Kanserle mücadelede aspirinin sağladığı yararlara ilişkin kanıtlara bir yenisi eklendi. 47 araştırmanın sonuçlarını analiz eden bir çalışmaya göre, düşük dozda ASA alınması, hastalık riskini azaltmakla kalmıyor, kansere bağlı ölüm riskini de 20 oranında düşürüyor. Ancak ASA'ya bağlı iç kanama riskini göz ardı etmemek gerekiyor.
Aspirinin kanser ile ilişkisi uzun zamandır tıbbın gündeminde. Bilimsel araştırmalar düzenli aspirin kullanımının başta bağırsak olmak üzere pek çok kanser türünü önlemede ve tedavide etkili olduğunu gösteriyor.

   

Örneğin; Mart 2016’da JAMA Onkoloji dergisinde yayınlanan ve 136 bin kişi üzerinde yapılan araştırma sonuçları, haftada iki defa düzenli aspirin içenlerin kansere yakalanma riskinin 3 azaldığını ortaya koydu. 
Eylül 2015’de Hollanda’da yapılan geniş çaplı bir araştırmanın sonuçlarına göre de aspirinin, tedavisi süren mide–bağırsak kanseri hastalarının ömrünü yaklaşık iki kat artırdığı açıklandı. 
Yine Londra'daki Francis Crick Enstitüsü'nden bilim insanlarının 2015 tarihli araştırması, aspirinin kanser hücrelerinin bağışıklık sisteminden saklanmasını önleyebileceğine işaret ediyordu.

   

"Aspirin kanserden ölüm riskini düşüyor"

Geçtiğimiz günlerde PLoS One isimli bilimsel dergide yayımlanan bir makale ise kanser tedavisinde asetil salisilik asitin (ASA) yararını bir kez daha gösterdi. Makaleye konu olan çalışmaya göre, düşük dozda ASA alınması hem kansere yakalanma riskini düşürüyor hem de kansere bağlı ölüm riskini ortalama 20 oranında azaltıyor.

   

"Kanser hücrelerinin yayılmasını engelliyor"

Doktorların, çalışma sonuçlarına ilişkin değerlendirmeleri şöyle: “Araştırmacılar 5 yıl boyunca aspirinin meme, prostat ve kalınbağırsak kanseri hastalarındaki etkisini konu alan iyi ve kaliteli yapılmış 47 araştırmayı incelemiştir. Kanser tedavilerinin tamamlanması sonrası aspirin kullanımının etkileri incelenirken plasebo etkisi de değerlendirilmiştir. Sonuçta aspirinin kanser sonrası ölümleri azalttığı ve kanserin yayılmasını engellediği yönünde bulgulara ulaşılmıştır.”

   

"Daha detaylı çalışmalara ihtiyaç var"

“Ancak bunun bilindik kanser türleri üzerinde daha etkili olup olmadığını anlamak için detaylı çalışmalar gerekli” diyen Prof. Sezgin’e göre, eski bir ilaç olmasına rağmen aspirin, son yüzyılın en önemli ilaçları arasındaki yerini korumaya ediyor.

 


Konuyla ilgili son yıllarda açıklanan diğer çalışmalara da değinen Sezgin, “Düşük dozda ASA kullanımının kanser görülme oranlarını azalttığı bilinirken, kanserden ölümleri azaltmadaki katkısı net değildi. Geçen hafta yayınlanan bu büyük çalışma, belirsizliği aspirin lehine bozarak kanserde tıbbi tedavilerin yanı sıra düşük dozda ASA kullanılmasıyla hem kansere bağlı ölüm hem de kanserin yayılma oranlarını 15 – 20 azalttığını gösterdi. Bu nedenle araştırmacılar, uygun hastalarda tedaviye ek olarak ASA önermektedir. Elde edilen bu oran neredeyse tıbbi tedavi ile elde edilen kazanımlara eşittir” dedi.

 

İç kanama riskine dikkat! 

Aspirin kullanımının yarattığı iç kanama riskine işaret eden doktorlar, araştırmada bu durumun da ayrıca değerlendirildiğini söyledi, “Sonuçta çalışmalarda düşük doz ASA kullanılmasıyla hayati tehlike arz eden ciddi bir kanama olmadığı görülmüştür. Aspirin almayı düşünen kanser hastasının öncelikle onkoloji doktoruyla, potansiyel riskleri ve yararları ile ilgili konuşarak karar vermesi gerekir” dedi.

Editör: TE Bilisim