Habertürk Gazetesi yazarı Sevilay Yılman, Van’da yaptığı ziyaretlerden sonra Van’da yaşanan değişimi köşesine taşımıştı.

 

Van’a dair oldukça güzel konular işlemişti.

 

Kayyumlar ile Van’da bir demokrasi dönemi başladığından söz etmişti.

 

Kendisinin bile daha önce temkinli baktığı kayyum dönemiyle Van’da ve bölgede yaşanan değişime dem vurmuştu.

 

Anlayacağınız oldukça olumlu ve Van’a katkı sunan bir yazıydı.

 

Onun dışında Van’a gelen farklı isimler de bu yönde yazılar yazdı.

 

Bunlar Van adına çok ‘güzel’ hareketler.

 

Zira biz gazetecilerin en çok da bu anlamda memlekete katkı sunmada büyük bir misyonumuz var.

Çoğu zaman da sitemimiz bundan yana işte.

 

Bakın ulusal bir gazetenin bir köşe yazarının yazdığı o yazıyı on binler, yüzbinlerce insan okuyor.

 

Van’ı görmeyen, bilmeyen birçok insanın kafasında yeni Van algıları oluşuyor.

 

Belki olumsuzluklar siliniyor.

Belki Van’ı görme isteği uyanıyor.

Öyle ya da böyle bir şeyler değişiyor.

 

Yani biz bir şeyler değiştirebiliyoruz.

Bunun farkında olmak gerek.

 

Bu yüzden gazeteciler ile bu noktada ortak bir çalışma kültürü ortaya koymak gerek.

 

Kimi zaman bunu kendine bir politika olarak görüp hiçbir şekilde gazeteciler ile bir araya gelmeyen yöneticiler yüzünden ciddi kayıplar yaşıyoruz.

 

Görev yaptığı süre boyunca gazeteciler ile oturup iki kelam etmeyen, Van adına konuşma yapmayan yöneticiler tanıyoruz.

 

Böyle olunca da zaman kaybediyoruz.

 

Ama son zamanlarda bu anlamda en şanslı dönemden geçiyoruz.

 

Gerek Valimiz Murat Zorluoğlu,

Gerekse de kentte ilçe belediyelerini yöneten başkan vekilleri bu noktada gerçek bir devrim yaptılar.

 

Belediyeciliğin ötesinde bir sosyal belediyecilik. Bunun akabinde de gerçekten diyaloğa açık bir ortamda Van adına yürütülen çalışmalar var.

 

Birilerinin yaptığı gibi gazetecileri her toplantıda hedef alan, eleştiren, saydıran isimler ile ne kadar yol kat edebiliriz ki?

İmkansız.

 

O yüzden de bu tür yazıların daha çok, daha sık çıkması için bir politika belirlemek gerek.

Van adına yapılan her haberin, büyük-küçük farketmez bu kente katkısı büyük.

 

Bakın bir kitap fuarı haberi ulusal basında ana bültenlerde yer buluyor.

 

Kentin estetiğine katkı sunan en ufak dokunuşlar ses getiriyor.

 

İpekyolu Belediyesi’nin açtığı Kültür Sokak, kurduğu Engelsiz Yaşam Merkezi dillerden dillere dolaşıyor.

 

İşte bunlar hep medyanın gücü.

Bu gücü kullanmak varken…

 

Gazetecileri hedefe koymak.

 

Gazetecilerden uzak kalmak.

 

Gazetecilerle ikili ilişki kurmamak günümüz yöneticilerinin yapacağı en büyük hata olur.

 

Bu noktada şanslı bir dönemden geçiyoruz.

 

Buna Vanlı yöneticiler, diğer kurumlar, belediyeler de ayak uydurmalı.

Devir değişim, dönüşüm devri.

 

Bu noktada Van’a katkı sunacak her türlü işin altına el koymak lazım.

 

Bu konuda Valilik Sevilay Yılman gibi onlarca ismi peyder pey Van’a getirip güzelliklerin yazılmasına destek olmalı.

 

Yapılan her etkinlikte bu güzelliği görecek isimlerin burada bulunması gerekiyor.

 

Zira Van’ı artık sadece bizim görmemiz yetmiyor.

Van Güzel diye bir sloganımız var.

Bunu sadece biz söylemeyeceğiz.

Bunu biz dışardan gelenlere söyleten taraf olacağız.

Yükselen bir değer olmak için önümüz açık.

 

Yeter ki bu noktada hizmet atağı başlatan isimlerle yol yürüyebilelim.

Bu yüzden de…

 

Orta yolu bulup Van için birlikte çalışmak için bir kez daha çağrıda bulunuyorum.

 

Artık gazetecilerle kavga etmekten, katıldığınız her toplantıda amiyane bir tabirle ‘gazetecilere’ sallamaktan vazgeçin.

 

Bırakın da kentimize hizmet edelim.

Kentimize katkı sunalım.

 

Biz hizmet edenle birlikte yol yürümeye hazırız.

Bizi yolumuzdan etmeyin.