Selçuklu Mezarlığında 7 yılda 600 mezar taşı düzeltildi. YYÜ Sanat Tarihi Bölümü Başkanı Prof. Dr. Recai Karahan: “Dünyanın hiçbir yerinde 4 metre yüksekliğinde ve tek parça taştan yapılmış böyle devasa taşlara rastlanılmıyor. Selçuklular döneminde Karatay ve Sırçalı medreselerinde, Kubadabad Sarayı’nda, Divriği Ulu Camii’nde, Kayseri’deki yapılarda gördüğünüz tüm süslemeleri burada görebiliyoruz. Ahlat ve Ahlat mezar taşları, Türk aydınlarının yetişerek dünyaya yayılmasına vesile olduğunu bize gösteriyor”

                                                                  

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Sanat Tarihi Bölümü Başkanı Prof. Dr. Recai Karahan, Ahlat ve Ahlat mezar taşlarının Türk aydınlarının yetişerek dünyaya yayılmasına vesile olduğunu kendilerine gösterdiğini belirterek, “Dünyanın hiçbir yerinde 4 metre yüksekliğinde ve tek parça taştan yapılmış, bir ve 1,5 metresi de yerin altına kadar giden böyle devasa taşlara rastlanılmıyor” dedi.

 

Bitlis’in Ahlat ilçesindeki tarihi Selçuklu Meydan Mezarlığı’nda kazı ve restorasyon çalışmaları devam ederken, 7 yılda 600 mezar taşının düzeltildiği belirtildi. Anadolu’nun Orhun Abideleri olarak da adlandırılan Selçuklu Mezarlığı’ndaki çalışmalar, Cumhurbaşkanlığı himayesinde, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Doğu Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığının destekleriyle Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Sanat Tarihi Bölümü Başkanı Prof. Dr. Recai Karahan başkanlığında yürütülüyor.

 

Yapılan çalışmalar hakkında gazetecilere açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Karahan, Türk İslam tarihi açısından yeryüzünde bu çeşit bir mezarlığın tek olmasının önemli olduğunu vurgulayarak, “Selçuklu Meydan Mezarlığı, 210 dönümden oluşuyor. Buranın her yıl çevre temizliğini yapıyoruz. Yıkılmış olan taşları ayağa kaldırmaya çalışıyoruz. Eğik taşları düzelterek üzerlerindeki likeni temizliyoruz. Uzmanlarımız tarafından okumaları ve çizimleri yapılarak arşivleniyor. Bu sezonla birlikte 7 yıl boyunca aşağı yukarı 600 civarında mezar taşının şakulünü alıp düzeltmesini yaptık. 550 tane mezar taşının okumasını gerçekleştirdik. Yaklaşık 500 taşın ise likenini temizledik. Bu çalışmalar Cumhurbaşkanımızın himayesinde Kültür ve Turizm Bakanlığımızın katkı ve destekleriyle sürdürülmektedir. Şu an bulunduğumuz alanda ise DAP İdaresi destek vermektedir. Burada DAP adına 40 tane taşın liken temizliğini yapmaktayız. Hemen hemen tamamlamak üzereyiz. Az bir kısmı kaldı. Bu şekilde çalışmalarımıza devam ediyoruz. Sezon eğer müsaade ederse, tekrar Kültür ve Turizm Bakanlığımızın katkılarından dolayı devam edecek. Cumhurbaşkanlığımıza, Kültür ve Turizm Bakanlığımıza ve DAP’a bu imkanları sağladıkları için çok teşekkür ederiz” dedi.

 

YERYÜZÜNDE BU ÇEŞİT BİR MEZARLIK TEKTİR

Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Sanat Tarihi Bölümü Başkanı Prof. Dr. Recai Karahan, Türk İslam tarihi açısından yeryüzünde bu çeşit bir mezarlığın tek olmasının önemli olduğuna değinerek, “Buradaki kültürel yapıyı, geçmişteki yerleşimi bize bildirmektedir. Arkamızdaki taşların birçoğu 32 tane usta tarafından yapılmıştır. Burada çok büyük bir atölye var. Kültürel bir çalışma var. Bu mezar taşlarının devamı Divriği Ulu Camii’nde de aynı şekilde süslemeleri görmekteyiz. Çünkü Ahlat çok büyük sanatkarları yetiştirip Anadolu’ya gönderiyor. Bu bakımdan da oldukça önemlidir. Ayrıca Ahlat ve Ahlat mezar taşları, Türk aydınlarının yetişerek dünyaya yayılmasına vesile olduğunu bize gösteriyor. Bu açıdan da oldukça önemlidir. Bir de dünyanın hiçbir yerinde 4 metre yüksekliğinde ve tek parça taştan yapılmış, bir ve 1,5 metresi de yerin altına kadar giden böyle devasa taşlara rastlanılmıyor. Bunların üzerindeki süslemeler çok önemlidir. Selçuklular döneminde Karatay ve Sırçalı medreselerinde, Kubadabad Sarayı’nda, Divriği Ulu Camii’nde, Kayseri’deki yapılarda gördüğünüz tüm süslemeleri burada görebiliyoruz. Geometrik süslemeler, palmetler, rumiler, ejderha başları, bunların hepsi Ahlat Selçuklu Mezarlığı’nda görülüyor. Kültürel açıdan çok önemli bir yer, bu yüzden devam ettirilmesi ve taşların korunması çok önemlidir” şeklinde konuştu.

Editör: TE Bilisim