ŞEHRİVAN ÖZEL: ORHAN SAĞLAM-ERDAL ERBAŞ

23 Ekim 2011 yılında Van’da meydana gelen iki yıkıcı depremin ardından ara ara devam eden artçı depremler kentin aktif deprem bölgesi olduğunu gün yüzüne çıkarıyor. En son 24 Ocak 2020 tarihinde meydana gelen 6,8 şiddetindeki Elazığ depremi Türkiye’de bir kez daha deprem tartışmalarını gündeme getirdi. Bu depremden sonra hem Marmara hem de Doğu Anadolu illerindeki yeni depremler tartışılmaya başlarken Van’da endişeye kapılan iller arasında yer aldı. Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Jeofizik mühendisi Dr. Öğr. Üyesi Hamdi Alkan, çarpıcı değerlendirmelerde bulundu.

Van’da 23 Ekim ve 9 Kasım 2011 yılında meydana gelen iki yıkıcı depremin ardından binlerce artçı deprem yaşandı. 9’uncu yıl dönümü olması hasebiyle son birkaç gündür yeniden her yönüyle ele alınan Van depremi konusu ile birlikte afetler ve afet sonrası yönetim bir kez daha gündeme geldi. Sayısız anma mesajının paylaşıldığı, o günü anlatan acı karelerin haberleri ve sosyal medya paylaşımlarını süslediği mesajlar konuşulurken en az konuşulan konu ise yine Van’ın deprem riski, olası bir depreme hazırlık ve diğer konular oldu. Deprem riski yüksek bir kent olan Van’ın bu anlamda olası depremlere gebe bir kent olduğu gerçeği güncelliğini korurken Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Jeofizik Mühendisi Dr. Öğr. Üyesi Hamdi Alkan, Van’ın son zamanlarda unuttuğu deprem gerçeğini ve yapılması gerekenleri bir kez daha Şehrivan aracılığıyla hatırlattı. Van’ın 2011 depreminden sonra deprem gerçeğini çabuk unuttuğunu hatırlatan Alkan, Erçek’in kuzeyi ve bazı bölgelerde ciddi bir enerji birikmesi olduğunu hatırlatarak Van’ın tedbirli olması gerektiğini söyledi.

VAN’DA YENİ DEPREMLER OLMA İHTİMALİ YÜKSEK!

Van’ın en büyük önceliklerinden birisi afet yönetimi, deprem sakınım planları oluşturulması ve bu konuda topyekûn bir afet yönetim sürecini yönetme olduğunun altını çizdi. Van’ın Saray ilçesinde 5.4 büyüklüğünde bir deprem meydana geldiğini hatırlatarak, “Bu deprem yaklaşık 30 kilometre uzunluğunda olan sağ yana doğrultu atımı fay karakterinde, tam Türkiye-İran sınırında bulunan Saray fayı üzerinde deprem meydana geldi. Deprem Van merkez başta olmak üzere Özalp, Gürpınar ve Saray ilçelerinde yoğun bir şekilde hissedildi. Van il merkezinde de depremi hissetme oranı yüksekti. Ülke olarak büyük olaylara karşı bilinçsiz olduğumuzu ve bu konularda daha dikkatli olmamız gerektiğini vurgulayan Alkan, “Bölgemizde gelecek olası bir büyük depremin olacağı ihtimali çok yüksek. Bizim önlem almamız gerekir.” Dedi.

“DEPREM KUŞAKLARININ AKTİF OLDUĞU BİR ÜLKEYİZ”

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Jeofizik Mühendisi Dr. Öğr. Üyesi Hamdi Alkan, bölgeden söz etmeden önce deprem konusunda ülkemize genel bir vurgu yaparak şunları anlattı: “Türkiye’deki depremi yorumlamamız için bu işte uzman olmak gerekir. Dolayısıyla sismoloji yani deprem biliminde uzman olmadan yorumlamak çok doğru bir tanım olmaz. Sismoloji bilim dalında uzman olmak gerekir. Bu alana çalışmamış insanların yorumlarına pek güvenmemek akıllıca olur. Bizim bulunduğumuz kuşak depremlerinin aktif olduğu bir bölgedir. Belli aralıklar büyük depremlerin olduğu bir bölgedeyiz. Teknolizmasına baktığımızda bizim Arap levhamız kuzey batıya doğru hareket ediyor. Yukarıda Avrasya plakası bir sıkıştırmaya sebep oluyor dolayısıyla bizim Anadolu bloğumuzu saat yönü tersinde batıya doğru itmeye çalışıyor. Aynı zamanda Afrika plakası da öbür taraftan sıkıştırmaya çalışıyor. Bu anlamda da Batı Anadolu orta büyüklükteki depremler sıklıkla birbirlerini tekrarlıyor. Ülkemiz depremsellik açısından aktif bir bölgedir.” 

“VAN RİSKLİ BİR BÖLGEDE YER ALIYOR”

Van Gölü etrafında bir sürü fay hattı olduğunun altını çizen Alkan, “Kuzeyde Çaldıran, güneyinde Bahçesaray, Gürpınar, Gevaş, Tatvan, Nemrut, Ahlat, Süphan, Karayazı, Erciş ve Başkale fay hatları gibi fayların bölgemizin sürekli aktif olacağını bu fay hatlarında kırılmaların meydana gelebileceğini gösteriyor. Bunların belli aralıklarla belli büyüklükte depremlerinin birbirini tekrarlayacağının göstergesidir. Bölge de en büyük deprem diye anılan 2011 depremimiz var. Ardından Kasım 9’da meydana gelen büyük bir artçı deprem var. Bunlar faklı mekanizmalara sahip iki yıkıcı deprem niteliğedirler. 23 Ekim 2011 yılında meydana gelen büyük depremden sonra Van’da birçok yerleşim yeri ve binalar ya yıkıldı ya da ağır hasar gördü. Özellikle köy ve ilçelerdeki kerpiç yapılardan dolayı yıkımlar çok daha fazla oldu. Şimdi şehir merkezine baktığımız zaman yıkılan binaların yerine yeni binalar yapılıyor. Depremden sonra TOKİ inanılmaz bir yatırım yaptı ve TOKİ’nin yaptığı binalar depreme dayanıklı yapılardan oluşuyor. Depremden sonra şehir içine yüksek katlı binalarda yapıldı. Yüksek riski temsil eder ki zaten Van riskli bir bölgede yer alıyor.” İfadelerine yer verdi.

VAN’DA YATAY YAPILAŞMA ŞART

Van’da depremlerden sonra yapılan yapılar hakkında değerlendirmede bulunan Dr. Öğr. Üyesi Alkan, şunları kaydetti: “Yeniden yapılan TOKİ yapılarında herhangi bir sorun yok, onlar depreme oldukça dayanıklı fakat kişisel müteahhitlerin yaptığı yapılar hakkında yorum yapamam çünkü bu yapılarla ilgili çalışma yapmak gerekir. Bu kısımda biraz İnşaat Mühendislerini ilgilendiren bir kısım diyebiliriz. Ancak dikey yapılaşmadan çok yatay yapılaşmaya yönelmeliyiz. 8 veya 10 katlı binalar yapmak, kendi canınızı hiçe saymak anlamına geliyor. Risk artıyor ve olası bir depreme sadece Van’ı değil bütün ülkeyi konuşmamız gerekir. Öncelikle bu konularda bilinçli olmak ve sorumlukları yerine getirmek lazım. Binaların sağlamlığıyla ilgili ve restore edilmiş yapılarla ilgili uzun ömürlük olmadığını biliyoruz. Yüksek binalar, depremden kalan yapılar ve riski artıracak yerlerden uzak durmak gerekiyor. Ama maalesef Van’da yüksek binalar ve depremden kalan yapılarda mevcut ondan dolayı biraz daha dikkatli olmakta fayda var.”

YIKICI VE ÖLDÜRÜCÜ OLAYLARA HAZIR OLAMIYORUZ

Sadece Van değil ülke olarak ikinci bir depreme hazırlıklı olmadığımızı kaydeden Alkan, “En yakın tarihten bahsedersek 5,8 şiddetinde Saray depremi 25 Haziran 2020 yılında meydana geldi. Bu depremde şehir olarak ayağa kalktık, herkes korkudan ne yapacağımızı bilemedik dolayısıyla hazır değiliz. Ülke olarak değerlendirelim Marmara açıklarındaki Silivri depremi 26 Eylül 2019 yılında meydana gelen 5,7 şiddetindeki depremden sonra İstanbul’daki birçok akrabama ulaşamadım. Oradaki insanlarda feci bir şekilde korkmuştu. 5.7 çok büyük bir deprem değil ve çokta küçük bir deprem değil ama biz eğer bu artçı depremde bu kadar etkileniyorsak kesinlikle depreme hazırlıklı değiliz anlamına geliyor. Biz hazır olamıyoruz, bugün Van’da kaç kişi toplanma alanını biliyor, kaç kişinin evinde deprem çantası var. Misal bakın şu an pandemi sürecinden geçiyoruz, insanlar pandemiye karşı olan sorumluklarını ne kadar yerine getiriyor. Öncesinde bu tür olaylara karşı bir hazırlığımız yok ve biz çok çabuk unutuyoruz.” İfadelerini kullandı.

“VAN’DA 1970 VE 2019 YILLARI ARASINDA 14 BİN 179 ADET DEPREM OLDU”

Cümlelerini sürdüren Alkan, şöyle devam etti: “Ülke olarak deprem ülkesiyiz, büyük depremlerde oldu. 1970 ve 2019 yılı arasında Van ve civarında magnitütü 1’den büyük 14 bin 179 adet deprem oldu. USGS kataloğundan çekilen sonuçlara göre 2000 ile 2020 yılı arasında magnitütü 4’ten büyük Van Gölü ve çok yakın civarında yaklaşık 300 tane deprem meydana gelmiş. Bu yıllar arasında 5’ten büyük 24 tane deprem meydana gelmiş. Her bir depremde farklı bir kâbusa uyanıyoruz. Kişi ve birey olarak deprem konusunda bilinçlenmek en doğrusu olur. AFAD bu konuda en iyi sunum yapan kurumdur. Bize basit ve değişmeyen kurallar yapmaları lazım. Tarihlere baktığımız zaman sürekli Van ve çevresinde sürekli depremler meydana gelmiş ve en son olarak büyük deprem dediğimiz Elâzığ depreminde yine yıkımlar ve ölümler meydana geldi. Bizim bunları önlememiz için kişi kedinden sorumludur, bu konuda kendimiz farkında olursak ve deprem zamanı ne yapacağımızı bilirsek yıkıcı depremlerden bir nebze de olsa korunuruz.”

VAN’DA 10 İLE 20 YIL ARASINDA BÜYÜK BİR DEPREM OLMA İHTİMALİ YÜKSEK

Deprem sınıflandırılmasında bilmemiz gerekenleri açıklayan Alkan, “Depremlerin enerjisi boşalırken önce şok olur. Daha sonra ana şok meydana gelir ve bunlardan sonra artçı şoklar meydana gelir. Artçı şoklar günlerce, haftalarca, aylarca ve yıllarca sürebilmektedir. Bizim bölgemizde de belli dönemlerde sık sık artçı depremler meydana geliyor. Van’da 5 ve 6 büyüklüğündeki bir depremin yeniden oluşması için aşağı yukarı 7 yıl bir zaman diliminin geçmesi gerekir. 7 ve 20 yıl arasında da 6 ve üstü büyüklüğünde bir deprem meydana gelebiliyor. Yani ortalama Van bölgesi için şunu söyleyebiliriz, sismik risk açısından önemli bir bölge, büyük depremlerin kendini tekrarlayacağı bir yer.”

“ÖNLEM ALMAMIZ GEREKİYOR”

“Orta aralık değimiz 10 ile 20 yıl arasında güçlü deprem ya da büyük depremlerin oluşma ihtimali ve potansiyeli oldukça yüksek. Van bölgesine battığımızda özelikle Çaldıran ve Muradiye arasında Başkale fayında Özalp, Edremit, Gevaş, Çatak ve Gürpınar’ın orta kısımlarında gelecekteki güçlü ya da büyük depremlerin yerleri olarak gösteriliyor. Van’ın doğusu güneyi yüksek gerilmelerin olduğu yerler. Van’ın güneybatısına göre güneydoğusu daha riskli durumundadır. Yani Başkale Bitlis’e oranla daha risklidir. Bölgemizde gelecek olası bir büyük depremin olacağı ihtimali çok yüksek. Bizim önlem almamız gerekir.” Şeklinde konuştu.

ÇÖK, KAPAN VE TUTUN

Deprem anında yapmamız gereken davranışlar çok önemli, deprem sarsıntısı başladığında çök, kapan tutun hareketinin önemine dikkat çeken Alkan, şunları söyledi: "Sarsıntı başladığı andan itibaren kesinlikle merdivenlere, balkonlara ve asansörlere koşmamamız gerekiyor. Sarsıntının başladığını hissettiğimizde bizim doğru davranış şeklimiz sağlam nesnenin yanında, üzerimize düşebilecek olan nesnelerden uzak, çök kapan ve tutun hareketidir. Bir elimizle nesneden tutunuyoruz. Diğer elimizle boyun ve baş bölgemizi koruyoruz. Bu hareketin amacı başka bir yere savrulup yaralanmayalım diye. Sarsıntı bitene kadar bekliyoruz. Eşyaların yeri bizim için çok önemli. Uzun boylu eşyalar sarsıntının etkisiyle düşüp bizi yaralayabilir. Özellikle çıkış kapılarımıza yakın eşyalar varsa bunların yerini değiştirmeyi öneriyoruz. Mutlaka duvara sabit olması gerekiyor. Mesela vestiyerin bizim çıkış kapımızın önüne düştüğü düşünüldüğünde hızlı bir şekilde tahliyeyi gerçekleştiremeyeceğiz."

Editör: TE Bilisim