındaki Vesile Kiye’nin ise 2 oğlu dağda ölmüş, bir oğlu, birde kızı halen dağda bulunuyor. Kiye, "Hainlik yoksa doğruluk varsa çocuklarımıza gelin çağrısı yapıyoruz." dedi.

 

“YETER Kİ BU KAN DURSUN”


 

Abdullah Öcalan'ın mektubu 21 Mart Nevruz günü Diyarbakır'da okundu. Öcalan, iki dilde okunan mesajında "Artık silahlar sussun, silahlı güçlerimiz sınır dışına çekilsin. Bu bir son değil yeni bir sürecin başlangıcıdır." dedi. Bu mektuptan sonra gözler dağlardaki PKK’lılara yöneldi. Genelkurmay Başkanlığı'nın verilerine göre, PKK’nın yurtiçinde bin 400'e yakın PKK’lı bulunduruyor. Bu PKK’lıların yüzde 40-45'inin suça karışmadığı tahmin ediliyor. Bu verilere göre, sınırdan yaklaşık 800 PKK’lı çekilirken, 600 PKK’lı suça karışmadığı için yurtiçinde kalıp ailelerine kavuşabilecek. Bunları duyan çocuğu dağda olan anneler sevinç gözyaşlarına boğuldu. Van'ın Sürmeli Mahallesi'nde oturan ve yaklaşık 8 ay önce oğlu dağa çıkan Ayten Salgür (35), barış sürecini desteklediklerini ve akan kanın durması için ellerinden gelen tüm desteği göstereceklerini belirtti. Salgür, "Yeter ki bu kan dursun. Yeter ki bu ülkeye barış gelsin, huzur gelsin, özgürlük gelsin. Biz burada herkese sesleniyoruz. Bu sürece destek versinler. Samimi olsunlar. Kürt anneleri olarak yıllardır sokaklarda, evlerde, her yerde barışın gelmesi için haykırdık." Diye konuştu.

 

“BAŞIMI YASTIĞA RAHAT BIRAKAMIYORUM”


 

Oğlu lisedeyken dağa çıktığını dile getiren Salgür, "Oğlum henüz 16 yaşındaydı. Artık yeter. Artık analar ağlamasın. Ne Türk ne Arap, bu ülkede yaşayan hiçbir anne ağlamasın. Biz bunu istiyoruz. Çünkü biz anneyiz." ifadelerini kullandı. Oğlu gittiğinden beri her gece ağladığını belirten Salgür, "Hiçbir gece rahatça başımı yastığa bırakıp yatmamışım. Her gece saatlerce ağlıyorum. İnşallah, Allah'ın izniyle bu süreç iyi gidecek, bu süreç barış sürecidir. Herkes hareketlerine, diline hakim olsun." dedi.7 çocuğundan 2'sinin yıllar önce dağa çıktığını belirten anne Minüfer Kaçar ise, "Benim 7 çocuğum var. 5 erkek, 2 kız. 2 kızımdan biri 10 yıl önce, diğeri ise 4 yıl önce dağa çıktı. Verilen mesajı, Kürt halkı beynine yerleştirdi. Herkesin bu barışa inancı var. Bu mesaj kanın durması için verilen mesajdır, barış mesajıdır, Türkiye'nin rahata kavuşmasının mesajıdır." şeklinde konuştu.

 

“KIZLARIMIN ÇEYİZİNİ SATMAKTAN SON ANDA VAZGEÇTİM”

Barış sürecinden kısa bir süre önce kızlarının geri geleceklerinden ümidinin tükendiği için çeyizlerini satmaya düşündüğünü gözyaşları içerisinde aktaran Kaçar, “Komşularım beni vazgeçirdi. Bana bekle ‘Barış görüşmeleri var. Belki bu sefer barış olur. Evlerine gelirler.’ Dedi. Bende o yüzden satmaktan vazgeçtim. İnşallah barış olur ve güzel kızlarıma kavuşurum.” diye konuştu. 55 yaşındaki Vesile Kiye’nin ise 2 oğlu dağda ölmüş, bir oğlu, birde kızı halen dağda bulunuyor. “Hainlik yoksa doğruluk varsa çocuklarımızı gelin çağrısı yapıyoruz.” diyen anne Kiye, Özgürlük ve doğruluk amacı varsa biz de çocuklarımıza çağrı yapıyoruz gelsinler yanımızda otursunlar. Dönüşler olursa sayın Erdoğan’a ve sayın Öcalan’a teşekkür ederiz. Barış eli uzatılacaksa çocuklarımızı bağrımıza basarız. Aynı eskisi gibi yanımızda olurlar. Herkes gibi biz de çok mutlu oluruz. Asker ve gerilla anneleri çok acılar çektiler. 30 yıldır biz bu acıları çekiyoruz. Asker, polis, gerilla can verdi, ağır bedeller ödedik ama bugün barış çağrısı yapılmış, çok mutluyuz. Adeta şoktayız, sanki acı çekmemiş gibi mutluyuz. Yeter ki barış olsun çok çekmişiz ama unuturuz." ifadelerini kullandı.

 

 

Ömer Aytaç AYKAÇ-Şehrivan

Editör: TE Bilisim