Van Gölü havzasında yaşayan tek tür olan inci kefali balığı neslinin devamı için üreme dönemi olan 15 Nisan-15 Temmuz tarihlerinde uygulanan av yasağı bugün sona erdi.

 

Türkiye'nin en büyük yüzölçümüne sahip Van Gölü’nde neslini devam ettiren inci kefali, 3 ay süreyle tatlı su ağızlarına göç ederek yumurtalarını bıraktı ve 15 Nisan-15 Temmuz günleri arasında başlatılan av yasağı sona erdi. Gerçekleştirdiği kutsal yolculukta eşsiz bir görüntü sergileyen inci kefalinin, özellikle kaçak avlanma yapan balıkçıların hedefi haline gelmemesi için Van Valiliği öncülüğünde Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü, İl Emniyet Müdürlüğü, İl Jandarma Komutanlığı, Yüzüncü Yıl Üniversitesi ve Doğa Gözcüleri Derneği tarafından göl kenarındaki yerleşim birimlerinde ve tatlı su ağızlarında önemli tedbirler alındı. Her yıl alınan tedbirlere rağmen kaçak avlanmanın önüne geçilemezken, bu yıl tedbirler arttırıldı ancak yine de yeterli düzeyde balıklar korunamadı. Ve tonlarca İnci Kefali kaçak avlanma sonucu telef oldu. Av yasağının sona ermesi ile ilgili açıklama yapan YYÜ Su Ürünleri Fakültesi öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Sarı, Van Gölü’nün tek sakini, inci kefalini korumak amacıyla 15 Nisan 2015 tarihinde başlatılan av yasakları 15 Temmuz 2015 tarihi itibarıyla sona erdiğini hatırlatarak, “Her yıl olduğu gibi bu yıl da derneğimiz, inci kefalinin sürdürülebilir balıkçılık yönetimine kavuşması için yapılan uygulamalara katıldı, yeni stratejiler geliştirdi ve yapılanları izleyerek yol göstermeye çalıştı. Derneğimizin Van Gölü inci kefalinin 2015 yılı üreme dönemine ilişkin değerlendirmelerimiz var.” Dedi.

 

SARI: EK BÜTÇE GÖNDERİLDİ

Van Gölü inci kefalinin üreme dönemi olan 15 Nisan-15 Temmuz tarihleri arasında Van ve Bitlis Valilikleri koordinasyonunda başta jandarma olmak üzere çok sayıda kurum ve kuruluşun görev aldığını kaydeden Sarı, “Görev alan tüm kurum-kuruluş ve görevlilere inci kefalinin korunmasına sağladıkları katkı için Doğa Gözcüleri Derneği olarak öncelikle teşekkür ediyoruz. Ancak yapılan koruma çalışmalarının gelecek yıllarda etkinliğini artırmak için görülen eksikliklere ilişkin değerlendirmelerimiz takip eden maddeler altında ele alınmıştır. İki yıldır Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürlüğü tarafından Van İl Müdürlüğü’ne inci kefalinin korunması amacıyla ek bütçe gönderilmesi memnuniyet vericidir. Bu kaynağın artırılması gerekmektedir.” Şeklinde konuştu.

 

“FESTİVALİN BU YIL ALTINCISI GERÇEKLEŞTİRİLDİ”

Van Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü bünyesinde Balıkçılık ve Su Ürünleri Şube Müdürlüğü kurulmasının isabetli bir çalışma olduğuna vurgu yapan Sarı, “Koruma çalışmalarının koordineli yürütülebilmesi için aynı şube müdürlüğünün Bitlis Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü bünyesinde de kurulması gerekmektedir. Diğer taraftan bu şube müdürlüklerinin etkinliği artırılmalı, mevcut personel mutlaka koruma-kontrol ve denetim hizmetlerine katılmalı, koruma-kontrol ve denetim hizmetlerini ilçe müdürlüklerine havale etmemelidir. İnci kefalinin tanıtılması amacıyla 2010 yılında ilki gerçekleştirilen “Uluslararası İnci Kefali Göçü Kültür ve Sanat Festivali’nin bu yıl altıncısı gerçekleştirilmiştir. Festival süresince göç gözlem alanını yaklaşık 50.000 kişi ziyaret etmiştir. Festival alanı, Erciş Cumhuriyet Başsavcılığı Açık Cezaevi Müdürlüğü tarafından işletilmektedir. İnci kefali göçünün en güzel izlendiği nokta olan bu alanın, amacından uzaklaşmadan mevcut yapısı korunarak işletilmesi gerekmektedir. Festival alanının çevre düzenlemesinin güçlendirilmesi, işletmesinin profesyonelleştirilmesi ile bu tanıtımın daha da artması beklenmektedir.” İfadelerine yer verdi.

 

SARI: GÖÇ GÖZLEM NOKTASI PROFESYONELLİKTEN ÇOK UZAK

Muradiye’de 2013 yılında başlayan ve 2014 yılında tamamlanan göç gözlem noktasının işletilmesinin profesyonellikten uzak olduğuna dikkat çeken Sarı, “Bu çevre düzenlemesinden istenilen sonucu alabilmek için işletme sorunu mutlaka çözülmelidir. Bu noktanın tanıtımı için Erciş’te yapılan festivalden bir hafta önce Muradiye’de de bir festival-şenlik düzenlenerek, hem inci kefaline hem Muradiye göç gözlem noktasına dikkatler çekilmelidir. 2015 yılı üreme döneminde hem Muradiye’de hem Erciş Deliçay’da kısa süreli de olsa su debileri azaltılmış, buna bağlı olarak az sayıda da olsa balık ölümleri gerçekleşmiştir. Van Valiliğinde yapılan koordinasyon toplantısında bununla ilgili karar alınmış olmasına rağmen, ne DSİ Bölge Müdürlüğü ne de il ve ilçe tarım müdürlükleri su debilerini izlememişler ve gerekli tedbirleri almamışlardır. Oysa hem 1380 sayılı Su Ürünleri Kanunu, hem de Van Valiliğinde yapılan koordinasyon toplantısı kararlarında bu durum açık bir şekilde yer almaktadır. Sorun ancak ilçe kaymakamları ve Van Valisi aranarak kişisel olarak çözülmeye çalışılmıştır. Gelecek yıllarda benzer sorunlar yaşanmaması için hem DSİ 17. Bölge Müdürlüğü’nün hem de Van, Erciş, Muradiye il-ilçe tarım müdürlüklerinin gerekli önlemleri alması önem arz etmektedir.” Diye konuştu.

 

“KAÇAK AVLAMA 2015’DE DE SÜRDÜ”

Akarsulardan kum alma ve üreme habitatlarını tahrip etme olaylarının 2015 yılı üreme dönemi içinde de devam ettiğini kaydeden Sarı, “İnci kefalinin üreme dönemindeki kaçak avcılığın önlenmesi için 4 aşamalı koruma çabası sürdürülmektedir. Bu dört aşama aslında birbiri ile ilişkili dört halkalı bir zincir gibidir. Bu dört halka ayrı ayrı değerlendirildiğinde;

Akarsularda balık avlanmadan önce tedbir alarak avcılığın önlenmesi: Kaçak avcılığın önlenmesinde en önemli aşama bu aşamadır. Zira bu aşamada tedbirler yeterince etkin bir şekilde uygulanabilirse, balık henüz canlı iken korunmuş olmaktadır. 2015 yılı üreme döneminde Van İl Jandarma Komutanlığı’na bağlı birimler, başta Muradiye ve Erciş İlçe Jandarma Komutanlıkları olmak üzere yaptıkları uygulamalar ile balığın avlanmasına büyük ölçüde engel olmuşlardır. Akarsular ve mansaplarda yürütülen bu başarılı çalışmaların gelecek yıllarda geliştirilerek sürdürülmesi kaçak avcılığı minimum düzeylere indirmede en etkin yol olarak görülmektedir.” Dedi.

 

SARI: YASAK DÖNEMİNDE BALIK SATIN ALINMAMALI

Bir şekilde kaçak olarak avlanmış balıkların tüketim merkezlerine ulaşmasını önleyecek aşamanın büyük önem arz ettiğini belirten Sarı, “2015 yılında ne yazık ki yol kontrolleri neredeyse hiç yapılmamış, bunun için seçim çalışmaları bahane olarak ileri sürülmüştür. Bu yüzden bir şekilde kaçak olarak avlanmış inci kefalleri rahatlıkla tüm göl çevresinde kamyon ve kamyonetlerle taşınabilmiştir. Bazı noktalarda (Muradiye Ünseli gibi) yapılan kontroller ise, diğer noktalar açık bırakıldığı için etkili olamamıştır. Özellikle Tuşba İlçesi sınırları içinde yer alan Gedikbulak Köyü civarında geçmiş yıllarda uygulanan yol kontrolleri bu yıl neredeyse hiç yapılmamıştır. Yol kontrolleri yapılmayınca kaçak balık taşıyan araçlara da bu yıl neredeyse hiçbir cezai yaptırım uygulanmamıştır. Kaçak olarak avlanmış balıkların satışının önlenmesi: Bu üçüncü aşama, bir şekilde kaçak olarak avlanmış ve kent merkezlerine sokulmuş balığın satışının engellenmesini içermektedir. Bu aşamanın etkin uygulanması için koordinasyon toplantısı ile ekipler kurulmuş olmasına rağmen, kaçak balıklar kent merkezlerinde ciddi bir engelle karşılaşmadan satılabilmiştir. Göl çevresinde hemen hemen hiçbir belediye inci kefalinin korunmasında etkili bir mücadele yürütmemiştir. Kaçak balık satışına rastlanıldığında aranan emniyet birimleri her defasında müdahale etmiş, ancak ne kurulan ekipler ne de zabıta ve emniyet birimleri şikâyet olmadıkça kaçak balık satışına etkin müdahalede bulunmamıştır. Kaçak avcılığın azaltılmasında önemli bir aşama olan satışın önlenmesi, gelecek yıllardaki koordinasyon toplantılarında daha etkin olarak planlanmalı ve uygulanması şikâyete bağlı olmaktan çıkarılarak kurulan ekiplerin sürekliliği sağlanmalıdır.” Diye konuştu.

 

KAÇAK BALIK TÜKETİM ÖNLENMELİ!

Önceki üç aşamayı bir şekilde atlayarak tüketicinin önüne kadar gelen kaçak avlanmış balıkların tüketici tarafından satın alınmaması gerektiğinin altını çizen Sarı, “Bunu sağlamak üzere yürütülen tanıtım ve bilinç oluşturma çabaları, basın-yayın organlarının da desteği ile son 10 yıldır etkin olarak sürdürülmektedir. Bunun bir sonucu olarak kaçak balık satışında kent merkezlerinde azalma, kırsaldaki yerleşim yerlerinde artış söz konusudur. Bu yüzden kaçak avlanan balığın tüketimini önleyecek çalışmaların daha fazla kurumsal katılım ve sahiplenme ile medyanın da desteği ile sürdürülmesi gerekmektedir. Son beş yılda olduğu gibi bu yılda kaçak avcılık, köylülerden daha çok çeşitli kurumlar içinde de uzantıları olduğu düşünülen organize olmuş kaçakçılar tarafından yapılmıştır. Kaçak avcılığın caydırıcı olmayan cezaları ve araçlara uygulanan cezanın 15 günle sınırlı olmasından cesaret alan bu kaçakçılık şebekeleri, yeni yasal düzenlemeler ve ancak kurumlar içindeki bağlantıları kesilerek durdurulabilecektir. Özellikle kaçak balık taşımada kullanılan araçların bu yıl yol kontrolleri yapılmadığı için 15 gün trafikten men edilmesine ilişkin gerçekleştirilemeyen uygulamanın, gelecek yıllarda en az 3 aya çıkarılması yönünde yapılacak bir yasal düzenlemenin caydırıcı olacağı düşünülmektedir.” İfadelerini kullandı.

 

SARI’DAN DESTEK VEREN TÜM KURUMLARA TEŞEKKÜR

Doğa Gözcüleri Derneği olarak her yıl kaçak avcılığın önlenmesinde daha ileriye doğru gidildiğine işaret eden Sarı, “Bu değerlendirmeler kapsamında işaret edilen eksiklikler, yapılanları takdir etmeme olarak değerlendirilmemeli, aksine gelecek yıllarda daha etkin uygulamalar için bir yön gösterme olarak dikkate alınmalıdır. 20 yıldır sürdürülen uygulamaların en iyi takipçisi olan Derneğimiz, kaçak avcılıkla mücadelenin güçlüklerini ve sıkıntılarını en iyi bilen kurumlardan olarak asla yapılanları küçümsememekte ve yapılanlara inci kefali adına minnet duymaktadır. Bu kapsamda Doğa Gözcüleri Derneği olarak inci kefalinin üreme döneminde kaçak avcılığın önlenmesi, göçün tanıtılması ve sürdürülebilir balıkçılık için bilinç oluşturma çabalarına destek olan tüm kurum, kuruluş ve kişilere teşekkür eder; koruma çalışmalarında görev üstlenen tüm kurum ve kuruluş amirleri ile çalışanlarının çabalarına duyduğumuz saygı ve minneti kamuoyuyla paylaşırız.” Dedi.

 

ALTUNER: 73 BİN LİRA PARA CEZASI KESİLDİ!

Öte yandan Van Gölü’nde yaşayan İnci Kefali Balığı için üreme dönemi olan ilkbahar aylarında konulan av yasağının bitmesi ile jandarma ekipleri tarafından bu dönemde 60 ton kaçak avlanmış balık ele geçirildiği, 69 şüpheliye 73 bin lira para cezası kesildiği açıklandı.

Yasağın yarın sona ereceği ve 3 aylık dönemde yapılan çalışmalarla ilgili açıklama yapan Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü Fevzi Altuner, Van Gölü’nde yılda 10 bin ton İnci Kefali istihsali yapıldığını ve yaklaşık 14 bin ailenin geçimini bundan tedarik ettiğini belirtti. İnci Kefali’nden yılda 10 milyon dolarlık bir ciro elde edildiğini anlatan Altuner, “Dolayısıyla İnci Kefali, ilin geçim kaynağında önemli bir rol üstleniyor. Bu rolünü devam ettirebilmemiz halinde bu iş ile uğraşan insanlarımızın geçimine katkı sunmuş olacağız. Böylelikle, Türkiye’nin ve dünyanın hiçbir yerinde bulunmayan bu önemli varlığımızı gelecek nesillere aktarabileceğiz. Tabi İnci Kefali aynı zamanda bilindiği üzere diğer balıkların sahip olduğu besin maddelerine sahip olduğu için son derece beslenme kalitesi yüksek bir gıda. Aynı zamanda fiyatı da diğer balıklara ve protein kaynaklı gıdalara oranla düşük olduğu için halkın büyük bir kısmının beslenmesini tedarik etmesi önemli. Bütün bunları bir araya getirdiğimizde İnci Kefalinin neslini koruma, onu yaşatmak bundan sonraki nesillere aktarmak son derece önemlidir. Bunu da sağlamak maksadıyla son yıllarda Bitlis ilinin de dahil edildiği 15 Nisan ile 15 Temmuz tarihleri arasında bir yasak avcılık dönemi başlatılıyor.” Dedi.

 

‘YASAK DÖNEMİNDE SATILAN BALIKLARI SATIN ALMAMALIYIZ’

Yumurtalarını bırakmak için tatlı sulara akın eden İnci Kefali balığının üreme döneminde 15 kilometrenin üzerinde yol aldığını belirten Fevzi Altuner, “Tatlı suların göle döküldüğü yerlere çok büyük sürüler halinde yığınak yaptığı için İnci Kefali, avlanmaya karşı savunmasız. Bunu koruyabilmek için bu yasak döneminde tatlı sulara sürüler halinde göç ettiği avlanmaya karşı savunmasız olduğu dönemde avlanmasını engellememiz lazım. Bunun dışında belli bir oranda yasak avlanma gerçekleşmiş ise bunun taşınmasını engellememiz lazım. Bir miktar taşınma gerçekleşmişse pazarlanmasını engellememiz gerekiyor. Çarşıda, pazarda ve sokaklarda satılmasını engellememiz lazım. Bunu nasıl engelleyeceğiz. Öncelikle en önemli kısmı halkımızın bu hususta bilgi sahibi olması ve İnci Kefali’ni korumak, onun Van’ın değeri olduğunu kabul ederek sahip çıkması gerekir ve tüketmeye karşı çıkması şart. Satın almaması gerekir” ifadelerini kullandı.

 

KAÇAK AVCILIĞI İDARİ VE PARA CEZALARI UYGULANDU!

Bu işte yetkili olan kurumların el birliği ile bununla mücadele etmeye çalıştığını da sözlerine ekleyen Fevzi Altuner, şöyle konuştu: “15 Nisanda başladığımız İnci Kefali av yasağı yarın sona eriyor. Bu yıl 14 Temmuz itibari ile 2015 yılında yürütülen Yasak Avcılıkla Mücadele Kapsamında bakanlığımızın sağladığı ödenek ile 18 araç kiraladık. Bu araçları bu dönem içerisinde kullandık bu alanda ihtiyaç duyan kurumlarımıza da tahsis ettik. Bunlar, dönem içerisinde etkin bir şekilde kullanıldı. Ekipler gece gündüz demeden bu araçları da kullanarak çalıştılar. Bu çalışmalar neticesinde 630 denetim yapıldı. 630 denetimden 431 olaya müdahale edildi. Bu müdahale edilen olaylarda da 69 kişinin cezaya muhatap kılınması kararlaştırıldı. 69 kişiye yasak avcılık döneminde avlanmaları sebebi ile yaklaşık olarak 73 bin TL idari para cezası verildi. Bu dönemde yasak olarak avlanan ve ele geçirilen balık miktarı yaklaşık 60 ton civarındadır. Geçen yıl aynı dönemdeki mücadele çalışmaları kapsamında 630 denetime karşılık 144 olaya müdahale edilmişti 91 kişiye para cezası uygulanmıştı. Burada uygulanan para cezası 87 bin TL’ydi. Ele geçilen balık miktarı ise 229 ton civarındaydı. Ele geçirilen balık miktarı 2014 yılında 229 ton, 2015 yılında ise 60 ton. Uygulanan para cezası 2015 yılında 87 bin TL, 2015 yılında 73 bin TL. Hem uygulanan para cezasında hem de yakalanan balık miktarında bir düşüş olduğu görülüyor. Bu da şu anlama geliyor 2015 yılında uygulanan tedbirlerle çok daha ciddi anlamda müdahale edilmesine rağmen vaka sayısında düşme var. Balığın avlanmasının büyük ölçüde önüne geçildiği görülüyor. Bu manada toplumda buna karşı bir bilinç oluştuğu ve sahiplenildiğini görüyoruz. Yasak avcılığında giderek azaldığına şahit oluyoruz.”

Editör: TE Bilisim