BDP Van İl Örgütü 13 Haziran’da çıkan çatışmada ölen parti yöneticisi Ahmet Demirağaç’a yönelik basın açıklaması yaptı.

 

Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Van İl Örgütü 13 Haziran’da çıkan çatışma sonucu parti yöneticisi Ahmet Demirağaç’ın ölümüne yönelik DBP il binası önünde basın açıklaması yaptı. gurup adına açıklama yapan DBP Van İl Eş Başkanı Nazmiye Acar, şiddet ortamının her geçen gün arttığını belirterek, “Amed, Suruç ve Ankara patlamalarıyla başlayan süreç, ardından Kürt kentlerinin imhası ve şimdi de gözaltında kayıplar, sokak infazlarıyla devam ediyor.  Kürt halkına karşı yürütülen bu ağır savaş konsepti maalesef her gün onlarca insanımızın yaşamını yitirmesine neden olurken bu yapılan katliamlar algı operasyonlarıyla  ‘Terörle mücadele’ adı altında meşrulaştırılmaya çalışılmaktadır. Türkiye bugün 1990’lı yılları aşan savaş politikalarını yaşıyor.  Şırnak’ta gözaltına alınan DBP İl Yöneticimiz Hurşit Külter’den 20 gündür haber alamıyoruz. Yaklaşık 17 yıl önce de DEHAP’lı Yöneticiler Serdar Tanış ile Ebubekir Deniz, yine aynı bölgede gözaltına alınmış ve bir daha da kendilerinden haber alamadık. Bu iki olay aradan geçen zamana rağmen devletin zihniyetinin hiç değişmedini bir kez daha ortaya koyuyor. İleri demokrasiden söz edenlerin geldiği nokta dünyanın en geri ülkelerinden birini yaratmak olmuştur.” İfadelerine yer verdi.

 

“BU BİR KATLİAMDIR VE BUNUN BAŞKA BİR İZAHI OLAMAZ”

13 Haziran 2016 Pazartesi günü DBP Edremit İlçe Yöneticisi Ahmet Demirağaç’ın içinde bulunduğu aracın Sebze Hali Kavşağında çıkan çatışma sonucu, Demirağaç’la birlikte 3 kişinin öldüğünü ifade eden Acar, bir kişi de yaralandığını belirtti. Acar, “Ahmet Demirağaç bizim seçilmiş yöneticimizdi,  kendisi günlük siyasi çalışmalarla uğraşır ve tüm zamanını DBP’nin çalışmalarıyla geçirirdi. Yine araçta ağır yaralanan Naci Acar ise herkesin tanıdığı bir siyasetçi olarak uzun yıllardır bizimle siyaset yapıyordu. Ancak her nedense Şabaniye yolunda durdurulan araç herhangi bir anons bile yapılmadan taranmış ve içindekiler katledilmiştir. Bu bir yargısız infazdır, bu bir katliamdır ve bunun başka bir izahı olamaz. Van Valiliği suçluluğun verdiği panikle alelacele yaşanan olayın hemen ardından derhal açıklama yaparak Demirağaç’ı  ‘Örgüt üyesi’ ilan etmiş, yine aynı paralelde çalışan paramiliter güçler JİTEM adlı sosyal medya hesaplarında Ahmet Demirağaç’ın yerde yatan cenazesinin yüz fotoğraflarını yayınlamıştır.” Diye konuştu.

 

“VAN VALİSİ KİMİN VALİSİDİR”

Acar konuşmasını devamla şu soruları yöneltti: “Söz konusu aracın içinde sivil yurttaşların bulunduğunu bildiğiniz halde neden zırhlı araçlardan direk ateş açılmıştır. Olay yerinde önceden hazırlık yapıldığı halde neden herhangi bir anons yapılmamıştır? Van Valiliği anons yapıldığını iddia ettiği halde çevrede bulunan halkımız bize herhangi bir anons yapılmadığı bilgisini verdi. Aracın taranmasının ardından aracın içindekilerin yaralı olduğu halde kafalarına sıkılarak infaz edildiği doğru mudur?

Görgü tanıkları olayda herhangi bir çatışma yaşanmadığını sadece aracın ateşe tabi tutulduğunu ve bunun beş dakika sürdüğünü söyledi. Araçta bulunan kişilerden bir karşılık verilmemesi bu kişilerin silahsız olduklarını ortaya koyuyor.

Olayın hemen ardından yaşamını yitiren 3 kişinin fotoğraflarının çekilerek paramiliter, karanlık güçlere servis edildiğini gördük. Söz konusu bu fotoğraflar bizzat Van Valiliği tarafından mı servis ediliyor? Ölmüş insanların fotoğraflarını yayınlamayı IŞİD’den mi öğrendiniz? Bu yapılan Cenevre savaş sözleşmesine aykırı olduğu gibi bir insanlık suçudur.

Olayda yaralı olarak yakalanan Naci Acar’a polisler tarafından hastanede işkence yapıldığı doğru mudur?

Van Valiliği herhangi bir tahkikat yürütülmeden aracın içinde bulunanların ‘Örgüt üyesi’ olduğunu neye dayanarak iddia ediyor. Van Valiliği bir yargı makamı olmamasına rağmen nasıl yargı adına karar verebiliyor?

Van Valiliğinden bu sorularımıza derhal yanıt bekliyoruz. Aksi halde Van Valisi, Emniyet Müdürü ve diğer yetkililer bu olayın direk sorumlusu olarak, iki elimiz iki tarafta da yakalarında olacaktır.

90’lı yıllarda köy boşaltmalar, faili meçhul cinayetler, 2000’li yıllarda KCK operasyonlarıyla kitlesel tutuklamalar ve şimdi de Kürt kentlerinin yok edilmesi ile direk yurtsever halkımız hedef alınmaktadır. 10 Haziran tarihinde Hacıbekir Mahallesinde ‘Çatışma var’ bahanesiyle 4 ailemizin evi yıkılmış ve Van Valiliği bununla ilgili tek bir açıklama yapma gereği bile duymamıştır.

Van Valisi kimin valisidir? Halkın Valisi mi yoksa sadece Jandarma ve Polisin birim amiri midir? Bunu bilmek istiyoruz.

Buradan tekrar ilan ediyoruz, sizin tanklarınız, toplarınız, katliamlarınız, infazlarınız, tutuklamalarınız bugüne kadar Kürt halkını mücadelesinden vazgeçiremediği gibi bundan sonra da vazgeçiremeyecektir.

Hurşit Külter’in nerede olduğunu derhal açıklayın…

Ahmet Demirağaç arkadaşımızın anısına ise sonuna kadar bağlı kalacağız ve onun bize bıraktığı mücadele mirasını mutlaka özgürlükle taçlandıracağız.”

 

Acar’ın konuşmasının ardından HDP Van Milletvekili Bedia Özgökçe Ertan çatışmayla ilgili kısa bir konuşma yaptı.

Editör: TE Bilisim