Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nin ev sahipliğinde 10-14 Mayıs tarihleri arasında Van’da düzenlenen “21. Yüzyılda İslam Dünyasına Stratejik Bakış Uluslararası Kongresinin sonuç bildirgesi 4 dilde açıklandı.

 

Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nin ev sahipliğinde 10-14 Mayıs tarihleri arasında düzenlenen ve 24 farklı ülkeden 49 bilim insanının katılım sağladığı 21’inci Yüzyılda İslam Dünyasına Stratejik Bakış Uluslararası Kongresinin sonuç bildirgesi Rusça, Arapça, İngilizce ve Türkçe olmak üzere 4 ayrı dilde deklare edildi. Konusu, kapsamı, katılımcı bilim insanı ve katılımcı ülke çeşitliliği itibariyle böylesi bir kongre bölgede ilk kez düzenleniyor. Kongreye Türkiye’den 59, 24 farklı ülkeden 49 olmak üzere 108 bilim insanı katılım sağladı. Yurtdışından Irak, Mısır, Fas, Ukrayna, Tunus, Libya, Cezayir, Suriye, İspanya, Umman, Ürdün, Yemen, Kazakistan, Çin, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Filistin, İran, Rusya Federasyonu, Kırgızistan, Afganistan, Hindistan, Azerbaycan, Bulgaristan ve Özbekistan’dan katılımlar gerçekleşti. Kongrenin ana çerçevesini oluşturan İslam Dünyası’nda Jeopolitika; Toplum ve Siyaset; Kültür, Eğitim, Ekonomi, Bilim ve Teknoloji başlıkları altında 26 oturumda 100 bildiri sunuldu. Bilimsel tartışmalar yapıldı, sunumlar ve tartışmalar Türkçe, İngilizce, Rusça ve Arapça olmak üzere dört dilde gerçekleştirildi. Ayrıca kongrede sunulan bildiriler, Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi’nde yayınlanacak. Kongre programı kapsamında; İslam sanatının yansıtıldığı “21. Yüzyılda İslam Dünyasına Stratejik Bakış Uluslararası Kongresi Karma Resim Sergisi” ile İslam Dünyası’nda yaşanan insanlık ve medeniyet trajedilerinin konu edildiği “Arafta Kadınlar” ve “Fotoğraflarla Dünden Bugüne Halep” konulu sanat sergileri de yer aldı.

 

ÖNERİLER BÜYÜK ÖNEME SAHİP

Kongre kapsamında ayrıca Van ve çevresinin kültürü, tarihi ve doğa zenginliği hakkında; Van Kalesi, Akdamar Adası, Edremit, Muradiye Şelalesi ve Ahlat ziyaretleri sırasında konunun uzmanı akademisyenler tarafından konuklara Türkçe, İngilizce, Rusça ve Arapça dillerde bilgilendirmeler yapıldı. Kongrenin sonuç bildirgesini Türkçe okuyan Kongre Düzenleme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Hüseyin Karadağ, öncelikle günümüz dünyasında küresel barış ve huzurda bir krizin yaşandığına dikkat çekerek, “İşte bu tarihsel kesitte kongre katılımcılarının ortaya koyduğu tespit ve öneriler sadece İslam Dünyası için değil; küresel barış, küresel huzur, insanlık değerleri ve tarihin akışı içinde şekillenerek günümüze miras

kalan uygarlık değerleri için de önem taşımaktadır.” Dedi.

 

ÖNERİLER BAŞLIKLAR HALİNDE AÇIKLANDI

 

Karadağ, kongrede sunulan bildirilerden ve yapılan tartışmalardan çıkan sonuçları şu başlıklar altında açıkladı:

 

-İslam coğrafyasında yaşanan işgaller, kitlesel göçler, yoksulluk, etnik çatışmalar, mezhep çatışmaları, sağlık sorunları, kaynakların sömürülmesi, terör, kadın ve çocuk ölümleri, açlık, kitlesel sivil katliamları, şehirlerin ve kültür miraslarının yok edilişi gibi insanlık ve uygarlık değerlerini imha edici faaliyetler ve koşullar İslam Dünyası’nın ve Müslümanların iradi tercihi değildir. İslam uygarlığının oluşturduğu kültürel mirası yok eden gelişmelerin gelecekte küresel bir bunalım çağını tetikleyeceği kaçınılmaz olacaktır.

 

- İslam’ı ve terörü bir araya getirerek “İslami Terör” veya “İslami Terörizm” kavramları üzerinden siyaset ve söylem geliştirmek kabul edilemez. Zira İslam şiddeti reddeder. “İslami Terör” veya “İslami Terörizm” kavramlarıyla adlandırılan ve İslam ile hiçbir ilgisi olmayan terörist unsurlar ve faaliyetler, İslam Dünyası’na şekil vermeye çalışan güçlerin icat ettiği, beslediği, koruduğu ve amaçları uğruna kullandıkları yapılanmalardır.

 

- İslam Dünyası’nda halklar ve devletler dışarıdan destekli darbe girişimleri ve terör faaliyetleriyle baskılanmakta; yönetilebilir ve yönlendirilebilir bürokratik ve siyasi kadrolar üzerinden toplumlar ve devletler yeniden dizayn edilmeye çalışılmaktadır. Milli iradeler

dışındaki iradelerin belirlediği yönetim biçimleri ve iktidarlar, milletlerin değil sömürgeci güçlerin emellerine hizmet etmekte, kaos ortamı yaratmaktadır. Milli iradeye dayanmayan hiçbir iktidar yapısı ve hiçbir güç meşru kabul edilmemelidir.

 

- Yabancı güçler tarafından İslam Dünyası’nda yürütülen işgal ve müdahale faaliyetleri yalnızca İslam Dünyası’nı değil küresel huzur ve barış ortamını da tehdit etmektedir. Ayrıca, işgal ve müdahale faaliyetlerini yürüten güçlerin terör unsurlarıyla ortaklıklar kurması,

terörizmi cesaretlendirmekte ve güçlendirmektedir.

 

- İslam Dünyası’nda mezhepler; orijinal İslam kaynaklarını referans alarak kültürel, coğrafi, bölgesel, ekonomik koşullara göre ortaya çıkan İslami yorumların temsilcileridir. Mezheplerin siyasallaşması, ayrışma ve çatışma aracı olarak kullanılması kabul edilemez. Aksine, İslam Dünyası’nda huzur, barış, ekonomik refah gibi temel insani talep ve ihtiyaçların tesisi ve temini için mezhepler arası rekabet yerine; işbirliği ve dayanışmaya ihtiyaç vardır. Mezhepler arası işbirliği İslami, insani ve medeni bir gerekliliktir.

 

- Günümüzde İslam Dünyası’nda yaşanan gelişmeler, bir medeniyetin yok edilmesinin amaçlandığı değerlendirmelerini güçlü bir biçimde desteklemektedir.

 

- İslam Dünyası’nın kültür ve medeniyet değerleri de diğer kültür ve medeniyet değerleri gibi insanlığın ortak mirasıdır. Yok edilmesi veya tahrip edilmesi kültür ve medeniyet katliamı olarak kabul edilmelidir.

 

- Küresel güçlerin emperyalist emellerine uygun olarak, İslam ülkelerinin toprak bütünlüklerinin bozulması ve İslam Dünyası’nda yeni bölünmelerin oluşması, gelecekte telafisi mümkün olmayan kaotik ortamların ortaya çıkmasına neden olacaktır.

 

- İslam ülkeleri; toplumun huzuru ve mutluluğunu tesis etmek ve milli iradeye dayalı yönetimlerle istikrarı sağlamak için, terörle mücadelede güven verici bir işbirliği ağını geliştirmelidir.

 

- İslam Dünyası’ndaki potansiyel kaynakların İslam Dünyası sermayesi ve işgücü ile işletilerek dünya pazarına sunulması, İslam Dünyası’nın refah seviyesinin arttırılması için önem arz etmektedir.

 

- İslam Dünyası’nda sermaye, işgücü, bilgi, teknoloji, mal ve hizmet hareketliliğinin önündeki engellerin kaldırılmasına yönelik olarak ülkelerin, kurum ve kuruluşların yapacağı girişimlere ihtiyaç vardır.

 

- Kültür ve inanç değerlerini yaşama hürriyeti, bireyin ve toplumların en temel hakkıdır. Doğu Türkistan’ın kadim halkı olan Uygurlar da inanç ve kültürlerini özgürce yaşayabilmelidirler.

 

- Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Kıbrıs Türk toplumunun tarihten gelen hakları zarar görmemeli, “eşitlik” ilkesi özenle korunmalıdır.

 

- Türkistan’da “tarihî üst kimlik” ve “tarihî vatan Türkistan” ortak paydasının yeniden inşası, Türkistan’da yaşayan ve farklı adlarla anılan Türk boylarının aidiyet ve mensubiyet duygusunun ve şuurunun şekillenmesinde zengin imkân ve fırsatlar sunacaktır. Tarihî üst kimliğin ve kültürel mirasın, Türkistan’da toplumsal huzuru ve siyasal istikrarı sağlayıcı ve güvence altına alıcı en temel ortak payda olacağı düşünülmektedir.

 

 

- İslam Dünyası’nın birçok bölgesinde Müslümanların yaşadığı mağduriyeti ve yok oluş sürecini sadece emperyalist güçlerin saldırılarında değil, Müslümanların bu mağduriyetteki sorumsuz davranışlarında da aramak gerekmektedir. Müslümanlar arasında medeniyet bağları zayıflamış, aralarındaki siyasi ve kültürel iletişim kopmuştur. Bu yeniden sağlanmalıdır. Müslümanlar kendilerine karşı yapılan saldırılarda, sorunu saldıranlardan biri veya birkaçı ile

işbirliği yaparak çözmek yerine; kendi aralarında siyasi, ilmi ve fikri alanlarda bağları güçlendirecek ittifak projeleri üretmelidir.

 

- İslam Dünyası’ndaki işgallerin, iç çatışmaların, terörist faaliyetlerin sonucu olarak ortaya çıkan kitlesel göçler; bu göçler sırasında yaşanan mazlum ve masum yaşlı, genç, kadın ve çocuk ölümleri; kadın ve çocuk istismarları; kadın ve çocukların terör örgütleri tarafından kullanılması; insanların en temel sağlık hizmetlerinden bile mahrum kalması gibi insanlık değerleriyle bağdaşmayan trajik vakalar karşısında uluslararası kamuoyunun umursamazlığı ve suskunluğu kabul edilebilir bir tutum değildir.

 

- Bu kongrenin ve sonuçlarının bilim dünyasına yeni katkılar sağlayacağını umuyor, İslam Alemi için de intibaha vesile olmasını diliyoruz.”

 

Yapılan açıklamanın ardından katılımcılara Van gezisi organize edildi. 


ŞEHRİVAN HABER: MERAL YILDIZ

Editör: TE Bilisim